galatasaray, fenerbahçe, ankara ve izmir şampiyonları arasında yapılan futbol turnuvasını fenerbahçe kazandı
ankaragücü de ikinci oldu. balkan futbol şampiyonası ankara stadında yapılacak
ankara 17 (telefonla) — ankara stadının açılış günü, her yıl kutlulanacak bir spor bayramına başlangıç olsa yeridir: merasim o kadar canlı, vakur ve heybetli oldu ve gene bu merasimde bütün memleket gencliği, sevgili başvekilinin dilinden büyük müjdeler aldı. bu muazzam toplantının ayrı bir hususiyeti de, antakya ve iskenderun türkleri üzerindeki millî alâkanın bir daha izharına vesile olmasıydı. başvekilimiz, açış nutkunda hatay davasından bahsederken, bütün tribünler, şiddetli bir heyecan ile adeta yerinden oynadı.
suhunetin sıfırın altında 17 derece olmasına rağmen sayısı 20 bini geçen bir halk kalabalığı, daha öğle üzeri yerlerini almış bulunuyordu. stadyom hakikaten kusursuz yapılmıştı. tribünlerde blok, sıra ve yer numaraları vardı. bu kadar muazzam bir kalabalık, belki de türkiyede ilk defa olarak intizam ve rahatlıkla yerlerine geçti. saat 14 te şiddetli bir alkış. başvekil ismet inönünün locasına çıktığını bildiriyordu. vekiller ve ankara valisi nevzad tandoğan da beraberindeydi. başvekilimiz, kendisini çok seven halkı, ayrı ayrı selâmlar gibi, şapkasını bütün tribünlere doğru salladı ve halkın selâmına her zamanki sevimliliğile mukabele etti. sonra oparlörün önüne gelerek şu açış nutkunu söyledi:
başvekilin açış nutku
«— ankaralılar, bize bu güzel eseri ankara valisi tandoğan verdi. huzurunuzda da kendisine karşı teşekkür ederim.
türkiyeyi idare edenler stadyomu en kıymetli mekteb gibi her yerde kurmağa çalışacaklardır.
bu toplantıda hepinizin bayramınızı kutlularım. sizinle beraber bütün türkiyenin bayramını da kutlulıyalım. bütün türkiye ile beraber başımız ve canımız olan atatürke sevgi ve saygılarımızı sunalım, bayramını kutlulıyalım.
arkadaşlar, unutmamalıyız ki bugün, büyük davamız sancak meselesi cemiyeti akvamda müzakere ediliyor. yüreklerimiz heyecanla doludur. dost fransadan ve cemiyeti akvamdan emniyet ve istiklâl bekliyoruz.»
bu kısa nutkun her cümlesi uzun ve şiddetli alkışlarla kesildi, son kısım ise, on binlerce yurddaşı ayağa kaldırdı ve heyecan son raddesini buldu.
başvekilimizi bundan sonra sahada gördük. ayni şiddetli alkışlar arasında genc sporcuların içine karıştı. sahada, ankara gücü ve galatasaray futbolcuları bir arada idi. biraz sonra bu iki takım arasında yaman bir maç başlıyacaktı.
yeşil çimenli sahanın üzerine çiçekler gibi dizilen futbolcularımız, ilk pası başvekilden aldılar. ismet inönü başı açık ve paltosuzdu; top ankaranın yeni stadında ilk defa onun ayağile harekete geldi. ismet inönü, umumî sevgi ve muhabbet tezahürleri arasında tekrar locasına dönerek ankara ve istanbulun iki namlı ve kuvvetli kulübü arasındaki maçı seyretti. haftaym arasındaki istirahat dakikaları ise, genclik için yeni müjdelerle dolu idi: başvekil, dahiliye vekili şükrü kaya ile, bütün türkiyede asrî stadların kurulması yolunda görüşüyordu. bu görüşme, hemen anî denecek şekilde bir beşaret haberile neticelendi:
halid bayrak ve hamdi eminin ricaları üzerine başvekil 1937 balkan futbol şampiyonasının ankara stadında yapılması için de lâzım olan tahsisatın temin edilmesini emretmişlerdir.
