birinci maç odesa ikincisi şaka-f.b. kiliselerin çan sesleri ile uyandık. nefis bir kahvaltı ettikten sonra şehri gezdik. hep bir boyda büyük binaları, çok temiz ve çok düz geniş caddeleri, çok şirin bulvarları, çok mültefit ve misafirperver halkı ile burası her halde güzel bir şehir.
öğle yemeği ve istirahatten sonra takım otelde soyundu sahaya gittik. sahada 6000 kadar seyirci var. etraf rus süvarileri ile sarılı. şaka takımı ile karşılaştık. müthiş bir alkış tufanı (hura turko) sadaları ve havada mektepli kasketleri. para atıldı, yerler tutuldu.
hakem : orta boylu, güler yüzlü, oldukça bitaraf hareket eden bir zat idi.
birinci devre : oyun başladı. ilk deneme akınları, her iki taraf ince oynuyor. on dakika sonra hakimiyeti aldık ve üst üste akınlara başladık. oyun çok heyecanlı ve çok temiz. bizim hücum hattı hasma nazaran daha çevik ve cevval. her iki tarafın müdafaası çok dürüst, vaktinde müdahaleler, top alışlar ve uzaklaştırmalar yerinde. oyun bu şekilde devam ederken bizim bir aklımızda hasım müdafii topu elle tuttu. penaltı. bunu hikmet çekti ve çok tabii olarak (sağ yukarı köşeden) gol oldu. saha bir kere yerinden oynadı. halk karıştı, dalgalandı ve müthiş bir gök gürültüsü gibi patlayan halkın sesi : (bravo turko)…
oyun devam ediyor, hakimiyet bizde, fakat arkadaşlar gittikçe kuvvetten düşüyorlar. henüz yol yorgunluğu geçmemiş bir vücut bundan fazla çalışamazdı. hal böyle iken canla başla çalışarak dört gözle bekledikleri devre sorunu buldular.
ikinci devre: takımımız yorgun, akıllarımız daha zayıf. hakimiyet şaka takımına geçti. müdafaamız canla başta çalışıyor ve daha çok yoruluyor. arslanyan ismi gibi çalışıyor; fakat denizden hâlâ başı dönüyor ve rengi sapsarı. hal böyle iken hasım sol içinin yaman şutlarını kurtardı.
bu devrenin otuzuncu dakikasında bizim haf hattı üzerinde hasım oyuncuları faul yaptı. hakem yanlışlıkla bizim aleyhimize frikik verdi. bundan sonra hasıl olan karışıklık esnasında bize bir gol oldu. oyun daha bir müddet tarafeynin akınları ile devam ettikten sonra maç 1-1 beraberlikle neticelendi.
pazartesi günü rus çarı (kiev’e) gitmek üzere odesa’dan geçecek idi. iki gün evvelinden bütün şehir donanma tertibatı ile meşguldü. öğle yemeğinden sonra liman cihetinde kurulan takı zaferin yanında bize tahsis edilen yere toplandık.
büyük bir kalabalık toplanmıştı. epeyce bir bekleyişten sonra uzaktan bir otomobil göründü. bir daha, bir daha… bunların içinde tamamen kırmızı ve sırmalı elbiseler giymiş çarın maiyet yaverleri bulunuyordu. bütün bandolar hep birden marş çalmaya başladılar. otomobiller arka arkaya geçiyordu. ara yerde muhteşem bir otomobil ve bunun etrafında bir bölük kadar mızraklı süvari muhafız kıt’ası son süratle geçti. ben kendi hesabıma rus çarını göremedim desem yalan değil. fakat o anda yüz binlerce halkın hurraları, baştan şapkaların, kalpakların, külahların anı vahitte kaybolması, limanda birbirini müteakip topların tarrakası gösteriyordu iki bir şeyler olmuştu.