ilk basımı 2001 yılında olan hakan dilek'in "mahallenin en şık abileri" kitabından;
kadri aytaç: "futbol benim anam babamdır..."
kasımpaşa'da yoksul evlerden birinde akşam yemeği... herkes suspus. evin reisi kansına sesleniyor: "hanum! ha bu uşağın önüne iki köfte daha koy. herkes oni gonişiy." futbol oynamasına karşı çıktığı için babasının belinde şilte sopası kırdığı kadri iyice rahatlar. babası yorgan dikermiş kadri'nin... yıldızlan dikermiş yorganlara, gece düşlerini dikermiş evleneceklerin. 2,5 liraya yünlü, pamuklu yorganlar.
amerikan erleri
kasımpaşa'da "bayram yeri" gençlerin top peşinde koştuğu yer. italyan yokuşu da mahalle maçlarının vazgeçilmez sahası. aynahçeşme ise, kasımpaşa'dan beyoğlu'na çıkan yokuşlann en ilginçlerinden. rumlann yoğun biçimde bulunduğu bölge, aynı zamanda sonradan sanatçı olup ünlenen isimlerin de yaşadığı yer aynahçeşme. kadri'nin çocukluğunda takım arkadaşlan olan bu isimler arasında kimler yok ki: yılların tiyatrocusu gazanfer üzcan, sinema dünyamızın vazgeçilmez jönü orhan günşiray, gülmece ustası feridun karakaya, fikret hakan, adnan şenses... kadri aytaç'ın deyimiyle takım "tam kadro."
aynalıçeşme, rum ahalinin pencerelerine kasımpatılar, gecese-falan, saksıgüzelleri serdikleri yılların, esnafın kepenklerini kapatmadan mallarını birbirine emanet ettiği, bir yerde birinin başı ağrısa birlikte çare aranılan, sonradan galatasaray'ın değişmez ortasaha oyuncularından olan buduri'nin, bambino'nun yaşadığı zamanlann aynalıçeşme'si. kadri böyle bir ortamda istanbul spor'a sevdalanır.
gözlerinde hâlâ o çocuk coşkusunu koruyarak heyecanla anlatıyor. yanımızdan kalkıp arşiv araştırmalarına başlayan akgül aytaç, bir ara eşinin bayram yeri'ne gelen amerikan erlerini dövüp ceplerinden paralarını almalarını ballandıra ballandıra anlatmaya başladığını duyunca söze karışı verdi: "şişşt! neler söylüyorsun!" kadri aytaç altta kalır mı? bunları anlatırken beyaz yakalığı önlüğünün üzerine düşmüş haşan çocuklar gibi cevapladı: "ne var canım? ne yaptıysak onu anlatıyoruz."
beyoğluspor
böyle bir ortamda futbola ve beyoğluspor'a sevdalandı kadri. hemen tophane'den yeniçarşı yokuşu'na, oradan bebek-eminönü tramvayına ve doğruca şeref stadı'na, beyoğluspor idmanına. artık babasının yorganlarından yün, pamuk çalıp yaptığı topun değil, gerçek futbol topunun peşinden koşmaya başlar. o zamanların beyoğluspor idarecileri niko zaridaki ve stefo benyamin, kasımpaşa'dan aşağı mahalleli kadri'yi çok beğenir. kadri ilk transfer parasını beyoğluspor'dan alır: 1000 lira. elhamra sineması'nın karşısındaki boşlukta elbiselerinden kale direği yapan kadri, artık gerçek bir takımda top koşturmaktadır.
paskalya maçı
rumlar ve ermeniler 1947 yılı paskalyasında aralarında futbol maçları tertiplemişler. kadri "fırsat bu fırsat oğlum" der ve paskalya günü saat 14.30'da başlayacak maçı futbol kıyafetlerini giyip saat 07.00'den itibaren beklemeye başlar: "belki takımda eksik olur da ben oynarım diye kuşluk vakti sahaya gitim. ama nafile, bize yer kalmadı." kadri bu, rahat durur mu! bu kez sahaya çıkan takıma "çalışmaya" başlar: "mösyö niko santrfora bak! bununla mı maç kazanacağız?" bu maçtan sonra kadri yıllarca beyoğluspor'un formasını giydi ve eyüp, adalet istanbulspor, kasımpaşa, topkapı, rami, taksim takımlarının olduğu istanbul ikinci küme'de gollerini sıralamaya başladı.
