dağhan ırak'ın "hükmen yenik!: türkiye'de ve ingiltere'de futbolun sosyo-politiği" kitabından;
erken cumhuriyet dönemi (1923-33): ilk adımlar
(...)
ittihat ve terakki destekli olduğu bilinen fenerbahçe, yeni elitle karşı karşıya gelen ilk futbol kulübü oldu. aslında problemi yaratan son derece basit bir olaydı. 15 ağustos 1924’te oynanan bir fenerbahçe-galatasaray maçında fenerbahçe aleyhine bir penaltı düdüğü çalınmış ve takımdan bir oyuncu hakem tarafından oyundan atılmıştı. bu olay, kısa sürede fenerbahçe’nin 1924-25 futbol sezonundan çekilmesine ve yeni kurulan türkiye futbol federasyonuyla ilişkilerini dondurmasına kadar gitti. sarı-lacivertli kulüp ayrıca soviyetler birliği'yle oynanacak maç için millî takıma oyuncu vermeyi de reddediyordu. fenerbahçe’nin bu protestosu yeni federasyonun otoritesini ciddi şekilde sarsmıştı. bir sezon sonra fenerbahçe lige geri döndüğünde herhangi bir cezaya çarptırılmadı.
öte yandan fenerbahçe’nin futbol sahalarındaki yokluğu, galatasaray’ın ülkenin yeni yöneticileriyle daha iyi ilişkiler kurması için bir vesile olmuştu. galatasaray’ın zaten ülke yönetiminde temsilcileri vardı. türkiye futbol federasyonu başkanı yusuf ziya öniş, galatasaray lisesi mezunuydu. yusuf ziya öniş döneminde ingiliz teknik direktör billy hunter, millî takımı 1924 olimpiyatı’na hazırlamak üzere türkiye’ye getirilmişti. hunter, galatasaray’ın başına geçti. böylece galatasaray, 1925-29 yılları arasında üst üste dört lig şampiyonluğu kazandı.
yeni yönetimin galatasaray’a karşı bir sempatisinin olması, yine de genel bir tarafsızlığın çok fazla ihlal edilmesine neden olmadı. bunun çok basit bir mantığı vardı; devlete en yakın gözüken galatasaray da dahil olmak üzere, futbolun büyük aktörlerinin tamamı hâlâ federasyonun ya da diğer spor birimlerinin boyunu aşıyordu. bu kulüpler cumhuriyetten eski, herhangi bir devlet kurumunun hayal edebileceğinden de popülerdi. kulüplerle yaşanabilecek açık bir restleşme, uluslaşma süreci içinde oluşturulan yeni kurumlara zarar verebilirdi. dolayısıyla, federasyon ve devlet kulüplerle çatışmaktan çok onları kontrol altında tutmayı hedefledi. fenerbahçe’nin ligden çekildikten sonra ceza almamasında da yine bu politikanın payı vardı.