türkiye futbol federasyonu ''türk futbol tarihi 1904-1991 (cilt 1)''
türk futbolunda ilk kulüpler
fuad hüsnü (kayacan) ve reşad danyal beylerin “black stocking (siyah çoraplar)” denemesinin daha ilk maçın sonunda fiyasko ile neticelenmesi, türk gençlerinin futbola karşı duydukları aşırı hevesi daha bir süre içlerine gömmeye mahkum etmişti. ancak gerek istibdat rejiminin amansız baskısı, gerekse ailelerin hakim bulunan koyu taassuba rağmen yine de türk gençleri, kendi toprakları üzerinde bu cazip “ayak topu” oyununu oynama arzu ve heveslerine uzun bir süre hakim olamamışlardı. ve bu yolda her türlü tehlikeyi göze alan gençler, sonunda bu arzularını gerçekleştirebilme imkan ve fırsatını cesurca elde etmişlerdir.
türkiye’de ilk spor kulüplerinin pek büyük bir bölümü tamamen futbola dayalı olarak kurulmuş; daha gerçekçi bir deyimle, ilk türk spor kulüplerinin hemen tamamına yakın kısmı futbol takımlarından doğmuştur. bunların arasından en önemli istisna, “beşiktaş osmanlı jimnastik kulübü”dür. bu kulübümüz, adından da anlaşılacağı üzere, bir jimnastik kulübü olarak doğmuş, futbol şubesini ise kuruluşundan yıllar sonra açmıştır. türkiye’de kurulan il türk futbol kulübü galatasaray’dır. kuruluşu ise 1905 yılına rastlamaktadır. türk futbolunda ilk kulüpleri, kuruluş yıllarına göre şöyle sıralayabiliriz:
galatasaray spor kulübü
mekteb-i sultani (galatasaray lisesi) öğrencileri tarafından kurulmuştur. büyük çoğunluğu kadıköy yakasında oturan ve orada ingiliz ve rum takımlarının kendi aralarında oynadıkları iddialı maçları izleyerek futbola gönül veren mekteb-i sultani 10. sınıf öğrencilerinden ali sami (yen), asım tevfik (sonumut), emin bülend (kalpakçıoğlu), bekir (bircan), mehmet celal (şehit celal), tahsin nahit, cevdet (serdaroğlu), reşad (şirvani) ve abidin daver (dav’er), 10 ekim 1905 günü edebiyat öğretmeni mehmet ata bey’in dersi sırasında, aralarında fısıltıyla konuşup anlaşarak bir futbol kulübü kurmaya karar vermişlerdir.
forma rengi olarak, milli renklerimiz “kırmızı-beyaz”ı benimseyen gençler, takımlarına verecekleri ad konusunda kolay kolay anlaşmaya varamamışlardır. o tarihlerde daha çok yabancı adlar cazibe taşıdığından, gençler; “gloria (zafer)”, “audace (cüret)” ve tobler marka çikolatalarının üzerindeki resimlerden etkilenerek “kartal” gibi isimler üzerinde durmuşlar ve bunlar arasında bir tercih yapamamışlardır. bu iş öylesine uzamıştı ki; kurdukları takım kadıköy’deki ilk maçına isimsiz olarak çıkmıştı. ancak bu maçı izleyenlerin kendilerinden “galata saray efendileri’ diye bahsettiklerini işittiklerinde bu adı birden benimsemişler ve böylece “galatasaray'' adını almışlardı.
ilk dört maçını kırmızı-beyaz formayla oynayan galatasaray tamını oluşturan genç futbolcular daha sonra milli renklerin, hafiye ve zaptiyelerin dikkatini, hatta gazabını çekeceği endişesiyle formalarını sarı-siyah renklere dönüştürmek zorunda kalmışlardı. ancak bu yeni formalar, takımdaki bazı futbolcular arasında uğursuz geldiği inancını uyandırdığından galatasaraylılar yeni bir forma rengi aramak zorunda kalmışlardır.
bahçekapı’daki “şişman yanko” mağazasında kendilerine yeni bir forma rengi ararken, bir rastlantı eseri, sarı ve kırmızı kumaş toplarının yan yana gelmesiyle karşılarına çıkan göz alıcı ahenge hayran kalan gençler “sarı-kırmızı” renklerde karar kılmışlardı. alınan sarı-kırmızı kumaşlar, ali sami bey’in kız kardeşi samiye (erer) hanım tarafından dikilmiş ve sarı-kırmızı formalı galatasaray futbol takımı ilk kez 6 aralık 1908 günü barhau ingiliz gemisiyle yapılan maça çıkmıştı. bu, zafer yıllarının başlangıcı ve ilk adımı olmuştu.
mekteb-i sultanı’de okuyan sırp ve bulgar öğrencilerin de kadrosunda yer aldıkları galatasaray ilk kez 1906-1907 istanbul futbol ligi’ne ilk türk takımı olarak katılmış 1908-1909 sezonunda da istanbul futbol ligi’nin şampiyonluğunu ilk kez bir türk takımına mal etme şerefine erişmişti. galatasaray, 1911 yılında macaristan ve romanya seyahatine çıkarak yurt dışında türk futbolunu ilk kez temsil etme şerefini de eline geçirmişti. bu seyahatin son durağı olan bükreş’te bükreş karması ile yaptığı maçı 11-1 kazanan galatasaray, yurt dışında ilk galibiyeti kazanan takım olma öğüncüne de sahip olmuştu.
galatasaray parlak tarihi boyunca yurt içinde en fazla şampiyonluklar kazanan takımlardan biri olarak kendini gösterirken, gerek yurt içinde gerekse de yurt dışında yabancı takımlarla yaptığı maçlarda da türk futbolunun yüzünü ağartan sonuçlar elde etmiştir. bu özellikleriyle galatasaray türkiye’nin en sevilen kulüplerinden biri olmuş; bir okul camiası içinde doğan kulübün sevgisi kısa zamanda tüm yurdu sardığı gibi yurt dışına da taşmıştır.