maç federasyon başantrenörü mister booth'un idaresi altında başladı. arası birkaç dakika geçmeden sahanın soğuktan tamamen donmuş olduğu ve oyuncuların koşarlarken muttasıl yere yuvarlandıkları nazarı dikkati celbetti.
bu şerait bütün manasile teknik bir oyunun inkişaf etmesine müsaade etmiyordu. maamafih bidayette galatasaraylılar iyi ve sıkı hücumlar yaptılar. fakat on dakika geçmemişti ki, taarruz kabiliyeti daha ziyade ankara gücüne intikal etmişti.
ankaralılar sağdan, soldan galatasaray kalesine müteaddid hücumlar yapmağa başladılar. bu hücumları idare eden merkez muavin semihin ve orta muhacim yaşarın büyük muvaffakiyetleri görülüyordu. bilhassa semih oyunun sonuna kadar 22 kişinin en iyisi olarak takımına büyük faydalar temin etti
maamafih, galatasaray da boş durmuyor, topu kestikçe, hasım kalesine tehlikeli akınlar yapıyordu. fakat oyun ilerledikçe galatasaray muavin hattının iyi işlemediği ve çok çalışan salimin yalnız başına bu boşluğu dolduramıyacağı nazarı dikkati celbetmeğe başladı.
ankara gücünün soldan yaptığı sıkı bir hücumla soliçin bütün müdafaayı atlatarak kaleye doğru indiği bir sırada bek lûtfi bir çelme takmak suretile ceza sahası dahilinde hasım muhacimi yerlere yuvarladı. hakem bu hareketi haklı bir penaltı ile cezalandırarak ankara gücüne ilk sayıyı kazandırdı.
galatasaraylılar bu golden sonra harekete geçtiler. çok çalıştılar, fakat ankara gücü şimdi tam kuvvetile oyun oynuyor ve hasmının kendisine tefevvuk etmesine meydan bırakmıyordu. devre bu şekilde 1 - 0 ankara gücü lehine bitti.
ikinci devreyi baştan beş dakika ve sondan gene beş dakika galatasarayın kuvvetli hâkimiyetine ayırırsak üst tarafını tamamen ankara gücünün güzel oyununa tahsis etmek mecburiyetindeyiz. filhakika sarı - kırmızılılar devre başlayınca müsavatı temin edebilmek için ardı arkası gelmiyen sıkı hücuma başladılar. bu taarruzlar ankara muavin hattının ve nihayet ankara müdafaasının sıkı müdahalelerile ve fakat güçlükle neticesiz bırakılıyordu.
tam beşinci dakikada top galatasaray kalesi önüne gelmişti. ankara muhacimlerinin hücumları karşısında epey şaşıran lûtfi topu uzaklaştırayım derken ters bir vuruşla anî olarak kendi kalesine sokuverdi. ankaralıların beklemedikleri bu gol vaziyeti birdenbire 2 - 0 galatasaray aleyhine çevirdi. bu hal sarı - kırmızı takımı çok bozdu. bundan sonra yarım saatten fazla ankaralılar sağdan soldan güzel inişler, mükemmel paslar yaparak istanbul kalesini sıkıştırmığa başladılar.
birkaç güzel şütleri direğe çarptı. bazıları direğin yakınından açıklara gitti. fakat hiçbirisi sayı olmadı. nihayet 40 ıncı dakikada galatasaray da güzel bir akınla bir gol kaydetti. bununla maneviyatı yükselen sarı - kırmızı takım beş dakika müddetle çok güzel hücumlar yaptılar.
biraz şansları olsaydı beraberliği temin edebilirlerdi.
fakat çektikleri kornerler ve yaptıkları hücumların hepsi neticesiz kaldı ve maç 2 - 1 ankara gücünün galebesile neticelendi.
galatasaray - fener mütekaidleri maçı
bayramın ikinci günü asıl maçtan evvel bir de mütekaidler maçı oldu. yaşlı futbolcular galatasaray ve fener formalarile bir daha karşılaşarak mazideki heyecanlarını yaşadılar ve yaşattılar.
