dün futbol federasyonu reisi hamdi emin beyden bir mektup aldım. hamdi emin bey, mektubunda slâvya ile yapılan ikinci müsabaka hakkında «cumhuriyet» te yazdığım yazının bazı fıkralarının futbol federasyonunun ve o günkü müsabakayı idare eden hakem sait salâhattin beyin teessürünü mucip olduğunu bildirmektedir.
futbol federasyonunu ve hakem sait salâhattin beyi teessüre sevkeden satırlar, müsabakanın ikinci devresinin üç dakika kadar uzatıldığı ve hakemin sanki bizi mağlûp ettirmek istiyormuş gibi oyunu uzatmış olduğu hakkındaki yazılardır.
hamdi emin bey, mektubunda, bu satırların hasis bir düşünce şeklinde tebarüz ettirildiğini kaydediyor ki, asıl bu sözler benim için teessürü mucip olmuştur. ben, sait salâhattin beyi çok temiz ve dürüst bir sporcu olarak tanımakta ve her müsabakayı da tam bir titarafî ve vukufla idare ettiğine kani bulunmaktayım. bundan başka bizim sahalarımızda böyle mühim bir müsabakayı idare etmenin ne kadar müşkül ve bu vazifeyi kabul etmenin en büyük bir fedakârlık olduğunu da biliyorum. bu itibarla, maddî ve manevî büyük bir fedakârlığa katlanarak mühim bir maçın idaresini kabul etmiş olan sait salâhattin beye, her hangi bir şekilde kasten bir tarizde bulunmak aklımdan bile geçmemiştir. ben, o satırları yazarken sadece müsabakanın üç dakika kadar uzatıldığını ve hakemin, belki oyunun heyecanına kendini kaptırarak saata bakmağı unuttuğunu ve bu keyfiyetin az daha mağlûbiyetimize mal olacağını kaydetmiştim. yoksa, sait salâhattin beyin kasten hareket ettiği benim dimağımda yer bulmamıştır ki kalemimden böyle bir cümle çıkmış olsun. o yazımda yanlış tefsir edilen cümleleri bu suretle tavzih etmek benim için vicdan borcudur.