23 şubat 1934... günlerden cuma... taksim stadı'nda yapılan ve "kavgalı maç" olarak spor tarihine geçen fenerbahçe - galatasaray karşılaşmasında beklenmeyen olaylar patlak verdi.
maç yağışlı bir havada ve çamurlu sahada oynandı. taraflar oyuna çok iddialı başladı. gerçekten iki taraf arasındaki ezeli rekabet gereği de buydu. seyirci tribünleri tıklım tıklım doldurmuş, heyecan son haddini bulmuştu.
hakem nuri bosut'un yönetiminde takımlar sahada şu kadrolarıyla yer aldılar:
iki takımın normalin çok üstünde olan kazanma çabaları, oyunun daha başında, çok sert gidişine neden oldu. ilk dakikalarda başgösteren sert hareketleri önleyebilmek, hakem için çok güç hale geldi. karşılıklı fauller oyunu sık sık duraklatırken, hekemin ihtarları da etkisiz olmaya başladı. ve bundan sonra da olan oldu. sahadaki itiş kakış, tribünlere sıçramada gecikmedi. yer yer olaylar başgösterdi. sahanın hali ise bambaşkaydı. oyuncular birbirine girdi, saha bir anda harp meydanına döndü. bu durumda hakemin yapacağı tek şey maçı tatil etmekti. o da onu yaptı.
iki dost kulübün, kurulduklarından bu yana sürdürdükleri centilmenlik havası burada noktalanıyordu. halbuki bu iki takım, bundan önce yaptıkları maçlarda ne kadar dostane çizgiler çizerler, kardeşlik görüntüleri sergilerlerdi. rekabet yine vardı, mücadele yine vardı, ama dövüşme yoktu. nasıl olabilirdi ki, fenerbahçe, taksim stadı'ndaki maçlarda, galatasaray kulübü'nde soyunur; galatasaray, kadıköy'e geçtiği vakit fenerbahçe tarafından misafir edilirdi. iki kulübün beraberliği bu maçla noktalanırken bu maçla noktalanırken, spor toplumunun merakı, futbol heyetinin vereceği karardaydı. ve mıntaka futbol heyeti, maçtan sonra hemen toplanacak ve kararını verecekti. ne var ki, verilen kararla yaşın yanında kuru da yanacak ve saçma bir hükümle masum futbolcular da cezaya çarptırılacaktı.
ertesi gün gazetelerde şu duyuru yayımlandı.
"cuma günü taksim stadı'nda yapılan galatasaray - fenerbahçe maçındaki dövüşme hadisesine vaziyet eden mıntaka futbol heyeti, gece geç vakte kadar meseleyi tetkik etmiş ve 17 futbolcunun cezalandırılmalarına karar vermiştir. olayda en ziyade kabahatli görünen fenerbahçe kalecisi hüsamettin'e müebbet boykot, fenerbahçe'den fikret, galatasaray'dan tevfik beylere 6'şar ay boykot, hadiseye iştirak ettikleri heyetçe tespit olunan, fenerli yaşar, cevat, esat, reşat, süleyman, muzaffer ve lebip beylerle, galatasaray'dan, avni, nihat, kadri, lütfü, necdet ve fazıl beylere ikişer ay boykot cezası verilmiştir."
görüldüğü üzere, iki takımın da büyük kısmı cezaya çarptırılmıştır. ancak, itiraf etmek gerekir ki, olayla ilgilenen heyet, teşhisinde öylesine yanılmıştır ki, olayla hiç ilgilenmeyen oyunculara da ceza verilmiştir. böylece gelişigüzel verilen karar, fenerbahçe'yi 9, galatasaray'ı 8 oyuncusundan yoksun etmiştir. bu suretle avantajlı duruma geçen beşiktaş şampiyon olmuştur.
o günlerde 5 takımla futbolcu imalathanesi gibi çalışan fenerbahçe, cezalıların yerlerine gençleri koymakta gecikmedi ve dönem sonunda lig ikincisi oldu.