vefa’da resmi maçlarda oynayabilmem için lisansımın çıkması lazımdı. beşiktaş, galatasaray ve fenerbahçe kulüpleri benim lisansımı alabilmek için müracaat etmişler, bu yüzden istanbul bölgesi’nde bu işlere bakan rahmetli kemal halim gürgen vefalı idarecilere, “bu çocuğu buraya getirin, hangi kulüpte oynayacağını benim yanımda söylesin, onun beyanına göre lisansını verelim,” demiş. ertesi gün vefalı idarecilerle beraber bölge müdürlüğüne gittik. ben kemal halim bey’e vefa’da futbol oynamak istediğimi söyledim ve böylece 1942 yılında vefalı oldum. vefa’da ilk resmi maçımı 4 ocak 1943’te, kadıköy fenerbahçe stadı’nda kasımpaşa’ya karşı oynadım. bu maçı 3-1 kazandık. o sezon istanbul ligi’ni dördüncü olarak tamamlayıp maarif mükâfatı maçlarında oynama hakkını kazandık. milli küme adıyla bilinen bu organizasyon, yaklaşık on beş yıl sonra başlayacak olan türkiye ligi’nin ilk örneği gibiydi. istanbul’dan dört, ankara ve izmir’den ikişer takım olmak üzere toplam sekiz takım deplasmanlı iki devre üzerinden maç yapıyordu. istanbul ligi’nin son maçlarında ayaklarımda şişmeler olduğundan koşmakta zorluk çekiyor, bu yüzden oynamak istemiyordum. idareciler, “sen sahada dursan yeter,” diyorlar, ben de dediklerini yaparak sahada hayali bir fener gibi dolaşıyordum.