kasım 2007 tamsaha dergisinden cem zamur'un yazsısından:
20 haziran 1976'da belgrad'da sergio gonella'nın yönetiminde finale çıkıldı. çekoslovakya, viktor,dobias, capkovic, ondrus,pivarnik, panenka, moder, masny,nehoda, gögh, svehlik onbiriyle sahadayken, rakibi federal almanya,maier, vogts, schwarzenbeck,beckenbauer, dietz, wimmer,bonhof, uli hoeness, dieter müller,beer, hölzenbein tertibindeydi.
final hızlı başladı. 8. dakikada ceza sahası içinden kaleye gönderilen şutu maier çıkardı. ancak top nehoda'nın önünde kalmıştı ve yaptığı ortada svehlik'in vuruşu bu kez maier'i çaresiz bırakmıştı.25'te ise almanların kafayla uzaklaştırmaya çalıştığı top ceza sahası dışında dobias'ın önüne düşüyor ve onun sol ayağıyla gelişine vurduğu top sağ direk dibinden ağlarla buluşuyordu.çekoslovakya rahatlayamadan golü yedi. sağ kanattan gelen ortaya voleyi yapıştıran müller, skoru 2-1'e taşıdı. ikinci devre de aynı tempoda oynanıyor ama almanlar klasikleri haline gelmiş gollerini bu sefer 89'da hölzenbein'in kafasından buluyordu. uzatmada iki takım birbirine üstünlük sağlayamayınca, final penaltılara gidiyordu. penaltı yarışı hiç kaçırılmayacak gibi başlamıştı.
masny, nehoda, ondrus, jurkemik çekoslovaklar adına gol kaydetti.almanlar bonhof, şohe, bongartz'la golü bulurken uli hoeness topu dışarı attı. çekoslovaklar son vuruşu panenka'yla kullanacaktı.işte unutulmaz, futbol literatürüne “panenka penaltısı” adıyla girecek olan vuruş o sırada geldi. 7 numaralı formasıyla topun başına geçtiğinde sanki kimse bunun gol olacağına ihtimal vermiyor, “nasıl olsa şans bir şekilde almanlara yine güler,”diyordu. tüm stat sessizliğe gömülmüştü. panenka topa doğru gelirken herkes nefesini tutmuştu.birden inanılmaz bir hıza ulaştı, o kadar ki vuruştan sonra kendisi de gol çizgisini geçmişti. mühim olan o hızla gelip o topa, o şekilde vurabilmekti. topa başka bir şey yaptı, havada asılı kalan top saniyelerce orada kaldı sanki. kendi soluna yatan maier'in yapacağı bir şey yoktu. süzülen topla panenka çizgiyi sanki aynı anda geçtiler.
mühim olan elbette öyle bir baskı altında bu penaltıyı atabilmekti.alman spiker mikrofondan bir tanım bulmakta güçlük çekiyor,“inanılmaz, çılgınca, şizofrenik”diyordu. alt metninde hem beklenmedik bir hamleyle rakibi ekarte etmek hem de sanki bunun eninde sonunda bir oyun olduğunu,o kadar da ciddiye almamak gerektiğini bildiren binlerce şifre gizlenmiş bir vuruştu sanki. işte bunun için gelmiş geçmiş en iyi penaltı vuruşudur o. kendi adıma “bunu seyrediyorsa en çok cruyff eğlenmiştir,” diye düşündüğümü hatırlıyorum.
“tondo” panenka yıllar sonra o penaltıyı avusturya-çek cumhuriyeti maç kitabında şöyle değerlendirecekti: “niçin öyle kullandığımı bilmiyorum. teknik direktörümüz son penaltıyı benim atacağımı söyledi. hoeness kaçırdıktan sonra, sanatsal bir dokunuş yaptım. bu tarz vuruşlara on beş seneden beri çalışıyordum.sepp maier sol köşeye yatınca, ölçüp kalenin ortasını ince gördüm.” bu tanım, zamanında mustafa denizli'nin bu vuruş için söylediği “panenka kleps çekti”yle birebir örtüşüyor