devletin paraları futbola akıttığı dönemde doğu’nun sembol takımı vanspor’du. ön plana çıkartılan vanspor, 1993-1994 sezonunda ikinci lig’de şampiyon olarak süper lig’e çıktı. bunun üzerine van şehir stadyumu yenilendi. 15 bin kişilik stat gece maçları için ışıklandırıldı. elektronik skorbordu da yapılan stat tamamen modem hale getirildi. stadın adı 28 ocak 1994 tarihinde ilgili devlet bakanlığının kararı ile vali mahmut yılbaş stadyumu olarak değiştirildi. zaten kulübün başkanlığını da stada adı verilen vali mahmut yılbaş yapıyordu.
süper lig’e çıkan vanspor’a iyi ve pahalı futbolcular transfer edildi. süper lig’e çıktığı ilk sezonda vanspor oldukça başarılı maçlar çıkartı. bırakın vanlıları, çevre illerden bile binlerce kişi vanspor’a destek olmak için kentteki maçlara geliyordu. ancak, 15 bin kişilik stat yetersiz kalıyor, taraftarların yarısı dışarıda kalıyordu.
daha sonraki iki sezonda da süper lig’de başarıyla mücadele eden takım, üç büyükleri ağırladı. 1994-95 futbol sezonunda fenerbahçe’yi kendi evinde 1-0 yenerek, sarı-lacivertli takıma ummadığı bir mağlubiyet yaşattı. vanspor, 1997-98 futbol sezonunda da deplasmanda trazonspor’u 1-0 yenerek, bordo-mavili takımı şampiyonluktan etmiş ve büyük sükse yapmıştı. her ilde üç büyüklerin taraftarlarının yoğunlukta bulunmasına karşın, doğulular beşiktaş, fenerbahçe ve galatasaray’la yapılan maçlarda hep vanspor’u destekledi. vanspor’un başkanı mahmut yılbaş 1995 yılındaki seçimlerde doğru yol partisi’nden milletvekili seçildi.
devletin bir gün doğu ve güneydoğu’nun takımlarına verdiği desteği çekeceğini iyi bilen yılbaş’m meclis’teki ilk işi, takımların küme düşmesinin kaldırılmasına yönelik yasa teklifi vermek oldu. meclis’in ilgi göstermediği bu tekliften iki yıl sonra vanspor, 1997-1998 sezonunda son sırada yer alarak küme düştü.
ekonomik durumu iyi olan vanspor, doğu’da şirketleşen ilk kulüplerdendi. şirket, sınırdaki ticaretten, özellikle de mazot ve petrol ticaretinden iyi para kazanıyordu. sınır ticaretinden kulübün kasasına yılda 5 milyon dolar giriyordu. ayrıca şirketin işlettiği lokantalar da vardı. şirketin bu gelirleri kulübe aktarılıyordu. ayrıca mahmut yılbaş, başkanlık yaptığı dönemde şirkete ait bir tekstil fabrikası açtı.
van valiliği’ne atanan abdülkadir sarı, yılbaş’ın bıraktığı bayrağı devralarak yeniden vanspor’a yatırım yapmaya başladı. takımın küme düştüğü yıl sarı, şirket ile kulübü birleştirdi. hisselerin yüzde 80’nini il özel idaresi’ne devretti. sarı, takımın teknik direktörlüğüne de rıdvan dilmen’i getirdi. vanspor kafilesi 350 kişiden oluşuyordu. yani futbolcudan teknik direktöre, masörden güvenlik görevlisine kadar 350 kişiye ekmek sağlıyordu.
ve bu yatırımların sonucunda 1998-1999 sezonunda vanspor yeniden süper lig’e yükseldi. ancak, yine süper lig’de tutunamadı ve sezon sonunda ikinci kez küme düştü.
bu düşüş çok hızlı oldu. 2001 -2002 sezonunda vanspor bu kez üçüncü lig’e yuvarlandı. kulüp büyük zorluklar yaşamaya başladı. bütün yöneticiler istifa etti. kulübün kapılarına kilit vuruldu. bir tek masör kadir kösem takımı terk etmedi. 15 yıldır kulübün masörlüğünü yapan kadir kösem, bu düşüşle birlikte tamamen sahipsiz kalan takıma hem başkanlık hem teknik direktörlük yapmaya başladı.
bir dönem terörün kökünü kazımak amacıyla aktarılan paraların sonucunda her türlü imkâna sahip olan vanspor’da bu dönemde futbolculara hiçbir ödeme yapılmadı. bu nedenle futbolcular evlerine para götüremiyordu. vanlılar takıma adeta sırtlarını dönmüşlerdi; kimse sahip çıkmıyordu. iş yine masör kösem’e düştü. kösem, eline defterini alarak esnaftan o dönemin parasıyla beşer milyon, onar milyon lira yardım toplamaya başladı.
esnafın yaptığı küçük yardımlarla geçinen futbolcuların yardımına bir sonraki sezon van emniyet müdürlüğü yetişti. futbolcuların yemek masraflarını karşılayan emniyet, otogar gelirlerinden dönemin parasıyla günlük 70 milyon lira ayırdı. bu para sayesinde takım maçlara çıktı. eski futbolculara ve teknik direktörlere olan borçlarından dolayı vanspor mevcut futbolcularına lisans çıkartamamıştı. bu sorun da emniyetin araya girmesiyle çözüldü ve vanspor son anda ligde kaldı.
fakat bir dönem stadı dolduran vanlılar kötü sonuçların ardından takımdan desteğini tamamen çekmişti. maçlara hiç kimse gitmiyordu. maçlar ücretsiz hale getirildi. yine kimse gitmedi. futbolcular ligden düşmeme mücadelesi verirken, tribünler bomboş kalıyordu. maçları sadece polisler izliyordu. onlar da görevli olarak statta bulundukları için maçları izlemek zorunda kalıyorlardı.
