türkiye futbol federasyonu ''türk futbol tarihi 1904-1991 (cilt 1)''
ilk türk futbol takımı ingiliz ve rumların kendi aralarında moda, baklatarlası ve kuşdili çayırlarında oynadıkları futbol maçları kadıköy ve çevresinde oturan türk gençlerinin de büyük ilgisini çekmekteydi. ancak ailelerde hakim bulunan taassup zihniyetinin yanı sıra istibdat rejiminin de amansız baskısı türk gençlerini bu yolda frenleyen iki önemli faktördü. buna rağmen futbola gönül kaptıran türk gençleri arasında her tehlikeyi göze alan karasevdalılar da çıkmıştı. bunların başında, amiral hüseyin hüsnü paşa’nın mekteb-i bahriye (deniz harbokulu) öğrencisi olan oğlu fuad hüsnü bey bulunuyordu. mükemmel ingilizce bildiği için, moda’da oturan ingilizlerle ahbaplık kuran fuad hüsnü bey, onlardan bir eski futbol topu temin etmiş ve bununla tek başına oynamaya başlamıştı. bir gün kendisini papazın çayırı mevkiinde, bir duvarın karşısına geçmiş top oynarken gören en yakın arkadaşı reşat danyal bey ona takılmıştı:
fuad hüsnü bey’in, muziplikleriyle ünlü bu yakın arkadaşının sorusuna cevabı pek kestirme olmuştu:
-“gel reşat, biz de bir futbol takımı kuralım. ingilizlere, rumlara duman attıralım çayırlarda...” işte bu sözler, ilk türk futbol takımının kurulması yolunda atılan ilk büyük adım olmuştu.
çevrelerinde, kendileri gibi gözlerini budaktan esirgemeyen birçok arkadaş daha bulan fuad hüsnü ve reşat danyal beyler derhal faaliyete geçerek ilk türk futbol takımını ortaya çıkarmışlardı. ancak bunu büyük bir gizlilik içinde gerçekleştirdikleri gibi, her türlü tedbiri de elden bırakmamışlar ve takımlarına bir ingiliz adını vererek devrin hafiyelerinin dikkatinden kaçmak yoluna gitmişlerdi. işte bu nedenle ilk türk futbol takımı, “black stocking (siyah çoraplılar)” adıyla ortaya çıkmıştı.
bugünkü fenerbahçe stadı’nın karşısındaki “halil mahmudiye” ilkokulu’nun altındaki hurşit ağa’nın kahvehanesini kendilerine lokal olarak seçen gençler, papazın çayırı’nda yaptıkları birkaç idmandan sonra rum takımıyla ilk maçlarını almışlardı.
bu maç, 26 ekim 1901 günü papazın çayırı’nda oynanmıştı. o gün rum takımının karşısına çıkan “black stocking” takımında fuad hüsnü ve reşat danyal beylerin yanı sıra şu isimlerin yer aldıkları görülüyordu: kemal nuri bey, fahri bey, nureddin bey, hafız mehmed, hafız mustafa, emcet bey, şevki bey ve tamburacı osman pehlivan...
son derece tecrübesiz kişilerden oluşan black stocking bu ilk maçında rumlara 5-1 yenilirken şeref sayısını fuad hüsnü bay yapmıştı. bu ilk maç ne çare ki black stocking’in aynı zamanda son maçı olmuştu. kadıköy ve ahalisini kasıp kavuran ıı. abdülhamit’in baş jurnalcisi hafiye şamil’in adamları bu işin farkına varmışlar ve papazın çayırı’na ani bir baskın yapmışlardı. kaçabilenler kurtulmuş , yakalananlar ise ağır cezalara uğramışlardı. fuad hüsnü bey, maçı izlemek üzere arabasıyla papazın çayırı’na gelen babası amiral hüseyin hüsnü paşa’nın faytonuna atayıp kaçmış; takımın diğer kurucusu reşat danyal bey ise yakayı ele vermişti. hariciye nezareti’nde (dışişleri bakanlığı) görevli bulunan reşat danyal bey, cezaen tahran sefarethanesi emrine sürgün edilmişti. ancak hafiyeler, fuad hüsnü bey’i de tespit ettiklerinden bu genç deniz öğrencisi hakkında da askeri mahkemede takibat açılmıştı.
kasımpaşa’daki askeri mahkeme’de yargılanan fuad hüsnü bey orada çok zor saatler yaşamıştı. mahkeme müstantiki raşit bey tarafından okunan jurnal zaptında “...karşılıklı kaleler kurup, rumlarla aynı kıyafeti labis olduğu halde, top endahtı ile talim icra etmekte olduklarından...” şeklinde bir suçlama yer alıyordu. rumlarla aynı giysiler içinde, karşılıklı kaleler kurarak top atışları yapmak kolay affedilebilecek bir suç değildi. bu nedenle fuad hüsnü bey, hayli dil dökerek durumu anlatmaya çalışmış, hatta bir ara izin isteyip yandaki odada futbol formalarını giyerek mahkeme huzuruna çıkmıştı. müstantik raşit bey, karşısında don-gömlek gördüğü fuad bey’e önce kızmış, sonra durumu kavradığından, küçük bir ceza ile dosyayı kapatmıştı.