önce beşiktaş
üç büyük kulübün formasını giymek bir ayrıcalık sayılır. herhalde kadri aytaç'ın beşiktaş, galatasaray ve fenerbahçe formalarını giydiğini bilen ayrıcalıklı insanlar arasına bu satırların okuyucuları da katılacak. şeref stadı o yıllarda beşiktaş'ın malı olmakla birlikte, beyoğluspor'un da idmanlar için kullandığı bir saha. beşiktaşlı idareci sadi usluoğlu beyoğluspor'un rüzgâr gibi solaçığı kadri'yi transfer etmek ister. ve eğer alamazlarsa şeref stadı'na idman yapmak beyoğluspor için hayâl olacaktır. beyoğluspor'un da müsaadesiyle kadri, adana maçlarında milli mensucat ve adana karması takımlarına karşı beşiktaş forması giyer ve toplam dokuz gol atar.
gündüz kılıç
gündüz kılıç'ın ve beyoğlusporlu idareci niko zaridakis'in, onun yaşamında ayrı yerleri var. ancak gündüz kılıç, kadri için herkesten başka: ''gerçek anlamda futbolculuğumu ona borçluyum." bir gün gündüz kılıç, kadri'yi istanbulspor başta olmak üzere, transfer listesine alan diğer takımlara fırsat tanımadan galatasaraylı olmaya ikna eder. hem de bir su muhallebisine kadri aytaç kendisini galatasaraylı yapan konuşmayı gündüz kılıç'la hasmın galip sokak'ın karşısındaki saray pastanesi'nde yapar. 1952 53 sezonunda kadri artık, suat, coşkun, isferıdiyar, saim, b. ali'lerin galatasaray'ında forma giymektedir ve artık ünlü bir oyuncu ve genç kızların da gözdesidir. ben kadri aytaç'ın yalancısıyım.
kadri aytaç'ın eşi akgül aytaç sohbetimizin bilgi bankası. tarihleri şaşırdığımızda araya giriyor, maç pozisyonlarını anlatıyor, isimlerdeki hataları düzeltiyor. o bizim vakanüvisimiz oldu.
adalı akgül
tanışmaları ya da kadri aytaç'ın deyimiyle, akgül hanım'ın kendisini "izlemeye" aldığı zamanlar tarihler 1955-56'yı gösteriyor... akgül hanım dönemin tanınmış terzilerinden. bir gün tenis oynadığı sahanın kenarından "harikulade gömlekli bir adam geçiyor" ki sormayın gitsin. tabii ki akgül hanım gömleği giyeni tanımıyor. biz öyle kabul edelim. aynı gömlek bu kez burgaz ada'da karşısına çıkıyor akgül hanım'ın. yani ilk aşinalık, gömlek vesilesiyle.