tüm bu gayretler sonuçsuz kaldı. vanspor, 2002-2003 sezonu sonunda üçüncü lig’den amatör kümeye düştü. böylece van, profesyonel liglerde takımsız kaldı. vanspor, 2003-2004 sezonunda ise maçlara çıkmayarak adeta tarihten silindi. bunun üzerine futbol federasyonu da kentteki şubesini kapattı. 15 bin kişilik vali mahmut yılbaş stadyumu, kullanılmaz hale geldi. bir dönem üç büyükleri ağırladıkları modem statta şimdi çocuklar futbol oynuyor. ışıklandırma sistemi de çalışmıyor.
bir zamanlar türkiye’nin yıldız futbolcularının idman yaptığı ve dinlendiği vanspor kulübü tesisleri ise daha sonra pişmanlık yasası’ndan faydalananların barındırılması için düzenlendi.
doğu anadolu’nun en önemli kenti van, şu anda futbolda öksüz kaldı.
bir dönem süper lig’de mücadele eden vanspor’un büyük bir hızla amatör lige düşmesinin nedeni neydi? esas neden devletin takımdan desteğini çekmesiydi. îkinci neden ise devletin aktardığı bu paralardan pay almak isteyen güçlerdi. vali abdülkadir sarı’nın başkanlık yaptığı sırada sürekli yolsuzluk iddiaları gündeme getirildi. bu iddiaları gündeme getiren ekibin başında ömer gülüştür vardı.
bu ekibin, vali sarı’yı sürekli üst makamlara şikâyet etmesi üzerine abdülkadir sarı da çareyi vanspor’un hisselerini halka açmakta buldu. ancak, bu girişim başarılı olamadı; il özel idaresinde olan hisselerin yüzde 98’ine vatandaşlar ilgi göstermedi. bunun üzerine kulübün özelleştirilmesi kararı alındı. ihale için bir komisyon kuruldu. komisyon, vergi rekortmeni olan şirketin yüzde 98’ini satışa çıkarttı. şirketin bu hisselerini 50 milyar liraya ömer gülüştür satın aldı. üstelik diğer gayrimenkul ve tesisler bir yana yalnızca vanspor’un değeri 10 milyon dolardı.
bu satıştan bir hafta sonra naklen yayın havuzundan kulübe 554 milyar lira geldi. bu paraları da alan gülüştür, teknik direktörlerin alacaklarını, futbolcuların kulüplerine ödenmesi gereken bonservis ücretlerini ödemedi. takım gittikçe kötü sonuçlar aldı. kulübün başkanı olan gülüştür’e tüm vanlılardan tepkiler gelmeye başladı. bu tepkilere karşı gülüştür “bu kulüp benim malım. ya bu vatan hainlerini maça almayacağım veya federasyona müracaat edip, maçlarımızı deplasmanda oynayacağız” diyerek hakaret etti. bir süre sonra da zaten takım küme düştü.
ganalı tetteh ile anlaşmazlığa düşen ve fifa’lık olan vanspor başkanı gülüştür, talimatlara göre tüm yazışmalarını futbol federasyonu kanalı ile yapması gerekirken, konuyu kendi başına halletmeye çalışınca ortalık karıştı.
fifa’ya, tetteh’in iddia ettiği alacakların ödendiğine dair bilgi ve belgeleri türkçe olarak gönderen vanspor kulübüne ilk tepki buradan geldi. fifa, söz konusu dosya ile ilgili bilgileri aktarmakla yükümlü olan federasyonu uyararak kendilerine ulaşan evraklara bir anlam verilemediğini ve ingilizce ya da fransızca olarak gönderilmesi gerektiğini bildirdi.
bunun üzerine federasyon gerekli girişimlerde bulundu; yazışmaları yaptı; vanspor’dan para isteyen ganalı oyuncunun talebini dondurdu.
federasyon ikinci aşamada talimatları çiğneyen ve türkiye’yi “komik” duruma düşüren sorumlulara ceza yağdırdı. ömer gülüştür, idareciler m. reşit dede, idris karael ve çetin karaduman, fifa ile doğrudan yazışma yaparak talimatlara ağır şekilde aykırı davrandıkları gerekçesiyle altışar ay, toplam iki sene hak mahrumiyeti ile cezalandırıldı.
vanspor’a zararı bununla kalmayan ömer gülüştür, takımın ikinci lig’e düşmesi üzerine iyi futbolcuları başka kulüplere sattı. bu paraları da alan gülüştür ortadan kayboldu. geriye trilyonlarca lira vergi borcu kaldı. vanspor aş’nin ortaklarından zeki karakuş’un dava açması sonucu mahkeme, kulübü gülüştür’den geri aldı. ancak, ortada kulüp diye bir şey kalmamıştı.
vanspor’un içini boşaltan ömer gülüştür bir süre sonra yeniden ortaya çıktı. ancak bu kez vanspor’la ilgili değil, türkiye’nin en büyük yolsuzluk operasyonlarından olan egebank’ın hortumlanmasıyla gündeme geldi. çevirdiği yasadışı işler nedeniyle fırıldak ömer lakabını alan gülüştür’ün ege-bank’m içinin boşaltalmasında etkin rol oynadığı belirlendi. egebank’tan gülüştür’ün sahibi olduğu harmak şirketi’ne 8 milyon dolar para aktarıldığı ortaya çıktı. sık sık ifade değiştiren gülüştür hakkında sonunda 29 eylül 2000 tarihli mahkemede tutuklama kararı çıkarıldı. uzun süre yargılanan gülüştür, sürekli egebank’ın eski sahibi yahya murat demirel’i suçladı.