yugoslavya takımı dün de fenerbahçe ile karşılaşmış ve bu maçı da 2 - 0 kazanmıştır. bu suretle yugoslavya takını memleketimizde yapmış olduğu beş naçtan birini kaybetmiş, dördünü kazanmış olmaktadır. yabancı bir memlekete çıkan her takıma nasib olmayan bu muvaffakiyetten dolayı, dün akşam şehrimizi terketmiş olan, yugoslav takımını tebrik etmek lâzımdır.
bir gün evvel galatasaraya 1 - 0 mağlûb olan yugoslav takımı, büyük bir yorgunluğa rağmen dün mutad kadrosunu muhafaza ederek sahaya çıkmış, fenerbahçe ise: cihad - fazıl, lebib - boncuk ömer, esad, hayati - k. fikret, basri, melih, rebii, fikret şeklinde yer almıştır. maçı adnan akın idare ediyordu. maçta büyük bir kalabalık vardı.
müdafaasına nispetle hücum hattı kuvvetli olan fenerbahçe, ilk dakikalarda daha ziyade güvendiği sol taraftan yugoslavya müdafaası üzerine yüklenmek yolunu tuttu. fenerbahçe takımı bu sayededir ki oyuna hâkim bile olmakta müşkülât çekmiyordu. rebii ve fikret tarafında ayaktan ayağa mekik dokuyan topun, kaleleri için ciddi tehlike olduğunu daha evvelden öğrenmiş olan yugoslavya takımı da bu tarafa vermiş olduğu ehemmiyete, süratli hareketini de ilâve edince, oyun ilk anlarda top yarışı halini alıyordu. hiçbir tehlikeden çekinmeden açık ve uzun paslı oyununda ısrar eden yugoslavya takımı, çok sür’atli hareketleri sayesinde biraz da düzgün oynamağa başlayınca oyun üzerinde daha fazla müessir olmağa başladı.
fenerbahçenin bir taraflı hücumunu müşkülâtla bile olsa kesmeğe muvaffak olan misafir takım, hücum sırasını kendine geçirince, daha tehlikeli oluyor, cidden zayıf olan fenerbahçe müdafaa hattı da derhal bocalamağa ve insanı bunaltan hücumların birbiri arkasına yapılmasından dolayı aksayordu.
ilk ağızda netice almak için süratlenen oyun kaşla göz arası sertliğe doğru kaçtığı bir sırada fikret sakatlanmış, beş dakika sonra gene sahaya girmişti. müteaddid hücumlardan bir netice çıkaramayan yugoslavya takımı bu maçta nedense daha ziyade şahsî oynamak yolunu tuttuğundan tehlikeli olmaktan uzaklaştılar, fenerbahçe de ayni tarzı takibe başladığından iki tarafa da yar olmaz bir şekil aldı.
fazılla çarpışan yugoslavya sol açığı da bir müddet için sahadan çıkınca sertlik alabildiğine gitmiş, devre sıfır sıfıra bitmiştir.
soyunma odasında yapılan bir takımı, oyunun şekli üzerine birçok defa değiştirmeğe lüzum gören fenerbahçe ikinci devreye gene değişik bir takımla çıkmış ve devrenin sonuna kadar kaleci cihad da dahil olmak üzere birçok oyuncu değiştirmiştir. kırk beş dakika içinde oyundan ziyade oyuncu değiştirmekle vakit geçiren fenerbahçe, karşısında netice almak için çalışan takımın gittikçe ağır basan hücumlarını önleyemediği için daha bidayette bocalamağa başladı. cihadın sağdan ve soldan gelen topları yakalamak için yaptığı fedakârlıklara bir müddet seyirci kalan fenerbahçe hücum hattı, harekete geçer gibi olduğu sıralarda anî olarak yaptığı üç hücum, yugoslavya kalesini hayli müşkül vaziyete soktuysa da toptan ziyade kaleciye musallat olan melih, hazırlanmış olan bu fırsatları nahak yere heba etti durdu.
hücum hattının düzelen oyununu, geride mütemadiyen favul yapmak suretile tehlikeli bir şekle sokan fener müdafaasının bir hatası neticesinde otuz yarda mesafeden çekilen bir firikik onuncu dakikada yugoslavya takımına ilk sayıyı kazandırdı.
birinci golden bir dakika sonra kat’î bir hakimiyetle topu sağdan merkeze, merkezden sol açığa, sol açıktan gene sağ tarafa geçiren yugoslavya takımı, sağ içlerinin pek güzel ve yerinde bir kafa vuruşile ikinci sayıyı yaptı.
gol yedikçe bozulan fenerbahçeye mukabil, yugoslavya takımı oyunu istediği nizama sokarak o derece hâkim oldu ki, kendini kaybetmiş olan fenerbahçe karşısında artık mağlûb vaziyete düşmesine imkân kalmamıştı.
müteaddid çarpışmalarda çorabları parçalanan, tekmelikleri sahaya dökülen yugoslavya sağaçığı, galibiyete rağmen ötesini berisini toplamağa bile lüzum görmeden takımının ahengini bozmamak için hertürlü tehlikeye göz yumarak çırpınırken bizim oyuncuların çok defa oyuna seyirci kalmaları, karşı tarafın nekadar büyük bir enerji sarfettiğine pek canlı bir misal oluyordu. mağlûb tarafın yapacağı işi, galib olan bir takımın yapması karşısında fenerbahçenin bu oyunu kazanmağa hakkı kalmamış, nitekim yugoslavya takımı da bir hafta içinde yaptığı beş maçın son oyununu da güzel bir surette kazanarak memleketine dönmüştür.