arjantin karşısında final hakkını yitirip 3.'lük, 4.’lük maçında ingiltere'yi 2-1 yenen italyanlar, kazandıkları ‘teselli' kupasına 'dede kupası’ adını taktılar.
nilgün cerrahoğlu
roma - “coppa del mondo" (dünya kupası) yerine "cappa del nono" (dede kupası). püf, vah-vahlar arasında geçen bir haftadan sonra her zamanki esprili yaklaşımlarına dönen italyanların, önceki gece kazandıkları teselli kupassına verdikleri ad bu.
arjantin yenilgisinin ardından ilk anlarda küçümsenen bronz üçüncülük ödülünde yaşamı hep iyimserlikle karşılayan italyanlar teselli bulmakta gecikmedi. bari stadı'nın yan boş tribünleri önünde yapılan italya - ingiltere maçından 2-1’lik bir zaferle çıkan gök mavililer, maç sonunda ingiliz takımı ile birlikte seyircilerin yer yer ayağa kalkarak yaptıkları “ola" dalgalanmalarına katıldılar. bu jestleri ile finali kaybetme hırslarını yendiklerini vurgulamak isteyen gök mavililer "şampiyon, şampiyon" çığlıkları ile karşılayan stadyum seyircisi, tribünlerin bir bölümünü baştan aşağı kaplayan "çok güzel bir düştü, her şeye rağmen, teşekür ederiz" yazıları ile dikkati çekti.
aslında, bu yaklaşım italyanların dünya kupası'nı kaçırdıktan sonra elde etlikleri üçüncülük pozisyonu karşısında tüm hissettiklerini öz bir biçimde dile getiriyor. italyanların yarattığı müzik dilinde "allegro ma non troppo" tanımını kazanacak sınırlı coşku, zaferden sonra yalnız küçük grupların rastlandığı sokaklarda da hissedildi. final için sakladıkları soğuk şampanyalarını buzdolaplarından çıkaran italyanların çoğu, yollara dökülerek gerçek bir bayram havası içinde kutlamak istedikleri zaferi bu kez evde, aile arasında kutladılar.
üçüncü kanalda bir ay boyunca gerçek bir futbol cumhuriyeti başkanıymış gibi maçlardan son ra her gece bir buçuk saat "dünya kupası durışması"nı yönlendiren takdimci aldo biscardi, “italya bu kupadan başı dik çıkıyor" dedi. ertesi sabah tüm gazeteler kızıl peruklu biscardi'nin bu yargısını manşetlere koydular. en seksi yıldızlara taş çıkartacak denli albenili olan rakip kanal tele-montecario'nun vamp takdimcisi alba parietti ise birkaç gece önce burun büktüğü üçüncülüj karşısında duygulanarak ağladı. baş döndürücü mini etekter ve dekoltelerle yönlendirdiği "gala gol" programında özellikle latin amerikalı futbolcuların aklını başından alan alba, canlı yayın ile italya'nın her köşesine ulaşan gözyaşlarını, "böylesine duygulanmayı beklemiyordum" diyerek mazur gösterdi. futbolun yalnız erkeklere ait bir dünya olduğunu düşünen g. amerikalı maço futbolcuların, karşısında çoğu kez ne diyeceklerinişaşırdıkları alba, sözlerini "mamafih" diye devam etti: "ikinciliği almaktansa üçüncülük almak daha iyi. finali almanya'ya karşı yenilerek kaybetseydik kupayı bir yenilgi ile sonuçlandıracaktık. ingiltere karşısındaki 2-1'lik sonuç bu serüveni damağımızda zafer tadı ile bitirmeye olanak veriyor."
her şeye karşın italya'da bu kupanın tek bir mutlak galibi vardı o da italya 90‘ın gol kralı slavatore schillaci oldu. kısaca "toto" olarak anılan schillaci, dûnsa kupası efsaneleri arasında hak ettiği yeri aldı. öyle ki, italya'da golün adı bundan böyle kısaca "toto." kupa maçlarından sonra italya kaç gol attı değil, kaç toto attı diyenler çoğunlukta. bir ay içinde apar topar ülke ilahları arasına katılan sicilyalı eski lastik tamircisi, bu kupada gök mavililer için gerçek bir “joker" oldu. öyle ki republica gibi en ciddi gazeteler bile toto’ya adadıkları yazılarda, "bize bu üçüncülüğü sağlayan kişinin adı toto schillacci'dir" dediler ve eklediler "1982'de aldığımız kupanın çok adı vardı. zoff, scirea, cabrini, tardelli, conti ve paolo rossi'ydi bunlar. ama dünkü zaferin altındaki tek imza schillacci'dir. onun arkasındaki diğer isim ise birici sınıf, fakat biraz çelimsiz olan futbolcu roberto baggio'dur."
schillacci, milyarların şımarttığı top milyaerderlerinden oluşan gök mavililer arasında konuşurken gramer hataları yapan tek futbolcu.
dip not: allegro ma non troppo: canlı, hızlı ama çok değil anlamına gelen müzik terimi...