yarın karşılarında oynıyacağımız yugoslav milli futbolcularını otellerinde ziyaret ettim. hepsi odalarına çekilmiş, istirahat ediyorlardı. dörder, beşer kendi aralarında konuştuklarını gördüm. pek azı dışarıya çıkarak benimle konuştu. bunlardan vukas, maç hakkmda şunları söyledi: «oyun çok zor olacak. çünkü türk takımının kuvvetini yakinen biliyorum. istanbuldaki 2 - 2 lik maçta onlara karşı ben de oynadım.»
beara (kaleci) «hep bizim kazanacağımız kanaatindesiniz. ben sizin kadar iyimser düşünemiyorum»
horvat (santrhaf): «türk futbolunun kuvvetini biliyoruz. sizinle çok çekişeceğiz. yegâne avantajımız, kendi sahamızda oynamaktır»
boşkov (sol haf): «türk takımı sürpriz yapmağa muktedir bir ekiptir. ispanya galibiyeti ile bunun en büyük misalini verdiniz. sizi bir an için olsun küçümseyenleyiz. çünkü bu, mağlûbiyetimize yol açar.»
bobek (soliçi): «türkiye'ye karşı yalnız bir defa, 1948 olimpiyatlarında oynadım. benim oyun tarzım daha ziyade şahsî kabiliyetime dayanır. bu bakımdan enerjik, süratli ve canlı oyunculardan kurulu takımınıza karşı muvaffak olmam pek kolay olmayacak. ne yalan söyleyeyim, şimdi beni bir düşüncedir aldı.»
çiriç (millî takım antrenörü): «takımınızı isviçre'de seyrettim. terakki etmiş bir oyun tarzınız var. takımınız genç ve dinamik, yüzde yüz kazanmak için oynuyorsunuz. bizim için maçı kazanmak kolay olmayacak.»