ümit özat, ahmet oğuz ve uğur’un cezalarını tamamlamalarının ardından iki oyuncuyu da yeniden sağ ve sol bekte görevlendirdi. böylece trabzonspor maçındaki ilk 11’e göre sadece ıssah yerine muriqi’yi değiştirerek başakşehir karşısında sahaya sürmüş oldu.
maçtan önce başakşehir’in hem orta sahadaki eksikleri, hem de geldiği günden bu yana “önce gol yememek” diyen özat nedeniyle pozisyon bulmakta zorlanacağını ve maçın da berabere biteceğini düşünüyordum.
maçın ilk yarısında alkaralar, özellikle serdar ve aydın vasıtasıyla topu kanatlardan ileriye taşıyıp uzun paslarla muriqi’yi beslemeye çalışırken, başakşehir de benzer bir şekilde mehmet battal’ı havadan topla buluşturmaya çalışıyordu.
ilk yarıda kırmızı-siyahlıların tek ciddi pozisyonunda top filelere gitti ama hakem önce “gol” dedi sonra “elle oynama” diyerek golü iptal etti. maçtan sonra muriqi de, “elime çarptı” diyerek hakemin haklı olduğunu belirtti. başakşehir ise mehmet battal’ı besleme konusunda daha başarılıydı çünkü onu ahmet çalık savunmaya çalışıyor ama bariz fizik farkından ötürü hep kazanan battal oluyordu. mehmet iki önemli pozisyon yarattı ama değerlendirmeyi başaramadı.
ikinci yarıda beyazlılar oyunu gençlerbirliği sahasına yıkarken, kırmızı-siyah parçalılar sahalarına gömülüp kanatlardan kontra atak yapmayı deniyorlardı. özellikle uğur’un kanadında “cevher” bulan başakşehirliler çoğunlukla o kanattan gelerek etkili oluyorlardı. bu dakikalarda hopf’un kurtarışları gençlerbirliği’ni ayakta tutmayı başardı.
maçın son bölümünde ise her iki takım da birer puana razı bir şekilde maçı rölantiye alıp karşılaşmayı golsüz beraberlikle tamamladılar.
maçın ardından hopf, gol yememe süresini 409 dakikaya çıkarırken, gençlerbirliği hem ligin en az gol yiyen takımı olmaya devam etti, hem de lig tarihi boyunca en az gol yediği 14. haftayı geride bıraktı.
özat’ın geldiği günden bu yana gol yememe yolunda söyledikleri ve bunları pratikte başarmak “takım olma” yolunda da önemli bir seviye atmak demek. fakat önemli olan bunun takım olma yolunda sadece bir basamak olduğunu, bir sonraki basamağın da “gol atmak” olduğunu unutmamak gerek. yoksa sahaya sürekli gol yememek ve 0-0 için çıkmak demek lig tablosundaki hedef çıtamızı hiçbir zaman yükseltemeyeceğimiz anlamını taşıyor.