fener tarafında kerim, nasuhi baydar, alâeddin, süleyman, danyal, matbuat başmüşaviri bürhan asaf, ratib saim, salâhaddin ve salim vardı. galatasaray takımında külbastı raif, oberle, hidayet, keşan saim, ahmed karanfil, kemal şefik, mithat ve süleyman rıza görünüyordu. bazı yaşlıların rahatsızlığı dolayısile takımlar 9 ar kişilikti. her iki taraf arasında topa vuramadan düşenler, boyuna iska geçenler oldu.
fakat oyun biraz açılınca işin ciddileşmeğe başladığı görüldü. ne çare ki bu tatlı maç ansızın kesiliverdi.
altınordu ve fener takımları önde hakemleri sahaya birdenbire girdiler. yaşlıların bu hale canları çıkılmadı değil. lıların bu hale canları çıkılmadı değil. vardı. senelerce sahalarda alkış toplamış olanlar görünüyordu. stadın açılış günün de memleket gençliğinin şerefine bilfiil katılmak için kar ve kışta soyunup sahaya çıkmışlardı. bu yanlışlık güçlerine gitmekle beraber fazla itiraza lüzum görmediler. beş on dakika sonra hepsi küçük kardeşlerini seyretmek için tribünler de ve heyecan içinde idiler. iki tarafta birer gol yaparak berabere kalmışlardı.
hakem federasyonun ikinci antrenörü mister brennel idi. hakem, oyundan evvel iki taraf futbolcularını çağırarak bazı vasayada bulundu. bu arada vücud çarpışmalarına ve elinde top tutan kaleciye şarj yapılmasına müsaade edeceğini, fakat diğer favülleri şiddetle menedeceğini de tebliğ etti. bilhassa kaleciye sarj yapılmasındaki müsaade futbol sistemimize bu maçlarda bir başkalık katmakta idi. bu tebligattan önceleri altınordulular istifade etmek istediler. fener kalecisi hüsameddinin eline top geçince üçü dördü üzerine hücum ediyordu.
birinci devrenin ilk taraflarında altınordulular hatta bariz bir hâkimiyet zannını verebilecek kadar canlı bir oyun gösterdiler. bu sırada fazılın sebeb olduğu bir penaltıda fener aleyhine ilk golü kaydettirdi.
işte bu golden sonra fenerliler daha sıkı harekete geçerek altınorduluları sıkıştırmağa başladılar. tektük akın ve hücumlar istisna edilirse fenerin hâkimiyeti ikinci devrenin sonuna kadar artarak devam etti. fenerliler ilk gollerini birinci devrenin 20 inci dakikasında, ikinci gollerini de ikinci devrenin başlangıcında yaptılar. ikinci gol futbolumuzda nadir görülür bir manzara halinde seyredildi. daha evvel birçok kurtarışları beğenilen altınordu kalecisi nejad, fenerin kaleye kadar uzanan bir akınında topu yerden kapmış elinde tutuyordu. nejad kale önünde olmadığı cihetle topu elinden bıraksaydı hiç olmazsa işi kornerin akıbetine havale edebilecekti. böyle yapacağına yer bulup ileri atmak için elinde topla kalesinin önüne geldi. hakemin oyun başlamadan evvelki talimatını bu anda pek iyi hatırlıyan ali rıza ayni zamanda pek iyi de tatbik etti. kaleciyi şiddetle göğüsledi ve altınordu kalecisi nejad elinde sımsıkı tuttuğu topile birlikte ağlara takıldı. bu darbeden hayli sarsıldığı için, bir müddet başı ağlara takılı kaldı. sonradan dışarı çıkarılarak yerine başka bir kaleci ikamesine mecburiyet hasıl oldu.
bu gol bazı münakaşalara sebebiyet verdi ve tribünlerde de şimdiye kadar alışmış olduğumuz merkezî avrupa sistemine göre gol yerine bilâkis fener aleyhine favul cezasu icab ettiğini ileri sürenler de bulunduysa da bu sırada top ortaya getirilmiş, hakemin düdüğü top ortaya getirilmiş, hakemin düdüğü bunun gol olduğunu kat'iyetle her tarafa bildirmişti. bundan sonra niyazinin sağdan gönderdiği yüksek bir şandel de kendiliğinden altınordu ağlarına takılıverdi.
