dağhan ırak'ın "hükmen yenik!: türkiye'de ve ingiltere'de futbolun sosyo-politiği" kitabından;
hillsborough: ingiltere futbolunun "12 eylül"ü
muhafazakâr hükümetlerin ingiltere futbolu üzerindeki kontrolcü yaklaşımı 1989 yılında yaşanan bir başka stadyum felaketi sonrası iyice kuvvetlendi. 15 nisanda nottingham forest ile liverpool takımları arasında sheffield'ın hillsborough stadyumu'nda fa kupası yarı final maçı oynanacaktı. liverpoollu taraftarlara sayıları rakip takımfaraftarlarından daha fada olmasına karşın daha düşük kapasiteli leppings lane tribünü verildi. bu tribündeki üç kapı ve yedi turnike on bin civarında liverpoollu taraftarın girişi için yeterli değildi. stadyumun güvenliğinden sorumlu baş yetkili david duckenfield, çıkış için kullanılan kapılardan c kapısının taraftarların girişi için açılmasını talimat verdi. ancak bu kapıdan yapılan girişlerin kontrol edilmemesi ve stadyum görevlileriyle polisin sıkışan taraftarları alternatif geçitlere yönlendirmemesi sonucu izdiham yaşandı. 96 taraftar hayatını kaybetti.
faciayı araştırmak üzere yüksek hâkim taylor başkanlığında bir komisyon kuruldu. taylor’ın komisyonu yüzlerce şahidi dinledikten sonra vardığı sonucu bir ara raporla yayımladı. rapora göre facianın üç temel nedeni vardı; leppings lane tribünün yapısı, girişlerin yetersizliği ve tribünün yeterince kontrol edilmemiş olması. rapor ayrıca c kapısının polisçe açılmadığını, liverpool taraftarları tarafından kırıldığını açıklayan david duckenfield’ın kamuya ve yetkililere yanıltıcı beyanda bulunduğunu da not ediyordu.
ara rapor güvenlik zaaflarını ve yetersiz kriz yönetimini hillsborough faciasının temel sebebi olarak ortaya koyarken, ocak 1990da parlamentoya sunulan nihai rapor bambaşka şeylerden bahsedecekti. bu raporda facianın sorumlularına dair tek kelime edilmezken, stadyumlar ve taraftarlarla ilgili genel problemlerden bahsediliyordu. stadyumların eskiliği, holiganizm, sekterlik, alkol ve liderlik eksikliği sorunların kaynağı olarak anılırken, ara raporda detaylı olarak sunulan güvenlik zaafından kelime edilmiyordu. nihai raporun ikinci bölümü olan “futbol için daha iyi bir gelecekle ise tamamı koltuklu yeni ya da yenilenmiş stadyumlar sorunun çözümü olarak sunuluyordu.
nihai rapor, ingiltere futbolunun 1990 sonrasındaki çerçevesini çizerken, ülke tarihinin en büyük futbol felaketlerinden birinin çoğu devlet görevlisi olan sorumlularını adalet önüne çıkarmakta tamamen başarısız oldu. taylor komisyonunun ve hükümetin sorumluları bulmak ve cezalandırmak konusundaki isteksizliği özellikle liverpool'daki futbolseverlerin ve hillsborough faciasının kurbanlarının ailelerinin vicdanlarında büyük bir yara açtı. başta hillsborough adalet kampanyası ve hillsborough aile destek grubu olmak üzere pek çok oluşum yıllar boyunca facianın sorumlularının adalete teslim edilmesi için mücadele verdi. nitekim eylül 2012 de, yani faciadan 22 yıl sonra, başbakan david cameron, facianın sorumluluğunu devlet adına üstlenerek özür dilemek durumunda kaldı.
hillsborough faciasıyla ilgili bir diğer önemli olay da the sun gazetesinin 19 nisan 1989 tarihli sayısıydı. tabloid gazete olaylar için liverpoollu taraftarları suçluyor, futbolseverlerin “kurbanların cüzdanlarını çaldığını, cesur polislerin üzerine işediğini ve hayat öpücüğü vermeye çalışan bir ilkyardım görevlisini dövdüklerini” iddia ediyordu. gazetedeki haber fa yöneticisi graham kelly'nin liverpool taraftarlarının kapıyı kırdığı yönündeki açıklamasına da yer vermişti. daha sonra kelly'nin bu açıklamayı david duckenfield tarafından kendisine söylenen yalana inanarak yaptığı ortaya çıkacaktı. the sun'ın haberi merseyside'da büyük bir öfke yarattı. liverpool ve çevresinde gazete the scum (pislik) olarak anılmaya ve boykot edilmeye başlandı. facianın yirminci yılı dolarken ülke genelinde tirajı üç milyon civarında olan gazetenin merseyside satışı sekiz bini geçmiyordu.
tıpkı hoşnutsuzluk kışı gibi, hillsborough faciası da muhafazakâr parti-sağcı medya işbirliğiyle bir dezenformasyon kampanyasına dönüştürülmüş ve kamuoyunun olayların masa başında üretilmiş bir versiyonuna inanması sağlanmıştı. britanya’nın o günlerde holiganizmle başının dertte olduğu doğruydu, ancak hillsborough faciası tamamen görevlilerin taraftarları suçlu adayı olarak görüp güvenliğini ihmal etmeleri sonucu meydana gelmişti. taylor’ın ara raporu bu durumu açıkça ortaya koyarken, hükümetin tek derdi holiganizmle mücadeleydi. bunun temel nedeni ise hükümetin hillsboroughdan, hatta heysel’den bile çok önce uygulamaya sokmaya çalıştığı futbol güvenlik paketine yükselen itirazları bastırmaktı. hükümetin taslağına göre ingiltere’de maç seyretmek isteyen herkes futbol üyelik kurumuna başvuracak, bu kurumun herhangi bir seyirciyi itiraz yolu kapalı olacak şekilde stadyumdan yasaklama hakkı olacaktı.4 bu tasan daha sonra, tüm taraftarları potansiyel holigan ilan eden futbol taraftarları yasası'na dönüştürüldü. yasanın arkasındaki düşünce biçimi, hillsborough faciasını yaratanla aynıydı. öncelik kamu güvenliğine değil de kriminal güvenliğe verilince 96 kişi hayatını kaybetmişti.