bir anket yapılsa ve “mehmet ağar ismi size neyi çağrıştırıyor?” diye sorulsa, büyük olasılıkla katılımcıların yüzde yüze yakını “derin devlet” yanıtını verecektir. son yirmi yılda derin devlet, çete ve mafyayla ilgili yazılan her kitap ve makalede mutlaka ağar’ın adı yer alıyor. bu nedenle burada ağar’ı anlatmaya gerek yok; ama ağar’ın futbol dünyasıyla ilişkileri, futbolu nasıl çete ilişkilerini aklamada kullandığı hakkında çok az şey yazıldı.
sıkı bir galatasaray taraftarı olan ağar’ın en yakınındaki isimlerden biri korkut eken. emekli yarbay eken, uzun yıllar mehmet eymür’le mıt’te çalıştı. daha sonra ağar, eken’i emniyet’e transfer etti. hem de düşmanı mehmet eymür’ün elinden alarak. ve eken’e, özel timcileri eğitmek görevi verildi.
derin devletle ilgili tartışmalarda adı eken’den fazla anılan mehmet ağar’ın dokunulmazlığı nedeniyle yargılanmadığı susurluk çetesi davasında eken, çete yöneticisi olmak suçundan altı yıl ağır hapse mahkûm oldu.
çetenin siyasi ayağını oluşturan siyasi ve üst düzey isimler yargılanamayınca yöneticilik suçu da eken’e kalmıştı.
işlediği suçlar sorulduğunda eken, mahkemede hep devlet sırrı diyerek konuşmaktan kaçındı; ama ceza almaktan kurtulamadı.
ağar, dava süresince eken’e sahip çıktı; eken’in cezaevine girmemesi için elinden geleni yaptı. paşalara eken lehine açıklama yaptırdı; yargıtay’a baskı yaptı; bu baskıyı yazan gazetecileri tehdit etti; ama başarılı olamadı. eken cezaevine giderken bile yanındaydı. sonunda eken çete suçundan mahkûm olmuş, cezaevine konulmuştu.
ağar ise eken’in bir kahraman olduğunu söylüyordu. bunun için korkut eken adına futbol turnuvası düzenledi. üstelik eken’in yattığı ayaş cezaevi’nin yanındaki halı sahada.
turnuvanın başlama vuruşunu mehmet ağar yaptı. açılış maçına eski futbolcu, şimdilerde çete lideri sedat peker’in danışmanlığını yapan bülent uygun, o dönemde gençlerbirliği’nde oynayan daha sonra beşiktaş’a transfer olan okan koç, ankaragücü’nden haşan keleş de katıldı.
turnuvaya galatasaraylı arif erdem’in de katılması bekleniyordu. ama arif erdem, turnuvaya katılmak yerine eken’i cezaevinde ziyaret etmeyi tercih etmişti.
eken’i, fatih terim ve mehmet ağar aracılığıyla tanıdığını söyleyen arif erdem, eken’le ilişkisini “fatih hoca zamanında mehmet abi (ağar) sürekli bizim maçlarımıza gelirdi. eken de ağar’ın yanındaydı. orada güzel muhabbetler ettik. arada bir sevgi alışverişi oldu. onun oğlu gibiyim. bizim takımdan çoğu insan onu çok sever. insanların çoğu da onu çok sever” diye açıklıyor.
arif erdem ve arkadaşları futboldaki bir yargıyı da değiştiriyorlardı. artık yalnızca futbolcu değil, aynı zamanda sağcıydılar. çete liderleriyle birlikte görünmekten, aynı masada oturmaktan rahatsızlık duymuyorlardı. aksine onur duyuyorlardı.
arif erdem’in anlattıkları mehmet ağar’ın fatih terim döneminde galatasaray’daki etkinliğini ortaya koyuyor.
mehmet ağar deyince insanların aklına nasıl derin devlet geliyorsa, fatih terim denildiğinde de mehmet ağar geliyor. türkiye’de biri futbolda diğeri siyasette birbirini çağrıştıran başka bir ikili yok. zaten fatih terim’in yükselişinde mehmet ağar’ın izlerini bulmak mümkün.
terim, teknik direktörlük kariyerinin başında başarılı bir grafik çizmemesine karşın, önce milli takım antrenörlüğüne, ardından da takımın teknik direktörlüğüne getirildi. terim’in önü bundan sonra açıldı.
mehmet ağar’ın asıl istediği terim’in galatasaray’ın başında olmasıydı. bunu da yaptı. terim’in galatasaray’ın teknik direktörü olmasıyla ağar’ın yeni karargâhı florya tesisleri oldu. arif erdem’in anlattığı gibi ağar yalnızca maçlara gitmiyor, antrenmanları bile kaçırmıyordu. yanında da susurlukçu ekibiyle. hatta ağar bu dönemde basın toplantılarını bile galatasaray’ın florya tesisleri’nde yapmaya başladı.
galatasaray’ın uefa ve süper kupa’yı almasından sonra terim, italyan takımları fiorentina ve milan’a transfer oldu. milan’ın başkanı aynı zamanda ülkenin de başbakanı olan silvio berlusconi’ydi. aslında berlusconi ile ağar’ın ortak özellikleri vardı: her ikisi de ülkelerindeki derin devletin simgeleriydi.
buna karşın terim’in milan’daki görevine bir süre sonra son verildi. türkiye’ye geri gelen terim, ağar’m devreye girmesiyle 2002 yılında yeniden galatasaray’ın başına geçti. ersun yanal’ın ayrılmasıyla da bu kez milli takım’ın teknik direktörlüğüne getirildi.
silah kaçakçılığı ve terim
2004 yılında tbmm’de futboldaki şike, mafya ve haksız rekabeti araştırmak amacıyla meclis bir araştırma komisyonu kurdu. komisyon, futbol-mafya ilişkisi üzerine yazdığım yazılar, yaptığım röportajlar nedeniyle beni de bilgi vermeye çağırdı. 15 mart 2005 tarihinde mafyanın futboldaki etkinliğiyle ilgili olarak beni, tuncay özkan’ı ve adil serdar saçan’ı dinledi.
komisyon toplantısına ilk önce ben katıldım ve bildiklerimi anlattım. sıra komisyon üyesi milletvekillerinin sorularına gelmişti. ilk soruyu komisyon başkanı akp ankara milletvekili haluk ipek sordu: “fatih terim’in italya’da görev yaptığı dönemde italya ile azerbaycan arasındaki silah ticaretinde rol oynadığı konusunda ne biliyorsunuz?"
bu konuda bilgi sahibi olmadığımı söyledim. ama biraz da şaşırmıştım. terim’in adı ilk kez bir araştırma komisyonunun gündemine gelmişti.
kendi kendime “bunu araştırdıklarına göre ellerinde belge var” diyordum. bu nedenle komisyonun çalışmalarını tamamlamasını ve raporun hazırlanmasını dört gözle bekledim. sonunda komisyon çalışmalarını bitirdi ve hazırladıkları raporu bana da gönderdiler.
içinde bana sorulan soruyla ilgili tek bir cümle yoktu.