mehmet yüce'nin, "idmancı ruhlar: futbol tarihimizin klasik devreleri: 1923-1952, türkiye futbol tarihi - ikinci cilt" kitabından;
meşhûr-i âlem slavia praha
memleket futbol tarihinin en alâka uyandıran olaylarından biri de, 1923 yazında dünyaca ünlü slavia prag profesyonellerinin istanbul’u ziyaretidir. istanbul’un o dönemki kalburüstü üç takımıyla yaptıkları müsabakalar oldukça ilginç neticelere sahne olurken, misafirler için verilen ziyafetin mönüsü ve ziyâfet esnasında atılan nutuklar ve onlann mümessilleri daha da enteresan gelebilir:
meşhûr-i âlem slavia praha kulübü’nün istanbul seyahati (13-19 temmuz 1339) [spor âlemi, sayı 42-104, 24 temmuz 1339, s. 7.]
(...)
18temmuz çarşamba muhtelit takım - slavia praha müsabakası
“epey münâkaşadan sonra icrâsı taht-ı karara alman dördüncü bir maç temmuz’un on sekizinci çarşamba günü icra olundu. bir gün evveline nisbetle saha o kadar kalabalık değildi. evvelki üç maçın büyük farklarla aleyhimize neticelenmesi sporcuların ümidini kırmış olmakla beraber yine herkes müsabakanın neticesini merakla bekliyordu.
fenerbahçe, altınordu ve galatasaray kulüplerinden bir muhtelit takım şu suretle teşkil edilmişti: nedim - cafer, tevfik - feyzi, nihat, ibrahim - bedri, sabih, zeki, alâaddin, emin beyler. bu takımın esaslı a’zâsından ismet ve hasan kâmil beyler bir gün evvelki müsabakada fazla hırpalandıkları cihetle bugünkü maça iştirâk edemediler. hakem olarak yine fenerbahçe slavia maçını idare eden zat intihâb edilmişti.
oyuna başlandı. çekler muntazam paslarla ilerlemeye başlayarak yedinci dakikada ilk gollerini yaptılar. fakat
oyunun tarz-ı cereyanı da yavaş yavaş değişmeye başladı. muhacim hattımız rakip kalesini tehdid ediyordu. ve daima çekoslovak takımı kaptanı ve slavia sol beki ratsa, en ümitbahş dakikalarda topu uzaklaştırıyordu. oyun adeta mütevâzin (denk) bir şekil almıştı. hasım müdafaası bugün çok çalışmaya mecbur oluyordu.
evvelki maçta iki müdafaanın göstermekte oldukları lâkayıdane hareketlerden bugün iz görünmüyordu. slavia aleyhine verilen ceza vuruşunu zeki bey sıkı bir şutla kaleye tevcih etti ve top kalecinin elinden sıyrılmak suretiyle kornere gitti. biraz sonra slavia takımı bir sayı daha kazanmaya muvaffak oluyor fakat bizim takımdaki gayret de semeresini vermekte gecikmiyordu.
zeki bey; alâaddin bey’in güzel bir pasından istifade ederek direğin kenarından topu hasım kalesine idhâl etti. (1-2) ve etraftan bravolar yaşalar yükselmeye başladı. slavyahlar bir üçüncü sayı kazandılar ve haftaym (half time) oldu, (devre 1-3).
ikinci parti başladı. karşılıklı akınlar. slavialılar handbol yapıyorlar avrupa’da nam salmış bir takımın mükerrer defalar ve kasten topa el ile vurması çok çirkin bir şey...
tevfik bey’in hatasından çekler dördüncü sayıyı da yapıyor... biraz sonra beşinci defa olarak top muhtelit kalesine giriyor. (1-5) bizimkiler bir akının sonunda korner kazanıyor. kornerden gelen topu zeki bey sıkı bir şut ile kaleye adeta tıkadı. (2-5)
slavialılar şaşalamaya başlasa da oyunlarındaki ahenk hiçbir vechle bozulmadı. yine muntazam paslarla ilerleyerek iki gol daha yapmaya muvaffak oldular. (2-7)
fakat bedri bey’in hücumuyla alâaddin bey de güzel bir gol yaptı. (3-7)
akşamleyin gündüzki zaferin! (üç gol atmak bir zaferdi) te’sîri arasında otomobillerle galatasaray mektebinden hareketle fatih daire-i belediye-si’ndeki “şehr emaneti”nin ziyafetine gidilmiş ve binanın kapısında oyuncular pek ziyade alkışlanmıştır. ziyâfette refet paşa hazretleri, vali bey efendi, slavia ile çarpışan oyuncular ve misafirlerimiz hazır bulunuyordu.
yemekten sonra üçüncü takımlar şampiyonu darüşşafaka kupasını almıştır.”
19 temmuz perşembe (memleketlerine avdet)
“öğleyin kovhot’ta verilen ziyafetten sonra misafirlerimiz geraç (veya gi-raç) vapuruyla şehrimizden hareket etmişlerdir.
uğurlayanlar:
şehir namına ercümend ekrem, galatasaray nâmına reis (yusuf) ziya ve tahir gönüp beyler, fener namına fuad hüsnü, saib beyler, mecmûamızdan said tevfik, türk idman mecmuası’ndan tahir beyler ve birçok sporcu... misafirlerimiz bir hâtıra olarak uğurlamaya gelen idmancıların feslerini istemişler ve bu istek kabul edilmiş ve fessiz avdet etmişlerdir.