sinan alaağaç eskişehir’in yetiştirip türk sporuna armağan ettiği çok yönlü bir sporcuydu. spora 1972 bölge futbol okulunda kaleci olarak başladı. orta okuldayken atletizmle ilgilendi. istanbul’da oynadığımız futbol federasyon kupası eleme maçında sinan’a ilk kez kaleye geçme şansı tanındı. harika oynadı. panterleşti ve beşiktaş’ı kupadan eleyen isim oldu.askere gidinceye kadarda kalenin sahibi oydu. beşiktaş karşısında yıldızı birden parlayan rahmetli sinan ümit milli takımda ay yıldızlı forma giyememişti ama, beşiktaş maçı sonrası iki kez milli takım kalesinin bekçiliğini yaptı. rahmetli sinan alaağaç sporun iki ayrı branşında milli olmuş nadir sporcularındandı. başarılı sporculuğu yanında insan ilişkileri de sıcaktı. sevecen bir yanı vardı.
24 kasım 1985 eskişehir’i ağlatan gün. sinan, sadece eskişehirspor kalecisi olduğu için ilgi duyulmuyordu. insan gibi insandı, sevecendi, her yönüyle dengeliydi, canların canıydı. ölüm haberi bomba gibi patladı. geç saatlerde eskişehir’e getirildi. bozüyük’te karşılandı. hıçkırıklar sokaklarda yankılanmıştı. reşadiye camii avlusuna sığmadı gönderilen çelenkler. ay yıldızlı bayrağımıza sarılı tabutu olduğu bahçe, cennet bahçesi oluverdi. cenazesine gelenler camii avlusuna sığmadı. eller üstünde taşındığında cadde insan selinden taştı. nişanlıydı. terhis olunca evlenecekti. düğünün süsleyecek çiçekleri mezarına sıra sıra kondu. mezarlığı mis gibi bir koku sarmıştı o gün.
sinanımız...... sen hala içimizdesin........ gönlümüzdesin.....
(not: bu maç eskişehirspor kalecisi sinan alaağaç'ın ilk lig maçı olduğu için anıyı buraya yazdım.)