galatasaray ve fenerbahçe kulüpleri tarafından fransız takımı şerefine evvelki gece süadiye plâjında mükellef bir ziyafet verildiğini dün yazmıştık. bu ziyafet çok samimî olmuştur.
ziyafette istanbul valisi muhittin, h. fırkası istanbul merkezi reisi cevdet kerim, belediye muavini hâmit, ajans umum müdürü muvaffak beylerle daha bir çok zevat, fransız misafirlerimiz, iki kulübün futbolcuları, kulüpler erkânı ve matbuat mümessilleri hazır bulunmuşlardır.
ziyafet esnasında vali muhittin bey, bir nutuk irat ederek spor sahasında karşı karşıya gelen türk ve fransız gençliğini selâmlamıştır. bu nutuk şiddetle alkışlanmıştır. vali beyden sonra cevdet kerim bey bir nutuk irat etmiştir. cevdet kerim bey nutkunda demiştir ki:
«— arkadalşar, ben buraya fenerbahçe ve galatasaray kulüplerinin bir davetlisi olarak geldim. burada söz söylemeği düşünmemiştim. fakat bu samimî hava içinde öz hislerimi ifade etmek fırsatını verdiğinizden son derece müteşekkirim.
arkadalşar, spor bir denizdir, sporcu da onu dolduran sudur. denizler nasıl kıt’aları biribrine bağlarsa, spor ve sporcu da milletleri ayni kuvvet ve dostlukla birbirine bağlar, spor ve sporcu kadar milletleri birbirine yaklaştıracak bir kuvvet henüz mevcut değildir. şimdi misafir arkadalşar bizim sporcularımıza hitap etmeme müsaade etmenizi rica ederim. kendi kendine yarattıkları varlıkla istiklâl harbinin hitamındanberi asrın icabatını gene kendi varlıklarını bütün dünyaya bu sahada tanıtmağa çalışan bu iki güzide kulübe daha taze bir hayat vermek icap ettiğinin zaruretine kaniiz. siz sporcular asrın ve rejimin çocuklarısınız. siz varlığınızı kendi muhitinizde, kendi emeklerinizle meydana getirdiniz. size bir memleket ihtiyaç vazifesi olarak yardım ve size vatan yüzünde tefevvuk edecek ve rakip olacak başka teşekküller de yaratacak kadar bütün kuvvetimizle çalışacağız.
bu mecliste galip, mağlûp diye bir şey tanımıyorum. bugün sahada galebesini temin ederken hürmet ve takdirle gördüğümüz misafir arkadaş kulüp kadar kendi kendini yaratarak vücude getiren iki büyük türk kulübünün kıymetli uzvunu da mağlûbiyet sayısı ne olursa olsun takdirle gördüm. binaenaleyh burada, dost ve kardeş insanlar arasında bulunuyoruz ve yekdiğerimizi hepimiz diye ifade ediyoruz ve hepimiz için içiyoruz.»
fransız takımının reisi, bu nutuklara çok ateişn bir cevap vermiştir. mumaileyh, türkiye’de gördükleri hüsnü kabul ve misafirperverlikten dolayı çok mütehassis olduklarını, hiç bir memlekette bu kadar samimiyet bulamadıklarını, burada adeta kendi memleketlerinde bulunduklarını söylemiş, türk sporcularının centilmenliğinden, spor terbiye ve nezaketinden ve halkın, müsabakaları büyük bir sükûnet ve nezaketle takip ettiklerinden bir lisanı sitayişle bahsetmiştir.
iki milletin sporcuları da yekdiğerini mütekabilen selâmlamılşardır. ziyafet büyük bir neş’e içinde geçtikten sonra dans balşamıs ve saat üçe kadar devam etmiştir. misafirleriniz saat üçte hususî bir vapurla istanbul’a gelmişlerdir.