irfan can ve ahmet çalık’ın devre arasında satılmasının ardından çıkılan ilk maçta, çalık’ın yerinde ante mi yoksa ferhat görgülü mü oynayacak diye aklımızdan geçirirken ümit özat, “orhan şam!” diyerek televizyon karşısında maçın başlamasını bekleyen bizleri kontrpiyede bıraktı. “vardır bir bildiği” diye birbirimize şüpheli şüpheli baksak da, ilk golden önceki gereksiz dirseği, ikinci ve üçüncü gollerde bariz adam kaçırışları ile orhan ve savunma oyuncuları 16. dakikada kasımpaşa’nın skoru 3-0 yapmasında büyük katkı sağladılar.
verilen penaltının çok inandırıcı olmaması ya da üçüncü golden önce gençlerbirliği’nin penaltısının verilmemesi skor hakkında gençlerbirliği’nin kızacağı noktalar olsa da, kırmızı-siyahlıların özellikle savunmada yaptıkları hatalar takımın her türlü yenileceğinin göstergesi gibiydi.
özat 3-0’dan sonra selçuk - rantie ve aydın - matei değişiklikleri yaparak gidişatı değiştirmek istedi. selçuk yerine rantie değişikliği bir nebze anlaşılabilirdi ama takımın pozisyon üretebilecek serdar’la birlikte tek oyuncusu olan aydın’ın oyundan çıkarılması oldukça isabetsiz bir karardı. zaten kalan 70 dakikada matei birkaç hareket dışında neredeyse hiçbir varlık gösteremedi.
ilk yarının kalan 25 dakikasında 3-0’ı yakalamış kasımpaşa’nın oyunu kendi sahasında kabullenmesiyle birlikte gençlerbirliği 3 kez tehlikeli oldu ama birinde serdar, diğerine muriqi topu az farkla dışarıya gönderirken diğerinde eski gençlerbirlikli ramazan köse nefis bir kurtarışa imzasını attı ve gole engel oldu.
özat, ikinci yarıda muriqi’yi çıkartıp yeni sol açık ring’i oyuna sürdü. “savruk” olsa da muriqi’nin çıkması kasımpaşa savunmasını iyice rahatlattı. ikinci yarının tamamında isabetsiz ortalar dışında 90 dakika boyunca ranti’nin kaleciye nişanladığı şut dışında hiçbir varlık gösteremedik. 90 dakika boyunca didinip duran tek kişi, sezon sonunda sözleşmesi bitecek ve büyük ihtimalle bedavaya gidecek olan, serdar gürler’di.
aylardır stancu’nun sakat olması ve son vuruşta yetenekli bir “golcü”nün olmaması gençlerbirliği’nin en büyük sorunu gibi görünse de çalık sonrası defansın nasıl bir seyir izleyeceği kasımpaşa maçından sonra daha büyük bir soru işareti olarak ortada duruyor.
antep ve akabinde oynanacak osmanlıspor maçları takımın ikinci yarıdaki gidişatını belirlemek için önemli karşılaşmalar olacak. puan cetvelindeki yönümüzü bekleyip göreceğiz…
gençlerbirliği yönetimi devre arasında irfan ve ahmet çalık’ı satıp yerlerine yeni soru işaretleri transfer ederek yaklaşık 10 yıldır süre gelen kötü transfer politikasına yeni halkalar eklemeyi başardı. bir sonraki adımı sanırım artık hepimiz ezberledik, yeni alınan futbolcular bir sonraki transfer döneminde yalvar yakar gönderilmeye çalışılacak, sonrasında da açılan kontenjanlara ufak tefek meziyetleri olan ama hiçbir zaman tam randıman gösteremeyen emekliliği gelmiş gibi oynayan yeni transferler yapılacak.
oysa yapılması gereken şey, altyapıdan yetişmiş iki oyuncuyu satıyorsak onların yerine yine altyapıdan birileriyle doldurup “gerçek gücümüzü” cümle âleme göstermek değil midir? hem bu sayede transferde kazanılan para kulüp geleceğinin teminatı olarak kasada kalsa çok daha faydalı olmaz mı?
yönetimimiz yıllardır aynı oyunu bize seyrettiğine göre, bu soruların cevabı “hayır!” olmalı…