ilk basımı 1997 yılında olan bülent gürkan ve m. sait orhan'ın "trabzonspor efsanesi" kitabından;
ve kupa zaferi
ilk maçtaki 1-0'lık galibiyet kısır bir avantajdı. inönü stadını dolduran 40 bin seyirci karşısında oynanacak finalin bu 2. ayak maçında son söz söylenecekti. üst üste 2 sezon kupada final oynayan ve önce beşiktaş'a sonra galatasaray'a bu kupayı kaptıran trabzonspor kulübü müzesi'ne bakalım bu defa kupa taşınacak mıydı?
maça, şenol, turgay, necati, kadir, cemil, hüsnü, bekir, serdar, ali kemal, hüseyin, ahmet onbiriyle çıkan bordo-mavililer, karşılıklı atakların tazelendiği maçta, öncelikle kalelerine kilit vurmayı amaçlamıştır. kupa zaferi için, gol yememesi yeterli olan ekip elbette savunma güvenliğin ön planda tutacaktı.
bu hava içinde geçen maçta, 15 bin seyircisinin gür sesiyle de yüreklenen bordo-mavili futbolcular, inatla kalelerini savunduar. ve düşler gerçeğe dönüştü, trabzonspor 3 defadır kovaladığı kupa şampiyonluğunu golsüz kapanan 90 dakika sonunda yakaladı. trabzon'da lig şampiyonluğunu ilan eden karadeniz fırtınası, 3 gün sonra inönü'de kupa şampiyonluğu'nu mülkiyetini de eline geçirdi.
3 kupalı şampiyon
trabzonspor büyük oynuyor, büyük zaferlere koşuyordu. peki bu zaferden sonra da tura koşulmuyordu. hayır hayır, varsın formalar kapışılsındı. tura kim engel. "lig bizim, kupa bizim, şen olasın trabzon..." onur turunda, o an tarkiye'nin kuşkusuz en değerli kumaşından biçilen trabzonspor forması, bu renklere tutkun taraftarlar için en anlamlı andaçtı. tur atıldı, kutsal terle ıslatılan formalar taraftarlarca yağma edildi.