futbol sahalarında görebileceğiniz en güzel sahnelerden biridir; bariz bir şekilde faul yemesine rağmen, kendisini kum çuvalı gibi yere bırakmak yerine, topa kitlenmiş bir şekilde düşe kalka koşmaya devam eden ama bir süre sonra sendeleyip yere kapaklanan futbolcunun görüntüsü. işte o an, üzerindeki formadan bağımsız olarak, o futbolcunun sahaya sadece futbol oynamak için çıktığını düşünür ve hem sahadaki diğer 21 oyuncuya, hem hakemlere, hem de maçı izleyen seyircilere “saygı duyduğunu” anlarsınız. işte bu saygının sahadaki tüm oyunculara yansıdığı maçlar, takımınızın aldığı skordan bağımsız olarak, “efsane maç oldu be!” diyerek yıllarca dillendire dillendire anlattığınız maçlardır. çünkü bu maçlarda futbol oynama isteği, arzusu vardır ortada ve bu uğurda mücadele verilir.
beşiktaş’a karşı alkaralar’ın maçın başından sonuna kadar sahnelemeye çalıştığı oyun da işte bu “ruha” güzel bir örnekti. özellikle son haftalarda oynanan maçların ilk yarısında sergilenen “mücadelesizlik”, hem kötü skorları beraberinde getiriyor, hem de futbol izlemek isteyen seyircilerin canını sıkıyordu ama dün akşam özlediğimiz mücadele ruhu vardı sahada.
başlama düdüğüyle birlikte rakibine ileride baskı uygulayarak oyun planını bozan, hata yapmasını sağlayan ve her pozisyonda düdük çalana kadar mücadele etme isteğini sürdüren gençlerbirlikliler, stancu’nun eksikliğine rağmen güzel işlere imzalarını atıyorlardı. 27’de irfan’ın uzaklardan şişirdiği topu serdar’ın kontrol etmesi ve fabri’nin de hatasından yararlanarak filelere göndermesiyle kırmızı-siyah çubuklular baskılarının meyvesini yiyorlardı. golden sonra da takım benzer bir şekilde önde basmaya ve mücadele etmeye devam etti ama skor değişmedi ve ilk yarı 1-0 sona erdi.
ikinci yarının özellikle ilk dakikalarında beklendiği gibi beşiktaş’ın baskılı ve hızlı oyunu gençlerbirliği’nin sahasına gömülmesini sağladı. direkten dönen ve hopf’un çıkardığı toplar, kırmızılıların mücadele ruhunu daha da ateşledi. o anlarda irfan’ın serbest vuruşu ve serdar’ın “al da at” dercesine önün yuvarladığı topu dışarı nişanlayan khalili’nin yüzde yüzlük pozisyonu sonucunda tribünlerde dövünüyorduk! ve maç da 1-1 beraberlikle sonuçlandı.
dünkü maçta herkes elinden gelenin en iyisini sahaya yansıtmaya çalıştı. ikinci yarının başında, beşiktaş’ın yüklenmesi nedeniyle takımın mecburen geride kaldığı bölümlerde bile bu mücadele devam etti. sonuç olarak sahadan yenilgiyle de galibiyetle de ayrılabilirdik.
ama emin olun skor ne olursa olsun taraftarlar yine takımını tribünleri çağırır ve mücadelesi nedeniyle ayakta alkışlarlardı. çünkü gençlerbirliği taraftarları, skordan bağımsız olarak, sadece futbol oynamak ve izlettirmek isteyen 11 futbolcunun sahadaki mücadelesini izlemek istiyor, işte bu kadar basit!