kimi zaman sürpriz bekledik, çarpıldık. bazen şekerli kuralan acıyla sonlandırdık, bazen de zoru başardık. son 20 yılda milli takımımız avrupa şampiyonası ve dünya kupası elemeleri'nde hangi rakiplerle eşleşti, ne umdu ne buldu...
1990 dünya kupası elemeleri sovyetler birliği, avusturya, doğu almanya, izlanda
1988 elemeleri'nin son maçı olan 3-2'lik yugoslavya yenilgisiyle mustafa denizli son kez milli takım'ın başında sahaya çıkar. mustafa denizli göreve devam edecektir ama yugoslavya maçının alsancak stadı'nda mı yoksa atatürk stadı'nda mı yapılacak olmasının kavgası istifayı getirir. sırada 1990 elemeleri vardır. teknik direktör adayları yazılır, çizilir. anketler yapılır. sandıktan gordon milne, yeniden mustafa denizli ve de jupp derwall-mustafa denizli koalisyonu çıkar.
ancak göreve o dönem gençlerbirliği'nin başında olan, ümit milli takım'da da görev yapan tınaz tırpan getirilir. ilerleyen dönemlerde kamp yeri olarak ankara ve çevresini seçen tırpan eleştirilince ankara'yı bırakır istanbul'a yerleşir.
kuralara malta, lüksemburg ve kıbrıs rum kesimi'nin yer aldığı torbalardan girer türkiye. platini durumu eleştirir. "dider six ve jupp derwall'in olduğu türkiye'de bir şeyler değişiyor olmalı" der. joao havelange'nin kızı joanna'nın çektiği kurada sovyetler birliği, doğu almanya, avusturya ve izlanda ile eşleşilir. kuranın sunucusu pele, "artık büyük takım küçük takım yok. çalışırsanız italya'ya gelirsiniz" der. gerçi dedi mi yoksa basınımız milli takıma gaz olsun diye mi bu sözleri yazdı bilinmez.
kura sonrası her ne kadar avusturya'nın golcüsü toni polster "sevinçten havalara uçtum" dese de sovyetler birliği dışında türkiye'yi zorlayacak bir ekip olmadığı yazılır çizilir basınımızda. tanju "yenemeyeceğimiz takım yok" derken; gökhan, savaş, feyyaz, uğur ve rıza, sovyetler birliği'nin ardından ikinci olarak finallere gideceğimize inanır.
sakaryaspor'dan oğuz, antalyaspor'dan özcan ve maraşlı mehmet'in prim yaptığı günlerdir. tınaz tırpan'ın da sıkıntısı mustafa denizli ve coşkun özarı ile aynıdır. denizli, "milli takımın başarılı olduğu nisan, ekim ve kasım aylarında birden çok milli maç oynanmalı" görüşünü savunur, fikstürün de milli takıma göre ayarlanmasını ister. tınaz tırpan da "denizli'nin emanet ettiği hücum futboluna devam edeceğiz" deyip aynı sıkıntılardan şikâyetçi olur.
izlanda'ya karşı alınan beraberlik ve avusturya'daki 3-2'lik yenilgiyle önceleri direnç kırılır. ancak magdeburg ve inönü'deki doğu almanya zaferleri yeniden umutlan arttırır. izlanda'da alınan yenilgi 3-0'lık avusturya galibiyetiyle unutulur. tek engel, inönü'de 1-0 mağlup olunan sovyetler birliği'yle deplasmanda yapılacak maçtır.
grubun son maçı öncesi heyecan sarar türkiye'yi. milli takım çok önceden kampa alınır. beşiktaş ve ankaragücü ile hazırlık maçları oynanır, kazanılır. avusturyalılar son rakipleri doğu almanya'ya para yolladığımızı iddia eder. o günlerde astrolog yasemin boran da pek bi popülerdir. biyoritm'e göre türkiye'nin kazanacağını iddia eder. tanju için "fizik ve moral açısından çok iyi bir gün geçirecek ancak zekâ açısından eksik bir gününde olacak", rıdvan dilmen için de "şahane bir gün yaşatacak. türkiye kazanacak" yorumlarını yapar. zaten bildiğimiz şeyleri tekrarlar ama türkiye'nin kazanacağını söyler. ancak olmaz. türkiye kazanamaz çünkü maçtan iki gün önce, 1954'te dünya kupası'na katılmamızı sağlayan çocuk franco'nun hayata gözlerini yummasıyla şans meleğimiz de uçup gitmişti.
basınımız "roma öksüz kalmasın" der ancak simferopol'da alman 2-0'lık mağlubiyetle milli takım türkiye'ye boynu büyük döner. italya'ya sovyetler birliği ve avusturya'yı gönderir.