türkiye-ermenistan milli maçı, futboldan ziyade siyasi bakımdan önemli, hem de çok önemli. çünkü futbol açısından maçın sonucu 'belirleyici' nitelikte değil. ama aralarında yüz yıllık buzdağı bulunan iki milletin ilişkilerini geliştirmek için maç gibi vesileler siyaseten çok önemli elbette.
süreç zaten maçla başladı, protokollerle önemli bir adım atıldı.
dün öğleden sonra stadın etrafını kolaçan ettim. adeta medya panayırı kurulmuş, canlı yayın araçları, kameralar yığınla...
her maç öncesi olduğu gibi, "taraftar" grupları toplanmaya başlamış. türk ve azeri bayraklarına bürünmüş seyyar satıcılar... duvarlarda, direklerde parlak kâğıda basılı türk-azeri bayrakları yan yana yapıştırılmış.
azeri bayrakları
azeri bayrağının bir ara yasaklanıp sonra ‘serbest’ denilmesi adeta tahrik etkisi yaratmış. birçok yerde azeri bayrakları görülüyor.
maçın başlamasından 4.5 saat önce fıfa genel sekreteri jerome valeke imzasıyla futbol federasyonuna "azerbaycan bayraklarıyla yapılacak eylemin hemen durdurulmaması halinde fıfa’nın maçı iptal edeceği" yolunda uyarı geldi. fıfa bu kararı ermenistan futbol federasyonunun müracaatı üzerine almış. güvenlik görevlileri bunu uygulamaya çalışacaklar. ancak tahrik etkisi olmasın diye erken açıklama yapılmadı.
dışarıda azeri ve türk bayraklarına bürünmüş bursalı hüseyin serden'e soruyorum: olay çıkar mı?
- niye çıksın abi, türk misafirperverliğini göstereceğiz. ermeniler burada misafir!
çevresindeki gençlerden biri "dost olalım ama karabağ’dan da çıksınlar" diye ekliyor, sonra kulağıma eğiliyor, "ben ülkücüyüm abi..."
planör eylemi
şehir sakin ve olgun. hiç öyle gergin bir ortam yok. sadece "mhp'liler protesto eylemi yapacakmış" diye bir laf dolaşıyor. bursa polisi bazı ülkücü gençlerin planör kiraladıklarını, maç devam ederken bu planörle sahaya inerek azerbaycan bayrağı açacaklarını öğrenmiş. bu eylemin polis tarafından durdurulduğunu öğrendim. bursa valiliği ve emniyeti bu gençler üzerinde etkili olacak ağabey konumundaki isimlerle görüşerek sükûneti sağladıklarını, önemli bir olay beklemediklerini söylediler.
maçın medeni ölçüler içinde geçmesi için öylesine büyük bir hassasiyet var ki, mısır'da bulunan içişleri bakanı beşir atalay, dün dört defa bursa valisi şahabettin harput'u arayarak durum ve tedbirler konusunda bilgi aldı. tecrübeli vali harput günlerdir bu konuyla meşgul.
maç sırasında pankart açmak, birkaç azeri bayrağı taşımak falan gibi medeni gösteriler elbette olabilir. ama taşkın, yakışıksız hareketler umarım olmayacaktır.
taşnaklar bile gül erivan'a gittiğinde gösterilerinde belli bir sınırı aşmadılar.
mhp'lilerden bir grubun çirkin taşkınlıklar yapacağına ihtimal vermek istemiyorum.
bursa'da ermeniler
kaldığımız almira hotel'de güvenlik görevlileriyle konuşuyorum. "hiçbir tatsızlık olmaz" diyorlar. hem aldıkları tedbirlere hem bursalıların sağduyusuna güveniyorlar.
devlet bakanı nafiz özak daha geçen pazar günü bursa'ya gelerek "taraftar" dernekleriyle ve liderleriyle görüşmüş; taşkınlık olmaması için. emniyet de görüşmelere devam etmiş.
pazartesi günü ermenistan'dan bir uçak dolusu insan gelmiş: 3'ü protokol görevlisi, 30'u güvenlikçi, 12'si tv ve basın mensubu.
salı akşamı bursa'nın meşhur "kent meydanı"nda kamera kurup halkla görüşerek canlı yayın yapmak için izin istemişler; valiliğin cevabı:
- hiçbir izne gerek yok. istediğiniz yerde yayın yapabilirsiniz, sadece güvenlik için haberimiz olsun.
meydana kamera kurup oradan geçen vatandaşlarla canlı yayın yapmışlar. sıradan türk vatandaşının hem barış arzusunu hem duyarlıklarını görmüşler. iyi geçmiş canlı yayın.
bunlar niye önemli? arkadaşımız ipek yezdani'nin erivan röportajını hatırlayın; türklerin "kötü insan" olduğunu düşünen ermeniler türkiye'ye gelip görünce kanaatlerini, dolayısıyla siyasi fikirlerini değiştiriyorlar...
süreçte takvim zorlaması yok
dün 30 kişilik bir ermeni basın ekibi daha bursa'ya geldi. cumhurbaşkanı sarkisyan, özel uçağında 12 kişilik bir ekiple havaalanına indi. dışişleri bakanı nalbantyan'dan başka danışmanlar, bürokratlar ve özel korumalar...
bir de sarkisyan'ın "özel fotoğrafçısı" bayan karen minasyan...
maçtan önce gül, ermenistan devlet başkanı sarkisyan onuruna verdiği yemekte evsahibi olarak ilk konuşmayı yaptı.
iki liderin birbirlerine imzalanan protokolün meclislerindeki onay sürecini anlatırken “uygun bir zamanda” ifadesi kullanması da dikkat çekti. liderlerin “belirli bir zaman diliminden” söz etmemesi, diplomatik çevrelerde “süreçte takvim zorlaması olmayacak” şeklinde yorumlandı.
biraz sonra maça gideceğiz; ben de yazımı dizgiye gönderip bilgisayarımı kapatıyorum.
oh maç çok güzel sona erdi. herkesi kutluyorum. en çok da bursalıları kutluyorum.