maçtan bir gün sonra çıkan gazetelerde şu başlıklar ve detayları vardır;
galatasaray kalecisi hayrettin’in öfkesi dinmedi; “penaltıdan sonra gözüm döndü, hırsım geçmemişti. beşinci gol öncesinde baktım rıdvan bana doğru geliyordu. o anda her şeyi unutup rıdvan’ın üzerine gittim. allah ne verdiyse ayaklarına dalacaktım, bitirecektim onu. ama baktım tanju’ya pas verdi, yoksa beni kimse tutamazdı. normalde kırmızı kart görmem gerekiyordu, hakem herhalde korktu. pozisyon televizyonda penaltı gibi görünüyor ama inanın değildi. hakemin işaretini görünce tepem attı. hemen gidip rıdvan’ı ittim. sonra oğuz küfür ederek üstüme geldi, kendimi iyice kaybettim. tanju engellemeseydi orada çok şey olurdu.
rıdvan transferde aldığı 2 milyarı bana borçlu. izmir’deki ingiltere maçında güzel oynamıştı ama ben o kurtarışları yapmasam farklı yenilirdik. o zaman da rıdvan’ın iyi oyununu kimse görmezdi. fındık kadar adam maç bitinceye kadar bana “ dışarıda görüşürüz” diye bağırıp durdu. ona iki parmağım yeter. o benim için artık bitti, yüzüne bakmam. tekrar söylüyorum, yaptıklarımdan pişmanlık duymuyorum.”
kosecki; “bu ülkede her şeyden memnunum. ancak hakemler ve federasyon yüzünden türkiye’yi terk edeceğim. türkiye’de federasyon yok, olsa böyle hakemlere görev vermezler. eğer federasyon bu hakemi uyarmazsa ve dört maçtan fazla ceza vermezse bavulumu toplayıp polonya’ya döneceğim. harika ortamı hakem berbat etti.”
adnan polat; “bu maçın yorumunu ben yapamam, seyirciler yapsınlar. biz fenerbahçe’ye değil hakeme yenildik. en sakin futbolcu rotariu bile çılgına döndü. fenerbahçeli futbolcular sanki melek onlara kart göstermek yok.”
galatasaray yönetimi mustafa denizli’nin yerine yeni hoca arayışlarına başlar.
ertuğrul dilek, hayrettin’e kırmızı kart göstermeyen hasan ceylan’ı eleştiri bombardımanına tutmaktadır ; “hayrettin’in hareketleri kesinlikle kırmızı kart gerektirirdi. o hareket kırmızı kart değilse hiçbir hareket değildir. rıdvan’a saldırmasının bir anlamı yok, penaltıyı veren hakemdir.”