ilk basımı 2002 yılında olan hakan dilek'in "işte böyle bir şey" kitabından;
çarşıbaşılı hüseyin hüseyin tok
1974-75 sezonu... trabzonspor'un başında salih erdem, hoca suat özyazıcı ve suat çaylı var idarecilerden. bu üçlü öze dönüş politikası gibi laflar ediyorlar sezon başında. o zamanların trabzon valisi necmettin karaduman giriyor devreye ve orduspor, beşiktaş ve ankaragücü'nün talip olduğu hüseyin'i katıyor kadroya. ardından sebatspor'dan kadir, şenol güneş, necati, rizespor'dan faruk özak, ali kemal, alı yavuz yolspor'dan turgay, necati geliyor... takımda bir öze donuş var gerçekten. bir tek ali yavuz trabzonlu değil bu isimlerden ama o da hepsi kadar trabzonlu oluyor zamanla. takım 1. lig'e taşmıyor ilk yılın şampiyonluğuyla.
sokak futbolu öldü
1974-75... ilk sezonda türkiye 1. ligi'nin bu yeni takımı sekizinci bitiriyor maratonu. 1975-76 sezonunda ise şenol, kadir, necati, takoz cemil, turgay, bekir, ali yavuz, necmi, çaycı ahmet, serdar bali, m.cemil gibi isimlerle dişli bir takım olmuştu trabzonspor ve mücadeleci, hırslı, topa basan, rakibine soluk aldırmayan, bir o kadar da iyi top tekniğine sahip bir ekipti.
hep koşardık diyor hüseyin tok: "uzunkum'da 7 km. git, 7 km. gel. ama bizim diğer takımlara göre en büyük avantajımız kendimize çok iyi bakmamızdı. trabzonluyduk birbirimizi çok seviyorduk. şenol güneş'le aynı gün evlendik ve aynı gün aynı yere balayına gittik. dostluğumuz turgay'la, necati'yle, ali kemal'le de aynı günkü tazelikte durur. o zamanlar daha iyi çalıştırılabilseydik, vizyonumuz daha geniş olsaydı, ufkumuz geniş olsaydı bizim takım daha büyük başarıların altına imza atardı. çok iyi bir takımdık çüktü. bugün de ahmet suat hocayla görüşürüz. o da daha iyi işler yapabileceğimizi kabul ediyor. kendisi de bunu açıkça söyledi, 'benim de vizyonum o kadardı, ben bu işi önümdeki kimselerden görmedim ki. her şey benim bildiğim kadarıyla ve o günkü olanaklarla yürüyordu' dedi. ama o takımın mevkilerinde en iyi adamlar vardı. dörtlü savunma ve tandemi en iyi yapan takımdı trabzonspor... o takımda kendiliğinden iyi bir top tekniği var. trabzon'un sokakları dar. dar alanda çabuk dönmek hareket etmek ve pratik zekalı olmak zorundasın. kıvraklık, zekâ, çabukluk kazanıyor insan... o zamanlar güzel futbolcuların çıkması ondan gaynaklanıyordu. sokak futbolu öldü..."
hüseyin tok çok iyi bir yere dokundu aslında: "sokak futbolu öldü!" belki son trabzonspor kalkışmasının en çok dikkate alması gereken şey bu olsa gerek. artık hamamönü'ndeki çamur sahada, çarşıbaşı'nm kumluğunda, çömlekci'nin ara sokaklarında yetişmiyor çocuklar. belki bizi bu kurtarabilir. yeniden sokaklara çocukluğumuz geçtiği o masal ülkesine dönebilir miyiz acaba?
tablalı güllizarım, sen söyle, ben yazarum iki kaşın arası olsun benim mezarum
işte o takım
o ekibi tanımak için hüseyin'e bağlanalım yine: "şenol güneş o günden iş ciddiyeti ve kavrayışı içinde idi. sanki bugünlere hazırlıyordu kendisini. o zamanlarda da korkunç prensipli ve sosyal bir insandı. ilginçtir hiçbir idmanda kaleye geçmez çift kalelerde de santrfor oynardı. onun kadar istikrarlı bir kaleci gelmedi daha türkiye'ye. turgay sokta'lıydı. garibandı. içine kapanıktı ama mangal gibi bir yürekle oynardı. modern bek anlayışını en iyi şekilde sahaya dökerdi. hiç düşmezdi oyundan. kadir ise içimizdeki en şık arkadaşımızdı. hava toplarında çok iyiydi. bir ara alkol düşkünlüğü yüzünden zor duramlar yaşadı ama şimdi aslanlar gibi sebatspor'un başında ve çok iyi gidiyor. necati hayatımda gördüğüm en mütevazı, gösterişsiz ama en yararlı futbolcudur. ali yavuz çok çalışkan ve kuvvetli bir futbolcuydu. bekir'de onun gibiydi. bir maçta marke ettiği engin'in yerdeyken gırtlağına sarılmıştı, işine çok konsantre olurdu. ali kemal ise çok hızlı, seri bir futbolcuydu. biraz golden uzak olurdu ama ona indirdiğim kafa toplarıyla iyi goller atmıştır. ileride birlikte oynadığım necmi perekli de trabzonspor'un çıkardığı iki gol kralından bindir ve yerli olanıdır." - 1977-78 17 gol, 1995-96 şota 28 gol.
"bu takıma sonraları serdar bali, çaycı ahmet, cosmos engin, m.cemil gibi isimler de katıldı. yıllarca yabancı oyuncu olmadı trabzonspor'da. bordo-mavililer hep bir kemençe havası tutturdular bu ekiple... trabzonspor'un 1976-77 sezonu şampiyon kulüpler kupası maçındaki rakibi -ve sadece keegan'ın ederi bizim hamsilerin toplam ederinden fazla- olan liverpool'un sağ beki karşısında ali kemal'in nasıl horon yaptığı dün gibi gözlerimin önünde... o maçta kaptan cemil çakmıştı penaltıyı ve ingiliz devini gömmüştük avni aker'e: 1-0... gerçi ingiltere'de 3-0 yenilmiştik ama olsun. olacak o kadar..."