ancak, olumsuzluklar trabzonspor’un peşini bırakmıyordu. peş peşe futbolcularla ilgili olumsuzluklar yaşanıyordu. takımın en etkili oyuncusu fatih tekke sakatlandı. polonyalı miroslav saymkowiak’ın ayağı kırıldı. ve son olarak yine takımın önemli bir futbolcusu nedeniyle trabzonspor’un adı şikeye karıştı.
fatih tekke’yle birlikte sahada harikalar yaratan gökdeniz karadeniz’in uluslararası mafyanın da içinde olduğu bir bahis çetesiyle bağlantılı olduğu ortaya çıktı. gökdeniz, 2004-2005 sezonunda bire yirmi yedi veren akçaabat sebatspor - kayserispor arasında oynanacak maçta 700 bin avroyu finanse edecek birilerini aramaya başlamış; eski takım arkadaşı alban bushi aracılığıyla uluslararası alanda şike olayları gerçekleştiren bir arnavut mafyasıyla bağlantı kurmayı başarmıştı. arnavut mafyası öneriyi kabul etmiş, akçaabat sebatsporlu futbolculara verilecek 400 bin avronun 200 binini de vermişti. karadeniz, şike için hemen sebatlı futbolcuları ayarlamaya başlamıştı. aracı olarak da işadamı kenan erol’u bulmuştu. erol, akçaabat sebatspor kalecisi hakan orkun’a para teklif etmişti. ancak, başarılı kaleci hakan orkun bunu reddederek ve kamuoyuna açıklama cesaretini de göstererek olayın ortaya çıkmasını sağladı.
şike çetesinin içinde karadeniz’in yanı sıra ogün temizserdal boyraz ve metin aktaş vardı. soruşturma başlatan futbol federasyonu, karadeniz’i tedbirsiz, diğer isimleri ise tedbirli olarak profesyonel futbol disiplin kurulu’na sevk etti. açıklamalarıyla şikeyi ortaya çıkaran kaleci hakan’a 50 milyar lira ödül verilmesini kararlaştırdı.
önceleri susan, ardından da iddiaları reddeden karadeniz, olayın zaman içinde ayyuka çıkması üzerine şike girişimini kabullenmek zorunda kaldı. bu gelişmeler dünya kupası öncesi maçlara denk gelmişti. soruşturmayı devralan profesyonel futbol disiplin kurulu, karadediz’in ifadesini türkiye’nin 1-0 kazandığı ukrayna maçından sonraya bıraktı. ifadesi alman gökdeniz karadeniz itiraflarda bulundu.
bu itiraflara göre, akçaabat sebatspor-kayserispor maçı için yatırılan 700 bin avroya yakın para yurtdışından getirilmişti. bu paranın kaynağı arnavutluk’tu. akçaabat sebats-porlu futbolculara dağıtılacak 400 bin avro ve kenan erol adlı kişinin kaleci hakan olgun’a araba içinde gösterdiği 200 bin avro da arnavut mafyası tarafından gönderilmişti. bahis girişiminin gerçekleşmesi için yurtdışındaki kaynaklar karadeniz ile temasa geçiyordu. akçaabat sebatspor-kayserispor maçında böyle olmuştu. karadeniz’in temasa geçtiği futbolculardan biri de alişen kandil’di. alişen, trabzonspor’da oynadığı dönemde gökdeniz’in oda arkadaşıydı. ayrıca, bir zamanlar trabzonspor forması giyen arnavut alban bushi de işin içindeydi. disiplin kurulu, “hata ettim. pişmanım” diyen gökdeniz karadeniz’e on ay ceza verdi.
ancak, tam bu dönemde belli isimler “gökdeniz’i kazanmak lazım. böyle futbolcular kolay yetişmiyor” türünden açıklamalar yapmaya başladı. bunların başında o dönemde trabzonspor’un teknik direktörlüğünü yapan şenol güneş geliyordu. güneş, “üzgünüm ve kızgınım. bir oyuncu kolay yetişmiyor. hata yapan insanları yok etmek değil, kazanmak gerekir” diyordu. trabzonspor yöneticilerinin yanı sıra başka isimler de gökdeniz karadeniz’in affedilmesi yönünde açıklamalar yapmaya devam etti.
toplanan tahkim kurulu da 10 aylık futbol oynamama cezasını 6 aya indirdi. 8 eylül 2005’te cezası başlayan karadeniz, şubat 2006’da sahalara geri döndü.
atay aktuğ, pirim kaybetmesine neden olan bu bahis olayında sessiz kalmıştı. oysa herkes, atay aktuğ’dan sert bir tepki bekliyordu. “tedbirsiz karar verildiğinde gökdeniz’i oynatmamalıydı. futbol federasyonu’nun tedbirli kararını beklememeliydi. atay aktuğ, bu kirli oyunun bir parçası olmamalıydı” türünden laflar söylendi.
bunu iyi değerlendiren akp'liler atay aktuğ’un başkanlığını yeniden tartılmaya açtılar. sahadaki yenilgiler de peş peşe geldi. önce teknik direktör şenol güneş ardından da bazı yöneticiler istifa etti. çaresiz durumdaki atay aktuğ, kongre kararı almak zorunda kaldı.