futbolda en nefret ettiğim şey kendi işini yapmayıp rakiplerinin hata yapmasını ummak!
bir önceki hafta 3 ay aradan sonra sahaya çıkıp en büyük rakiplerinden birini yenmişsin ve bu hafta lig sonuncusu olan ve bir önceki hafta 10 kişilik rakibi karşısında 1-0 öne geçmesine rağmen 87-88'de yediği 2 gole yenilen kısacası kırılgan bir takım karşısına çıkıyorsun. yapman gereken maçın başında baskılı bir oyun oynayıp zaten kırılgan olan rakibini sahasına hapsetmek! sonrasında yapacağı hatalarla gol atmak ya da en azından maçtan 1 puan çıkartmak.
fakat bunun yerine tam tersini yapıp rakibin üzerimize gelmesini ve her geçen dakika güven tazelemesini izledik gole kadar. golden sonra ise ilk yarıda bir türlü toparlanamadık.
2. yarı rakibin de galibiyeti korumak için geri çekilişiyle daha baskılıydık. ama biraz şans biraz beceriksizlik derken bir türlü beraberlik golü gelmedi.
biz atamayınca beklenen oldu 90'da rakip 2-0 yaptı ve biz de maçı bitirip "rakipler ne yapacak acaba!" diye kara kara düşünmeye başladık!
kısacası bir önceki haftaki derin nefes yerini nefes darlığına bıraktı. hele bir de birkaç saat sonra malatya da kazanınca. geriye kasımpaşa, konya ve onlar da kazanırsa bir anda yeniden düşme potasındayız...