beşiktaş beykozu 2 - 1, istanbulspor da hilâli 8 - 1 mağlûb ettiler
lik maçlarına dün taksim ve şeref stadlarında devam edildi. taksimde galatasarayla vefanın ve fenerbahçe ile güneşin maçı olduğundan bu sahada beş bine yakın bir seyirci kütlesi toplanmıştı.
sıra günün mühim maçına geldiği zaman herkesin heyecanı yüzünden okunuyordu. netice başta fenerbahçelileri olduğu kadar güneşi ve bilhassa galatasarayla beşiktaşı alâkadar ediyordu. çünkü fenerlilerin bu maçı kaybetmeleri sarı kırmızılılarla siyah beyazlılara son tasnifte başa geçmek imkânlarını vermiş olacaktı.
hakem sadi karsanın idaresinde oynanan bu maça takımlar şu şekilde çıktılar:
fenerbahçe: hüsameddin - yaşar, fazıl - cevad, angelidis, mehmed reşad-niyazi, naci, ali rıza, esad, fikret.
fenerbahçeliler başlama düdüğile hasım kalesine saldırdılar. bir müddet devam eden bu hal sarı lâciverdlilerin ilk dakikalarda birşeyler yapmak istediklerini gösteriyordu. cihad üstüste iki defa hasım oyuncuların ayaklarına yatarak topu kapmak mecburiyetinde kaldı. oyunun seyri tamamile fenerbahçelilerin lehinde cereyan ederken beşinci dakikada soldan inkişaf eden bir güneş akını rasihin çamura bulanmış şütü hafifçe hüsameddinin eline vardığı zaman tevazün hasıl olur gibi göründü. bu ilk güneş akınının hemen akabinde fenerbahçe kalesi bir tehlike atlattı. hüsameddin bir taklakla karışık polonjonile topu rasihin ayaklarından almağa muvaffak oldu.
ilk hız ve ilk heyecanlı dakikalar geçtikten sonra oyun hakkında bir kanaat edinmek imkânı hasıl oldu. fenerbahçe takımında bütün hatların iyi işleyip hiçbir noktasının aksamadığı, buna mukabil güneş hücum hattında danişin varlığile yokluğu müsavi bir oyun tutturduğu, iki yan muavinlerden yusufun yalnız fikreti kollamak kaygusunda olduğu, ibrahimin de çoktandır oynamadığı bu mevkide aksadığı görüldü.
bu devrede muavin hatlarından esaslı ve kıymetli yardımlar gören fenerbahçe hücum hattı oyuncuları güneşin hücum hattına nazaran daha çok akın yaptılar, fakat bunların hiç biri tehlikeli bir şekil alamadı. yalnız niyazi, bir defasında, şahsî bir akınla güneş kalesine kadar sokuldu ve çektiği şüt kale direğine çarparak geri geldi ve cihadın bir plonjonile tehlike bertaraf edildi.
bu tehlikenin savuşturulmasmdan bir müddet sonra fenerbahçe kalesi çok mühim bir tehlike atlattı. rebiinin iki beki atlatarak ortaladığı topa rasih kalenin bir metro yakınında yetişti. nihayet, fenerbahçeye senenin ilk golünü hediye etmek rasihe nasibmiş demeğe vakit kalmadan hüsameddin çok güzel bir kurtarış yaparak bu tehlikeyi savuşturdu ve devre 0-0 beraberlikle neticelendi.
ikinci devre
ikinci devreye fenerbahçeliler çok sıkı hücumlarla başladılar. anlaşılamıyan bir taktik hatasile musırran ve mütemadiyen niyazi tarafından yani sahanın çamur cihetinden en berbad yerinden yapılan bu akınlar bilhassa reşadın yerinde ve fedakârane müdahalelerile uzaklaştırılıyor, fakat güneş hücum hattının hareketsizliğinden tamamile serbest kalan fener muavinleri bu akınları derhal tazeliyorlardı. dün fener muavin hattı çok güzel oynadı. fakat hücum hattı üç ortasının düştüğü hataya düştü: fikreti bilhassa ikinci devrede tamamile ihmal etti. halbuki fikret fenerin en iyi oyuncusu ve bulunduğu yer de sahanın binnisbe en kuru yeri idi.
fenerbahçenin golü
oyunun bitmesine yirmi üç dakika kala, fenerliler mütemadiyen sağdan hücum etmek isterlerken naci uzaktan bir şüt çekip taliini denemek istedi. on sekiz metro çizgisinden hayli uzak bir yerinden çekilen bu şüte kaleci cihad bir çıkış yaptı ve avuta gidecek hulyasile topun üstünden atladı; fakat top avuta gitmedi, kale direğini yalıyarak içeri girdi.
