atina’da haftada iki defa intişar eden atlitikon vima spor mecmuası galatasaray - fenerbahçe muhteliti ile atina muhteliti arasında yapılan ilk müsabaka hakkında uzun uzadıya tafsilât vermektedir. mecmua, bu müsabakaya tahsis ettiği yazıya şöyle bir serlevha koymuştur: «yeni sene bir yunan zaferile başladı.»
mezkûr gazete evvelâ, türk takımını teşkil eden sporcuların mükemmel terbiyesini takdir ile söze başlıyor ve şöyle devam ediyor:
«türk takımı, 1-0 ile neticelenen ilk haftaymdan sonra elinde büyük bir yunan bandırasile tekrar meydana çıkmıştır. bu fevkalâde kibar ve centilmence hareket 20 bin kadar olan seyircilerin alkış tufanile karşılanmıştır. seyircilerden bir çoğu ağlamıştır.
biletler sabahtan itibaren bitmişti. maçı seyretmek için bilet alabilen bahtiyar addolunuyordu.
— biletsiz kaldım. sözü derin bir teessür ve bedbahtlık ifade ediyordu.
yunan takımı evvelce istanbul’da yapılmış olan maçlardan ders ve ibret alınarak teşkil edilmişti. takım o suretle teşkil edilmiştir ki en müşkülpesentler bile mağlûbiyet beklemiyorlardı.
stadın kapılan saat 11 de açılmıştı. saat ikide iğne atsanız yere düşmezdi.
saat üç, hakem meydana çıkıyor. arkasında yunan bandırasile türk sporcuları. seyirciler bir dakika ayakta durarak türk’leri alkışladılar.
türk takımı, yunan takımından daha hararetli bir istikbale mazhar oldu. sağ tribünde türk bayrağı mağrurane dalgalanıyor. oyun tam saat üçü yirmi beş geçe başladı. seyirciler, türk takımına karşı büyük bir teveccüh göstermekle beraber zaferin yunan takımına tebessüm etmesini istiyorlar.»
mezkûr gazete maçın nasıl cereyan ettiğini hikâye ettikten sonra makalenin sonunda şu mütaleayı serdetmektedir:
«— bu netice beklenilmiyen bir netice idi. seyirciler hayret ediyorlardı.
biz de hayretimizi izhar ediyoruz. çünkü türk’ler, intizar ettiğimiz oyunu oynamadılar. türk muhacimleri iyi top kontrol ediyorlardı. seri oyunculardı. fakat mütecanis ve iradeli bir oyun gösteremediler. şut atmakta çok geri kaldılar. yalnız bir iki şayani kayıt şut atabildiler. diğerleri zayıf idi. istanbul takımının muhacim hattı iyi oyunculardan müteşekkil olmakla beraber zayıftır. bu hat vücudünü kullanmıyor, müsademeden kaçıyor. bir de açık oyun sistemi takip ediyor. fakat açık oyun merkez geri kalınca faydalı değildir.
muhacimlerden rebii'yi, fikret’i ve muzaffer’i takdir edebiliriz. zeki hoşumuza gitmedi. sinirli oynadı ve şut atmakta geri kaldı. leblebi, faal bir rol oynayamadığından hakkında bir şey söyliyemeyiz. ortalar kemal faruki, reşat iyi, nihat sık sık kayboluyordu.
türk’lerin en iyi hattı gerideki hat idi. mithat ve bürhan güzide oyuncular olduklarını gösterdiler. kalecilerden en iyi oynıyan ulvi idi.»