ilk maçı ankara'da 1-0 kazanan gençlerbirliği'nin oldukça moralsiz ve yorgun çıktığı ama iyi mücadele edip 0-0'la yarı finale çıktığı maçtır.
ilk basımı 2003 yılında olan tanıl bora'nın "ankara rüzgarı: gençlerbirliği tarihi" isimli kitabından;
"gençlerbirliği kupa maçından önceki haftasonu ankara'da bursaspor'a 1-0 mağlup olmuş ve şike ithamlarıyla karşı karşıya kalmıştı. bu moral bozukluğuna yolculukta çıkan beklenmedik sorunların getirdiği feci yorgunluk da eklenmişti. dönemin genel kaptanı ekrem üstündağ anlatıyor: 'salı günü öğlen 11'de havaalanına gittik takımla. uçak havalandı, 15 dakika sonra tekrar indik. saat 5'e kadar havaalanında bekledik. "kalkmayacak sis var" dediler. telefon ettim kulüp otobüsü havaalanına geldi. ankara'dan çıktık, karayoluyla, maç sabahı saat 4'e doğru trabzon'a vardık'. maç saati, maçın uzama ihtimaline karşı 12 olarak belirlenmişti. günlerden 1 nisan'dı ama, şaka falan değildi bu! avni(okumuş), "hiç uyuyamayan ya da toparlanıp maç yemeği yiyemeden maça çıkan arkadaşlar" olduğunu hatırlatıyor. yine ekrem üstündağ'ın anlatımı: "metin türel'in büyük özelliklerinden birisi de futbolcu psikolojisini çok iyi bilmesidir. sabah 5'te takımı toplayıp bir konuşma yaptı. bana söz sırası geldiğinde o kadar maçın havasına girmiştim ki 'hepiniz öpüldünüz'den başka kelime çıkmadı ağzımdan..maça çıktık" (sayfa 297)
şirin'e yumruk atan trabzonspor'lu dobi hasan ile bu sırada olaya müdahale eden zlatko maçta kırmızı kart görmüşler, gençlerbirliği kalecisi okan gedikali ise mükemmel bir maç çıakrmıştır. öyle ki ertesi günkü milliyet gazetesi maçın künyesinde okan'a 4 üzerinden 4 yıldız verirken, trabzonspor'da 2 yıldızdan fazlasını alabilen oyuncu yoktu...
ve maç 0-0 bitti. gençlerbirliği'nin güzleri kan çanağı olmuş moralsiz takımı, elemişti trabzonspor'u. futbolcuların, yöneticilerin, teknik direktörün, taraftarların, o gün gözü parladı; "biz bu kupayı alırız" dediler. o sezon türkiye kupası'nın gerçek finali, 1 nisan'da avni aker'de oynanmıştı aslında...