f. c. nürnberg bizce adeta üzerine eski ve meşhur bir firmanın etiketi yapıştırılmış kapalı bir valizdi.. ünlü firmanın ismi morlock'tu ve bize valizin içinden iyi bir şeyler çıkacağı ümidini veriyordu. gel gelelim mithatpaşa stadında açılan bu valizden sahaya pek de mühim şeyler yayılmadı. oyunu çok iyi gözleyen bir kaleci, hatâsız bir santrhaf, iki inatçı bek, fevkalâde çalışkan bir sağaçık ve bizden epeyce daha şuurlu bir futbol anlayışı içinde top koşturuş işte o kadar.
bu arada meşhur moriock'un da açık valizin kapağı arkasında kayboluverdiğini de söylemeliyim. fenerbahçe oyuna futbolseverlere «ah liglerde de böyle oynasalar» dedirtecek kadar canlı başladı. nürnbergliler 4-2-4 sistemini defansa yüzde 70 ehemmiyet vererek çalışıyorlardı. fakat hemen maçın başında sakatlanıp solaçık yerinde bütün oyun müddetince tamamiyle hareketsiz durmağa mecbur kalan sağhaflarının yüzünden bu düşünceleri sahaya en çok 4-2-3 şeklinde yayılabiliyordu. sarı - lacivertli forvet böylece kesin bir şekilde tutacağı adamı kalmıyan sol haf kadri'yi de aralarına alıp 6 kişilik hücumlar yapıyorlar, fakat her hücum başlangıcında ve bitiminde çok zaman tek hat halinde rakip ceza sahası hizasında kala kaldıklarından ortada yaşaması gereken saha tamamiyle boş ve cansız kalıyordu. kalelerinin önündeki 4 sabit adamlarından gelip, bu tenha sahayı aşan dağınık vuruşlar ise forvete ulaşıncaya kadar nürnbergliler kalabalık müdafaalarında gereken müdaheleyi yapmıya vakit kazanıyorlardı. fenerbahçede nedense kendine güveni kaybetmiş gibi görünen kaleci özcanın önünde vazifelerini iyi niyetle başarmağa çalışanlar atilla, özer, osman olup, ismail bütün takımın en iyisi idi. zaman zaman fevkalade hareketler yapan can ise bütün futbolseverlere «ahh, bu futbolcu biraz daha çalışkan ve kondisyonlu olabilse» dedirtirken, hakikatte çok iyi futbolcular olan lefter, hilmi, ergun pek sönük kalıyorlar. şeref de mantıksız bir çalışkanlık içinde oraya buraya koşuyordu. böylece fenerbahçe kendi evinde dize geliverdi ve nürnberg'de yapılacak maç için de kimseciğe bir ümit vermedi.