meşhur kadri aytaç
kadri aytaç 1960'ta galatasaray'ın en iyi giyinen oyuncusu seçilmiş. haksız sayılmazlar. aytaç hâlâ tertemiz ve oldukça şık giyiniyor. gömlek vesilesiyle doğan ilgi, ortak arkadaşlarının da katkısıyla 1957 yılında evliliğe dönüşür. akgül hanım evliliğini şöyle tanımlıyor: "hayatta yaptığım en güzel şey." futbolculuk döneminde de, antrenörlük yaptığı zamanlarda da akgül aytaç eşinin en büyük yardımcısı olmuş. o da eşiyle birlikte antrenmanlara, maçlara taşınmış. düğün gecesinin ertesi günkü anısı hayli ilginç: "evlendik ve bir hafta izinliyiz. galatasaray bir rus takımıyla maç yapacak. kadri, takım arkadaşlarıma başarılar dileyeceğim!' diyerek beni stadyuma götürdü. gazhane tarafında sandalyede oturuyorum. kadri gitti gelmez. kadri'yi bir zaman sonra gördüm. nerede mi? sahaya çıkan galatasaray on birinin en arkasında... onun futbol tutkusunu en iyi anlatacak örnek bu herhalde."
karagümrük
sarı-kırmızılı formayı altı yıl başanyla taşıdı kadri aytaç, ancak, galatasaraylıların transfer zamanında para yüzünden çıkardıkları sorun dolayısıyla 57 bin 500 liraya karagümrük'e transfer oldu. metin oktay'ın arkasından her sezon en çok gol atan oyuncu olan kadri, aralarındaki arkadaşlığın bazı goygoycular tarafından bozulmaya çalışıldığını, ama metin'le kendisinin karşılaştırılmasının yanlış olduğunu söylüyor: "bizim golcümüz metin'di. ben ve suat ise gollerin hazırlıkçısıydık." aynı kadri aytaç, iki yıl sonra da kadrosunda lefter, can, basri, ergün, şükrü'nün bulunduğu fenerbahçe tarafından transfer edildi. böylece beşiktaş, galatasaray, fenerbahçe formalarını giyme başarısını gösterdi.
kupalar, kupalar...
kadri, 1960 yılında fenerbahçe ile bir lig şampiyonluğu, bir de cumhurbaşkanlığı kupası kazanır. 1962-63 yılında da tekrar galatasaray'a transfer olur ve bu kez aynı iki kupayı san-kırmızılı takımla alır. tam avrupa kupaları'nı konuşmaya başlamıştık ki, akgül hanım, eşinin bytom maçını hangi takımdayken oynadığı konusundaki yanılgısını düzeltmeye çalıştı. sonra sırasıyla legia, zürih, philips takımlarını nasıl elediklerini anlattı. tabiri caizse, topu eşine aktardı.
12. adam
aslında kadri aytaç'ın öyküsü, akgül aytaç olmaksızın anlatılamaz. evlendikleri günden bu yana kadri aytaç'ın "on ikinci adamı" akgül hanım. 40 lı yaşlara kadar formasını sırtından çıkarmayan kadri aytaç'ın antrenörlük dönemi futbolu bırakışının hemen ertesi aylarına rastlamış. ilk deneyimini denizli de yaşamış. ilk deneyim ilk şampiyonluk demek.
anadolu turu
sırasıyla ordu, tire, rize, ankaragücü, gençlerbirliği, karşıyaka, kartalspor ve istanbulspor'da antrenörlük yaptı kadri hoca. hepsi onun çalıştırıcı olduğu dönemde birinci lige taşındı. bu başarının ardında kadri aytaç'ın yenilgiyi kabul etmeyen yapısı, anadolu insanına karşı duyduğu sevgi ve eşinin yoğun desteği var: "benim on bir ayım futbolun, bir ayım da ailemindir. futbol bana çok şey kazandırdı. ona nankörlük edemem. yaşantımda çok özel bir yeri var. anadolu kentlerine futbol sayesinde sevgi dağıttım."
kasımpaşa, bayramyeri sahası, italyan yokuşu, aynalıçeşme, bebek-eminönü tramvayı, beyoğlu, galatasaray, fenerbahçe, beşiktaş, 39 kez giydiği mili formayla kazanılmış basanlar, antrenörlük yaşamında şampiyonlukla noktalanmış sezonlar... kadri aytaç'ın ismi mücadeleyle ve futbol sevgisiyle dolu bir yaşamın izdüşümü.