trabzonspor 1994 yılında o dönemin en güçlü ingiliz takımlarından olan aston villa ile eşleşmişti. pek çok kişi bu eşleşme sonrasında trabzonspor'un tur için hiçbir şansı olmadığını düşünüyordu. trabzonspor un her iki maçını da radyodan anlatacaktım. ve bordo mavililerle ilgili her türlü haberi yapmak da bana düşüyordu. hüseyin avni aker stadı nda dünya devlerini dize getirmiş olan trabzonspor, aston villayı da ilk maçta orhan kaynak’ın (küçük orhan) golüyle 1-0 yendi. rövanş ingiltere’nin birmingham kentinde 18 ekim 1994 tarihinde oynanacaktı.
ingiltere’ye trabzon’dan özel uçakla gidilecekti. ben de bir gün önceden trabzon’a gittim. sevgili zeki çöl o zamanlar trabzonspor'un hiçbir maçını kaçırmazdı.
o da ingiltere’deki maça gitmek üzere trabzon’a gelmişti aston villada atkinson, ehiougu, saunders, steve staunton gibi yıldızlar forma giyiyordu... trabzonspor’da ise hami mandıralı, tolunay kafkas, ünal karaman, ogün temizkanoğlu, abdullah ercan, kemal, cengiz, victor ve orhan kaynak gibi üst düzey oyuncular oynuyordu.
uçağa bindik. o zamanlar taraftarlarda futbolcularla birlikte seyahat ediyor ve uçakta sigara içilebiliyordu. uçak trabzonlu bir iş adamına aitti. ben daha uçağa binmeden teknik direktör şenol güneş’ten, zeki çol'dan ve oyuncuların çoğundan havada röportaj iznini almıştım bile.
uçak havalandı ve bir süre sonra metal sesleri gelmeye başladı. epeyce korkmuştum. zeki çol'un yanına gittim; “zeki ağabey neler oluyor? uçaktan ne biçim sesler geliyor” dedim. “duydum” dedi, o zaman fark ettim ki zeki ağabeyin saçları dimdik olmuştu. şenol hocanın yanına gittim. o da çok rahatsız olmuştu. “kerem, bir hayırlısıyla ingiltere ye ayak basalım da röportajı orada yaparız” dedi. bu seslerden hiç etkilenmeyenlerse bordo-mavili taraftarlardı! uçağın ortasındaki boşlukta horon tepiyorlardı. bir taraftara dönüp; “ya kardeşim siz uçaktan gelen sesleri duymuyor musunuz? hiç korkmuyor musunuz?” dedim. bana ne dese beğenirsiniz? “uşağum öyle de öleceğuz böyle de oleceğuz! bi birak da ağuz tadıyla horonumuzu tepelum..”
ne diyeceğimi şaşırmıştım! karadeniz insanı işte, onları korkutabilen pek az şey olur zaten hayatta. neyse sonunda kazasız belasız birmingham’a indik. birmingham’da türkiye’ye görüntü geçmek için gittiğim ingiliz yayın kuruluşu çalışanları; ‘geçmiş olsun, gelirken havada çok büyük tehlike atlatmışsınız...’ dediler de uçaktaki metal gevşemesinin ne denli ciddi olduğunu kavradım! yani verilmiş sadakamız varmış! bu arada tarifeli uçakla geri döndüğümüz de yeri gelmişken ekleyeyim.
maç saati gelip çattığında aslında hiç kimse çok umutlu değildi ama tabii hepimizde neden olmasın havası da vardı. ben maçı radyodan anlattım. anlatırken de hem sağımda hem de solumda ingiliz radyoları ve spikerleri vardı. 74. dakikaya kadar villa park stadında direndik ama o dakikada atkinson un kafa vuruşunda top kaleci viktor'u geçince ogün topu çizgiden elle çıkarmak zorunda kaldı.
şimdilerde ülkemizde hakem hocalığı yapan meşhur jaab uilenberg maçın hakemiydi. uilenberg tereddütsüz ogün’e kırmızıyı çıkardı ve penaltı noktasını gösterdi. topun gerisine ste-ve staunton geçti, vurdu victor kurtardı, dönen topa ehiougu vurdu yine victor kurtardı ama atkinson'un vuruşuna artık victor un da yapabileceği bir şey yoktu ve aston villâ 1-0 öne geçti. üstelik on kişi kalmıştık ve iki yanımdaki ingiliz spikerler de zevkten dört köşeydi. takımlarının trabzonspor’u eleyeceklerinden emindiler. ama hesaba katmadıkları biri vardı; küçük orhan yani orhan kaynak. adana’dan yetişen iki usta futbolcunun rahmetli kayhan ve reşit’in kardeşleri orhan...
89. dakikaydı. orhan topu aldı ceza alanının dışından vurdu, savunmadan bir oyuncuya çarpan top kornere gitti. abdullah ercan köşe gönderine yavaş yavaş gidiyordu.
oysaki çabuk olması gerekiyordu ilk maçta 1-0 bittiği için karşılaşma uzatmaya gidecek ve on kişi kaldığımız için bizden kat be kat güçlü olan aston villa karşısında direnemeyecektik.
abdullah yavaş yavaş köşeye giderken, dudaklarımdan şu sözler döküldü; 'bir gol gelir mi dersiniz, futbolun kaderi futbolun cilvesi, bir şans anı, bir kafa vuruşu, bir gol diliyoruz sevgili dinleyiciler...'
abdullah ortaladı, cengiz kafayla kale sahasının üzerine sağ tarafa doğru indirdi, kaçarava topu yerden ortaya bıraktı ve orhan dönerek topa vurup doksana çiviledi!
o anda kendimi kaybettim. muhteşem bir duyguydu. birkaç dakika önce kendilerinden emin etrafa gülücük saçan iki ingiliz spiker de sessizliğe bürünmüştü! aston villa teknik direktörü ron atkinson devamlı sakız çiğnemesiyle ünlüydü. ama bu golde sakızı yutmuş ve suratı simsiyah olmuştu!
üç bin trabzonspor taraftarı villa park stadında büyük sevinç yaşıyordu. ama birkaç dakika içinde ehiogu, abdullah’ın hatasını değerlendirmiş, durumu 2-1 yapmıştı. işte o golden sonra dört duraklama dakikası geçmek bilmedi. hakem uilenberg yaklaşık yedi dakika oynattı ekstra süreyi. victor, iki müthiş kurtarışa daha imza attı ve trabzonspor o devrin en ünlü ingiliz takımını uefa kupasından eledi...
benim radyo anlatımını daha sonra televizyon görüntüsünün üzerine montajladı arkadaşlarımız ve bu görüntüler ile radyo anlatımım, trabzonspor un büyük başarısıyla birlikte türk futbol tarihinin unutulmazları arasındaki yerini aldı.