oyuna alınan ikinci kaleci, topu karşılamak üzere kaleden çıkmıştı. uzaktan gelen top altınordu müdafiile kalecinin arasına düştü. her ikisi de topu tutmağı birbirlerine bıraktığı bir sırada top zıplıyarak kalecinin başı üzerinden sallana sallana kaleye girdi. bu gole altınordulular bile şaştılar.
oyunun son dakikalarında altınordulular hep birden müdafaaya çekilmişlerdi. topu gelişigüzel atıyorlar ve muntazaman rakiblerinin ayaklarına veriyorlardı. bu devrenin son dakikalarında fenerliler hayli fırsatlar kaçırdılar ve oyun 3-1 altınordunun mağlûbiyetile neticelendi. maamafih altınordu takımını teşkil edenlerden üçünün ikinci takım oyuncusu ve antrenmansız oldukları, ekserisinin de yaşı 17-18 arasında bulunduğu kaydedilirse kuvvetli rakibleri karşısında gene muvaffakiyetli bir netice aldıkları söylenebilir.
bugünkü maçlara gelince, program mucibince evvelâ mağlûbların sonra da galiblerin karşılaşması icab ediyordu. altınordulular, oyuncularından bir kısmının hastalanması yüzünden sahaya çıkamadıklarından, birinci maç yapılamadı. yalnız galibler çarpıştılar.
saat 14 te evvelâ fener, sonra ankara gücü takımları tribünlerdeki halkı selâmlıyarak sahaya çıktılar.
ankara gücü takımı: osman - ali rıza, enver - musa, semih, orhan - hamdi, fahri, yaşar, bilâl, abdi.
fenerbahçe takımı: hüsameddin - yaşar, fazıl - mehmed reşad, angelidis, cevad - şaban, esad, ali rıza, naci, niyazi.
hakem baş antrenördü. yan hakemleri de ihsan ve kemal halimdi.
ilk akını ankaralılar yaptı, fenerbahçeliler buna derhal mukabele ettiler, fakat bundan sonra top fener kalesi önüne döndü ve bir müddet oralarda dolaştı. fener kalesine üstüste birkaç korner çekildi; fakat her geçen dakika fenerlilerin gittikçe daha ziyade açıldıklarını gösteriyordu. şiddetli akınlarının birinde ali rızanın ayağından ilk ve son gollerini attılar.
ankaralılar bu gole mukabele için canlı hücumlara geçtiler. bu sırada hamdi ortadan aldığı bir pası muvaffakiyetle kale önüne kadar sürerken fener müdafilerinden yaşarın bir çelmesile yere yuvarlandı. hakem penaltı cezası verdi, fakat ankaralılar bu fırsattan istifade edemediler, top kalenin üstünden aştı. bu fırsatın elden gidişi bütün oyunun netisine müessir oldu. her iki taraf sona kadar sayı çıkaramadılar ve fener ilk devredeki tek golle turnuvanın galibi vaziyetine geçti.
fener takımı bugünkü maçile ankarada şimdiye kadar seyredilen oyunlarından en iyisini, en canlısını gösterdi. ankaralılara gelince evvelki güne nazaran çok gevşektiler. kendilerinden beklenen oyunu çıkaramadılar. buna rağmen fenerin mütemadi akınlarını kesmeğe muvaffak olarak takımları aleyhine ikinci bir gole meydan vermediler.
fenerbahçe - altınordu maçı
maçtan sonra adliye vekili saraçoğlu ve türk spor kurumu erkânı sahaya çıkarak turnuvanın birincisile ikincisine kazandıkları kupaları hediye ettiler. galatasaray ve altınordu takımlarına da birer kupa verildi.
bundan başka fenerbahçe kulübüne 500, ankara gücüne 400, galatasaray ve altınordu kulüblerine de üçer yüz lira nakdî mükâfat verildi. ankaraya bu üç gün zarfında çok güzel bir spor bayramı yaşatan sporcularımız tribünleri dolduran kesif seyirci kütlesinin alkışları arasında sahadan ayrıldılar.