muhalif kanadın etkili ismi ünaldı, beştepe’de yaşananların kendisini ve kulübü sevenleri isyan noktasına getirdiğini söyledi.
92 yıllık kulübün her şeyi ben bilirim diyen başkanın kişisel kararları ile yönetildiğini ileri süren eski yönetici, “geçmişte bu kulüp herkes tarafından örnek alınıyordu. şimdi, yapılanlar karşısında yüzümüz kızarıyor, telefonlara çıkamıyoruz” dedi.
(...)
“nefesim kesildi az daha ölecektim”
“rahmetli erdoğan arıca döneminde, takım lige iyi başlayamamıştı. ben o zaman yöneticiydim ama sorumlu değildim. bir gün cavcav beni aradı. kızılcahamam’a gidiyoruz dedi. ramazan günü gittik. bana ‘gel takımın başına bir ağabey gibi geç’ dedi. tamam dedim, ama şartlarımı sundum. o hafta trabzon ile içerde oynuyoruz. çocuklarla konuştum. beraberlik primini de arttıracağız dedim. maç, 90. dakikada attığımız penaltı ile 1-1 bitti. herkes çok mutlu oldu. başkan, ‘zeki geldi artık kasanın anahtarını da kendisine veririz’ derken, biz ise ölü toprağı serilmiş, herkesin küme düşmüş diye baktığı takıma hareket getirmiştik. arıca ve yardımcısı metin tekin, ‘ağabey keşke sen daha önce gelseydin’ diye benim boyunma sarıldı. sezonun son maçına bursa’ya gidiyoruz. başkana ‘sende bizimle otobüste geleceksin. özel araba falan yok’ dedim. takım olarak bir bütünlük sergilemeliydik. çocuklar, yönetimin yanında olduğunu sözle değil davranışla da görsün istedim. yolculuk sırasında, arkaya geçtim, oyuncularla konuştum. bana söz verin, bu maçı alacağız deyin, ben de başkana gidip sizin adınıza konuşayım, primleri halledeyim dedim. tamam dediler. biliyorum ki başkan o sırada merakten ölüyor. yanına gittim ne koşuntunuz dedi. söylemem futbolcularla aramda sır dedim. kritik maç olduğu için maçtan önce prim konusunda yine pazarlık yaptım. maç başladı ve biz seyircisi önünde bursa’yı 1-0 yendik. maç bitiminde tüm futbolcular üzerime atladı. altta kaldım. doktor yetişmeseydi ölecektim. çünkü nefessiz kaldım. hemen üzerimdeki paltoyu çıkardılar, kalp masajı yaptılar, oradan hastaneye kaldırıldım. kalp rahatsızlığım olduğunu da o gün öğrendim. maç bitiminde, tatile gidecek oyuncuların pirimlerinin soyunma odasında verilmesini istemiştim, vermişler. ankara’ya dönenlere de tesislere gider gitmez ödeme yapılmasını istedim. biz g.birliği için sağlımızı bile hiçe saymışız. futbolcuyla, çalışanla, kulüpteki herkesle iyi ilişki kurmazsan, başarı gelmez. bayramlarda başkan dahil herkese harçlık verilsin diyen adamım. biz maça giderken, arkamızdan herkes çıkıp el sallar, hayır dualarını esirgemezdi.“