yıllardır futbolumuzun tavanında pırıl pırıl yanan fener'in bu mumu daha sönecek bu gece.. fenerbahçe’li can bartu futbol yaşantısına son verecek dolmabahçe'de… insanlar gerçekten de mumlara benzerler… isterlerse mabetlerin, sarayların o koskoca haşmetli mumları gibi bitmez tükenmez görünsünler, gene de eninde sonunda eriyip biterler.
can büyüktü… istanbul'da da, floransa'da da, roma'da da fakat o'nun ne kadar büyük olduğunu tam anlamıyla ne biz, ne onlar, ne de kendisi anlayabildi galiba.. can sanki bir kabuk içinde yaşıyordu zira.. diyelim ki bir türlü açılıp içindeki inciyi etrafa iyice göstermeyen bir istiridye kabuğu... belki de zor. özlemli geçen bir çocukluk devresi yüzünden, insanlara güvensizlikten onlardan korunmak için ister istemez sığınmıştı oraya. zerre kadar çaba da göstermiyordu bu kabuktan sıyrılmağa. aksine onun içinde kendini emniyette bulup astar üstüne astar, yaldız üstüne yaldız vuruyordu kabuğuna. rakiplerini gülünç hale sokan şâhâne fakat pek müstehzi çalımlar atıyordu. ünlü hamrin'e: «bu klâsınla hem ihya edebilirsin. ne olar bana yardım et.» dedirtip yalvartıyordu. italyan basınına «can mı? rivera mı?» diye sordurtuyor. bütün bunlar onca kabuğunu büsbütün sağlamlaştırmaktı. fakat bence bu bunalım ıçinde can olduğu gibi ortaya çıkıp da oynayabileceği o daha büyük futbolu içtenlikle ve devamlı olarak oynamadı bir türlü. kısaca can kabuğunun içindeki değer biçilmez inciyi tam olarak bizlere göstermeden futbolumuzdan kopup gidiyor işte.. ama ne dersek diyelim, gene de çok büyüktür can. futbolumuzun ölümsüzleri arasında daima anılacaktır can. eğer ileri geri lâf ettiysek bağışla. bu muhteşem futboluna doyamayışımızdandır can.