bekeşaba takımile oynanan ve birbire berabereyle biten bu maçta takımımız, iyi oynıyamamış ve birçok goller kaçırmıştır
galatasaraylıların macaristanın bekescsaba (bekeşaba) takımile yaptığı ve 1-1 e berabere kaldığı maçın tafsilâtını, galatasaraylı suavi aşağıdaki mektubla bildirmektedir:
guylaya saat 11,50 de geldik ve otele indik. saat beşe kadar istirahatten sonra sahaya çıktık. burada halk ve sporcular daha misafirperver. stadyomun kapısına büyük bir türk bayrağı asmışlar. bayrak merasimden sonra takımımız oyuna başlamak üzere şu şekilde dizildi:
avni (kaptan) osman hüsnü faruk lûtfi ibrahim necdet münevver gündüz şeref fazıl
orada bulunan türkler macarların haricden dört beş oyuncu aldıklarını ve muhakkak sıkı oynayacaklarını haber verdiler. parayı kazanan macarlar güneşi aleyhimize verdiler. ilk akını onlar yaptılar ve şütleri dışarıya gitti. hava güzel ve rüzgârsız. bizimkiler cansız ve isteksiz başladılar. paslar lâzım gelen yere gitmiyor. ilk akını yaptık, fakat neticesiz. necdet gündüzden aldığı güzel bir pası avuta attı, kalemize kadar solaçıktan indiler, fakat sağiçleri kaçırdı. ibrahim, fazıldan güzel bir pas aldı ve çok güzel bir şüt çekti ama gol olmadı. halk, bunu çok alkışladı. macarlar bizi sıkıştırıyorlar. bilhassa soldan akınları tehlikeli ve seri oluyor. bizimkiler de arasıra kaleye iniyorlar, fakat gündüz çok ağır; solaçıkları seri ve fırsatçı, hep ofsayd duruyor. muhakkak bir golü ibrahim kurtardı. bizim muhacimler hiç te yürüyemiyor. şansımız var, solaçıkları hiç şüt çekemiyor, ya kaçırıyor yahud ayağı yere takılıyor. soliçlerinin çok güzel bir şütünü avni kurtardı.
hakem saçmalamağa başladı. necdete boş yere ofsayd çalıyor. ibrahime faul yaptılar. ibrahim iyi atamadı. onlara frikik oldu. lûtfi güzel bir şüt attı, bekleri ancak kornere atabildiler. tekrar korner çekildi. şeref şüt çekti, kalecileri kurtardı. macarları sıkıştırıyoruz. necdet gene falsolu vuruşlarına başladı. münevver güzel bir fırsat kaçırdı. fazıl iyi, münevver şütlerini havalandırıyor. bunlara halk bile yazık diye bağırıyor. münevverden güzel bir pas alan şerefin çok sıkı şütü direğe vurdu. muhakkak bir gol kaçtı.
macarlar güzel bir akında kalenin üç metro yakınından topu dışarı attılar. hakem onların kasdî endlerini hiç görmüyor. onlara korner oldu, necdet dışarı attı. yavaş yavaş sıkıştırıyoruz, fakat gündüz kâfi derecede koşmuyor. münevverin bir şütü beklere çarptı ve az daha gol oluyordu. top dönerek avuta kaçtı. şeref münevverden gelen topu falso ile dışarı attı. şeref çok hızlı pas veriyor ve toplar yerine gitmiyor. gündüz güzel bir sıyrılış yaptı, fakat topu kalecinin eline verdi. her an gol olabilecek bir sürü fırsatları kaçırıyoruz. şeref gene havaya sallıyor, solaçıkları güzel sürdü, avni dışarı çıktı, top hüsnüye çarparak kornere çıktı. şeref fena. fazıla pas veremiyor, solaçıkları çok seri. fakat beceriksiz. münevver güzel, fakat ona daima faul yapıyorlar. münevver şerefe mükemmel bir pas veriyor, fakat şeref bermutad dışarı atıyor.
şimdi necdet te fena oynuyor. münevverden aldığı bütün topları beklere veriyor. macarların mükemmel bir ofsaydini hakem görmemezlikten gelerek çalmadı. avni topun üzerine kendini attı ve korner oldu. avni korneri tekrar kornere atmak mecburiyetinde kaldı. yeniden çekilen topa güzel plozon yaptı. macarlar üstüne bindiler, faul oldu.
avni biraz sonra gene çok güzel bir surette solaçığın şütünü kurtardı. macarlar sert oynuyorlar. avni güzel bir şandeli kurtardı. şeref kendine gelen bütün fırsatları kaçırıyor. macarların sağaçığı güzel bir fırsat kaçırdı. top avuta gitti. birinci haftaym 0-0 bitti.
ikinci devre
ikinci haftaymın ilk dakikalarında merkez muhacimleri sıkı bir şütle ilk golü yaptı. ikinci bir gol de oluyordu; avni kurtardı. münevverin güzel bir pasını necdet falsolu vuruşla dışarı attı.
avni çok güzel oynuyor ve muhakkak golleri kurtarıyor. lûtfi ikinci haftaymın ortalarına doğru çıktı, yerine fahir girdi. macarlar mütemadiyen faul yapıyorlar. fakat bizimkiler birşey yapamıyorlar. güzel bir frikik kaçırdılar, topu dışarı attılar. biz fena oynuyoruz. çok yakından güzel bir fırsat daha kaçırdık. şeref hiç oynıyamıyor, boyuna fazılla yer değiştiriyorlar. necdet iyi değil, bütün güzel pasları elle tutuyor. 35 inci dakikada münevver demir gibi güzel bir şütle topu ağlara taktı, bu suretle 1-1 berabere olduk.
şerefle necdet muhakkak birer gol kaçırdılarsa da şimdi bizimkiler güzel oynuyor. macarları sıkıştırmağa başladılar. fakat gol olmuyor. münevverin yerden bir şütünü kalecileri kurtardı.
ikinci haftaymın sonlarına doğru ibrahim santrhafa geçmişti ve golü de o suretle yapmıştık. halk çok alkışladı.
hakem oyun içinde macarlara, şöyle oynayın ve böyle yapın gibi nasihatler vermekten çekinmiyordu. takımımız bugün o kadar güzel oynıyamadı. bilhassa birinci haftaymda hiç oynıyamadık. ikinci hafymda 30 uncu dakikadan itibaren hep biz sıkıştırıyorduk. fakat solaçıklarının seri akınları kalemizi her an tehlikeye sokuyordu. macarların ilk kalecileri iyi değildi; fakat son koydukları kalecileri çok iyiydi. birçok golleri kurtardı. bu takım bekeşaba takımıdır. bu takım birkaç oyuncusu (sağaçık ve solaçık, kaleci) hariç macaristanın 1934 amatör şampiyonudur. kalecileri cenubî macaristanın millî amatör takımın kalecisidir. bu takıma guyat takımı da diyorlar. oyuncuların boyları uzun ve hepsi kuvvetli adamlardır. fener stadını andıran sahada dört beş bin kişi kadar vardı.