iki tarafın da ümid etmediği bir zamanda olan bu gol fenerlilere gayret, güneşlilere de ümidsizlik verdi ve bu andan itibaren fenerliler vaziyete tamamile hâkim oldular. fakat, buna rağmen fazıl, fuzuli endişelere kapılarak topu bir müddet taca ve bir defasında da dama atarak vakit kazanmak ister gibi göründü.
maçın bitmesine beş on dakika kala iki taraf ta takımlarında tadilât yaptılar. güneşliler danişle rebiinin yerlerini değiştirerek hücum hatlarının en iyi üç oyuncusunu yanyana getirdiler. fenerliler de son dakikalarda, güneşe olduğu gibi, kazara bir gol yiyip berabere üç oyuncusunu yanyana getirdiler. fenerliler de son dakikalarda, güneşe olduğu gibi, kazara bir gol yiyip berabere kalmamak için, hayli yorulmuş olan mehmed reşadı sol açığa geçirip fikreti geri aldılar.
takımlar yaptıkları bu tadilâtın bir semeresini görmeden oyun 1-0 fenerbahçenin galibiyetile bitti.
nasıl oynadılar?
fenerbahçe takımı her iki devrede de güneşe nazaran daha iyi oynadı ve bu iyi oynamada bilhassa muavinlerin vazifelerini bihakkın yapmaları başlıca amil oldu. fener takımında dün angelidisle mehmed reşad en iyi oynıyanlardı. cevad zaman zaman yaşarın da iştirakile sert bir oyunla rebiiyi hayli hırpaladı, bununla beraber oyun bakımından vazifesini de yaptı. hücum hattında en az iş gören fikretti. birinci devrede müdafaa ile irtibat vazifesini görmek üzere geride oynıyan esad bu kıymetli arkadaşını çok ihmal etti. ikinci devrede de mütemadiyen sağ açık vasıtasile oynandığı için fikret bir köşede yapayalnız kaldı ve unutuldu. bunda angelidisin de hatası vardı.
niyazi tıkıldığı köşede rakib oyunculardan başka çamurla da mücadele etmek mecburiyetinde kaldığından kendisinden beklenen oyunu oynıyamadı. hücum hattının üç ortası mütemadiyen çalışmakla beraber fenerbahçeye lâyık bir tek güzel anlaşma gösteremediler. fener takımında muavin oyunculardan sonra en muvaffak olan hüsameddindi. bu oyuncu birinci devrede, muhtelif iki zamanda muhakkak denecek iki gol tehlikesini muvaffakiyetle savuşturarak netice üzerine çok müessir oldu.
güneş takımına gelince, oyunlarını tenkid bakımından birinci ve ikinci devre olmak üzere ikiye ayırabiliriz. birinci devrede müdafaada olduğu kadar hücum hattında da muvaffakiyetli denebilecek şekilde oynıyanlar vardı. meselâ rebiî aldığı her pası hüsnü istimal etti ve bir iki defasında arkadaşı rasihe muhakkak gol fırsatları ihdas etti. rasih de kaçırdığı fırsatlara rağmen, zekâsile oynadı ve arkadaşlarına güzel paslar verdi. fakat rakib merkez muavinini tamamile serbest bırakmakla vazifesinin bir kısmını yapmamış oldu. iç muhacimlerden danişe nisbetle salâhaddin daha iyi idi. fakat daima müdafaaya yardım etti, hücum hattında pek az göründü. melih de takımın bellibaşlı zayıf oyuncularından biri olarak sahada dolaştı.
müdafaada iki bekle kaleci çok güzel oynadılar. bu üç oyuncu dünkü güneş müdafaasının ruhu idiler. rıza her maçta olduğu gibi başlarda parlıyarak kendini gösterdi, fakat oyun ilerledikçe yavaş yavaş silindi, kayboldu. yusuf sahada fikretin gölgesi gibiydi. bu cihetten vazifesini yaptı. fakat hücum hattına hiç yardım edemedi. ibrahim, mevkiini çok yadırgadı ve ikinci devrede fenerlilerin mütemadiyen sağdan hücum etmeleri yüzünden yorularak işe yaramaz bir hale geldi.
ikinci devrede yalnız güneş müdafaası, bilhassa bekler, oynadılar. hücum hattı hiçbir mevcudiyet gösteremedi.
hakem, oyunculardan fazla sinirli bir haldeydi. bu yüzden olacak, fuzulî bir şekilde oyunu çok durdurdu ve verdiği kararlarda zaman zaman yanıldı.