1909’da budapeşte’nin güneydoğu ucundaki dış mahalle kispest’in (küçük peşte) takımı olarak kurulmuşlar. kispest’in resmi doğumgünü 3 ağustos. haftaya yüz yaşını bitiriyor.
uzun yıllar, hemşerileri ferencvaros, mtk ve ujpest’in yanında kispest’in esamisi okunmaz. dönüm noktası: 1947’de efsanevi bela guttmann’ın teknik direktör oluşudur. guttmann, idealindeki iştahlı hücum oyununu kispest’te oturtur. 1943’ten beri forma giyen bozsik ve ferenc puşkaş parlarlar. hele puşkaş, göz kamaştırıyordur. 1948, sezonun sonlarına doğru bir maçta, guttmann orta haf patyi’yi kenara çağırır. puşkaş ‘gitme’ der, patyi durur. guttmann kulübeyi terk edip tribüne çıkar, maçtan sonra da istifasını verir. puşkaş, birkaç ay sonra eski hocasından basın önünde özür dileyecektir. bade harabül peşte!
1949’da savunma bakanlığı kispest’i ordu kulübü olarak tayin eder. koca kulüp asker edilir, kısacası! honved adı da buradan. ‘yurt savunması’ anlamına geliyor. 19. yüzyılın milliyetçi uyanış ve dili arılaştırma hareketi sırasında türetilmiş, eski, romantik bir kelime. 20. yüzyılda artık rütbesiz asker, er yerine kullanılıyor. (sağolsun, edit tasnadi’den öğreniyoruz bu incelikleri. kendisi orhan pamuk ve ihsan oktay anar’ın macarca çevirmenidir.)
real’le kıtanın en iyisiydi
macar futbolunun yıldızları kocsis, czibor, budai, lorant, grosics de sefer görev emriyle kulüplerinden honved’e nakledilirler. maksat, eksenini bir kulübe oturtarak milli takımın istikrarını sağlamaktır. izleyen yedi sezonda honved sadece iki kez istihbarat’ın takımı mtk’ya geçilir.
avrupa kupalarının henüz ihdas edilmediği o yıllarda honved, futbol otoritelerinin nazarında real madrid’le beraber kıtanın en büyüklerindendir. 1956’da şampiyon kulüpler kupası’ndaki ilk sınavlarında bilbao’da atletico bilbao'ya 3-2 yenildikleri gün, budapeşte’de ayaklanma patlar, kızıl ordu müdahale eder. oyuncular ülkelerine dönmemeye karar verirler. rövanş brüksel’de oynanır, sakatlanan grocsis’in yerine czibor kaleye geçer ve 3-3’le elenir honved.
bu arada, demokratik bir sosyalizm iddiasında olanların da yer aldığı muhalefet sert bir şekilde bastırılmıştır. honved futbolcuları kesin olarak geri dönmemeye karar verirler. sürgün hükümeti misali bir ‘sürgünde honved’ hüviyetine bürünürler. teknik direktörlüğü, macaristan’dan daha önce ayrılmış bulunan emektar bela guttmann üstlenir. portekiz, italya, ispanya, brezilya’da turnuvalara katılırlar. maksat, para toplayıp ailelerini yanlarına aldırmaktır. o sıralar meksika hükümeti hepsine iltica hakkı tanımış, dahası, sıkı durun: ‘honved olarak ligimizde yeriniz hazır’ teklifinde bulunmuştur!
son yıldızları detari’ydi
sürgündeki honved’in macerası fazla uzun sürmedi. czibor, kocsis ve puşkaş dışındaki yıldızlar kös kös macaristan’a döndüler. puşkaş’ın 18 kilo şişmanlamış vaziyette transfer olduğu real madrid’deki kariyeri biliniyor. bu sırada memlekette kalan resmi honved’in kolu kanadı kırılmıştı. hatta 1957’de küme düştü de, sezonun yarıda kesilmesi sayesinde kurtardı paçayı.
1955’ten sonra çeyrek asır boyunca görüp görecekleri, 1964’te kazandıkları macaristan kupasıydı. ikinci altın dönemleri, 1980’deki şampiyonlukla başladı. hemen ardından bir altın nesil yakaladılar: kalman kovacs’ı, tabii asıl lajos detari’yi hatırlayanınız vardır. 1984-1991 arasını altı şampiyonlukla domine ettiler.
yeni dönem yaramadı
1991’de rejimin çöküşünden sonra kuruluşlarındaki isimlerini de kuşanıp kispest honved oldular. ‘yeni dönem’ yaramadı ama. 1993’teki şampiyonluktan sonra baş aşağı gittiler. 2003’te, 93. yaşlarında, tarihlerinde ilk kez küme düştüler. bereket hemen ertesi sene döndüler ama bu kez mali dertler baş gösterdi. 2004’te kulübün sahibi olan şirket iflas etti. budapest honved fc adıyla yeniden kuruldular. 2007 ve 2009’daki kupa şampiyonlukları, parlak mazilerini kaplayan tozun kabasını almak gibiydi. fener’in karşısına çıkmalarını sağlayan kupayı alırken düşmekten de kıl payı kurtuldular ama.
kuralar çekilmeden bir ay önceydi. mehmet ali (www.gencler.org, www.macanilari.com), yani mali, budapeşte’ye gidiyordu. honved atkısı istemiştim. getirdi eksik olmasın. kırmızı-siyah olunca kendine de almış. bir tarafında ‘budapest honved’, öbür tarafında ‘hajra kispest’ yazıyor: haydi kispest! honved fener’e çıkınca mali aradı, atkıları alıp saracoğlu’na gitsek mi, diye... yoklamadan düşmüş, ‘çağdışı’ kalmış olsa bile askeriye takımı, bize uymaz. ama renklerine ve fırtınalı tarihine hürmeten, bir selâm yollayalım şunlara: hajra honved!