ilk basımı 1993 yılında olan jupp derwall'ın "türkiye anıları" kitabından;
benim almanya'ya dönüşümden sonraki yeni sezonda, kulübün teknik direktörü mustafa denizli'nin çalıştırdığı takım tekrar avrupa şampiyon kulüpler kupası fna katıldı ve şansına rakip olarak avusturya şampiyonu rapid wien çıktı.
takım ilk maçı viyana'da 2-1 kaybetti. bu memnuniyet verici bir sonuçtu. memleketim aachen'dan gelen arkadaşım vural beni münih'den aldı ve onun arabasıyla, valslerin, operetlerin, sacher pastalarının ve futbolun kenti viyana'ya gittik.
eski dostları tekrar görmek, mustafa ve ahmet', sarılmak, oyuncularla kucaklaşmak güzeldi. artık puanlarını, gollerini saymadığım, gündelik antrenmanlarını yaptırmadığım galatasaray'ın tüm oyuncularının yokluğunu günlük hayatımda zaman zaman hissetmiştim. alp yalman da onlarla birlikte gelmişti ve nihayet tekrar sohbet edecek, beraber yemek yiyecek zaman bulmuştuk.
maç günü, daha önceleri sahanın içinde ve kenarında pek çok kez karşılaştığım, viyanalı eski dosta rastladım. 1978'de arjantin'de yapılan dünya şampiyonası sırasında, cordoba'da attığı gollerle bütün final şansımızı yok eden, avusturya millî takımı'nın santrforu hans krankl...
sonra, otuzlu ve kırklı yılların büyük oyuncuları willi hannemann, kaili decke-r ve rapid wien'in, güçlü şutlarıyla tanınan santrforu bimbo binder...
onları bu vesileyle tekrar görebilmek, üstelik de sağlıklı olduklarını bilmek beni fazlasıyla sevindirmişti.
büyük bir maç olmadı, ama sonuç iyiydi. rapid wien karşısında 1-2'lik bir sonuç alan galatasaray, parlak bir başlangıç konumu yaratmıştı. deplasmanda atılan golün ikinci maçta büyük ağırlığı olacaktı.
galatasaray istanbul'da da tanju ve cüneyt'in golleri ile 2-0 galip geldi ve bir sonraki rakibiyle yapacağı maçın sevincini yaşamaya başladı; çünkü, takım çok a-kılhca oynuyordu ve zekice tertiplenmişti. mustafa, takımı uluslararası maçlar için de mükemmel hazırlamış ve onlara gerekli öz güveni verebilmişti.
galatasaray'ın bir sonraki rakibi, 1988 isviçre şampiyonu xamax neuchatel'di.