güzel futbolun değil, sonucun ön plana çıkacağı bir maçtı. üstelik rakip bir yunanistan takımıydı. bu durum maçın atmosferini daha da farklı hale getiriyordu. mağlubiyet ve gollü beraberlik halinde kayserispor'u geçen yıl trabzonspor'un yaşadığı türde bir tehlike de bekliyordu. kısacası psikolojik yönü ağır basan bir karşılaşma ve kaybetmek istemeyen iki takımın mücadelesiydi. doğal olarak futbol kalitesi de üst düzeyde değildi.
ileriye sadece chloros'u koyarak başladı larissa oyuna... gol yemeyeyimde denk getirip bir tane atarsak turu kaparız düşüncesindeydiler. haksız da sayılmazlardı. atılacak bir gol-beraberlik bile tur demekti onlar için. kapandıkça, kapandılar, gerektiğinde faul yaptılar. kayserispor'un hızını kesmek, uyutmak, oyunu soğutmak için. doğrusu ilk 30 dakika başarılı da oldular.
dostça uğurladılar!
kayserispor da en az onlar kadar bir golün öneminin bilincindeydi. tarihinde ilk kez bu yıl avrupa arenasına çıkan sarı-kırmızılılar dördüncü maçtan da alnının akıyla çıkıp bir başka ilke imza atmak, uefa kupası'na katılmak amacındaydı. bu yüzden yunanlılar'ın oyununa gelmedi teknik direktör ertuğrul sağlam ve oyuncuları... savunmayı sağlam tuttular, yunanlılar'ın beklentisinin aksine dengeli oynadılar, saldırmadılar. savunma neredeyse hiç çıkmadı, tedbiri hep elde tuttu. sağdan bülent, soldan fatih'in geliştirdiği ataklarla topu daha çok rakip alanda gezdirdiler. kilidi 31. dakikada gökhan'la açtılar. o ana kadar top tutmakta zorlanan leonardo kafayla topu aşırttı, ntampizas durakladı, sinsice araya giren gökhan düzgün bir vuruşla tur kapısını aralayan golü attı.
maçın geri kalan bölümünde uyutma sırası kayserispor'daydı. bir-iki pozisyon dışında sıkıntı yaşamadan, gökhan'ın 81. dakikadaki muhteşem golüyle turladılar. ilk turun aksine tribünlerde de doluydu bu kez. kayserispor, tam bir bayram havası içinde tarihini yeniden yazarken dostça ağırladıkları yunanlılar'ı yine dostça, elleri boş uğurladılar.