saygısızlık, değerbilmezlik tanıl bora 06/03/2004 radikal.com.tr
avrupa kupalarında türkiye'den sadece gençlerbirliği kaldı.
bir ingiliz, bir portekiz, bir italyan takımını eleyerek uefa kupası'nda 4. tura çıktılar. ahmet çiğdem'in bu salı çıkan radikal futbol'da belirttiği gibi, 'saygı' gösterilmesi gerek bu takıma.
bu uefa çarşambası sonrasındaki gazetelere bakarsanız, evet, bir miktar saygı ve ilgi gösteriliyor.
ama geçen perşembe turun ilk ayağında yapılan bir saygısızlığı ben hâlâ unutmuyorum. türkiye futbol ortamının 'ötekilere' dönük genel saygısızlığının bir timsaliydi bu. üzerinden bir hafta geçti ama yanılmıyorsam kimse bahsetmedi, o halde bir kayıt düşmek üzerime borçtur.
parma-gençlerbirliği maçının kanal d'deki naklen yayınını izleyenler hatırlayacaklardır: maçın son beş dakikasında yayın kesildi, henüz başlamamış valencia-beşiktaş maçına bağlanıldı, sonra reklamlar, ardından valencia-beşiktaş maçıyla devam edildi. parma-gençler maçı ise ekranın sağ alt köşesinde, pul boyutlarında servis edildi meraklısına. o sırada gençler 90+'larda 1-0'lık skoru korumaya çalışıyordu ve siz gidişatı ancak oyuncuların beden dilinden takip edebiliyordunuz. bu önemli galibiyetin maç sonrası sevincine tanık olmak da mümkün olmadı, on saniyeliğine bile... henüz bitirmediğiniz tabağı önünüzden çekip alan kötü kebapçı garsonlarınınkine benzer bir tavırdı bu. valencia-beşiktaş maçının peşrev dakikalarını 'pullayıp' (mühim bir pozisyon olursa ekranı büyütmek üzere), gençlerbirliği maçını tamamına erdirmek, yapılamayacak bir iş miydi? galatsrayfenerbeşktaş dışındaki bütün takımları 'çerez sayarsanız, böyle bir yordam tasavvur bile edilemez tabii. sadece gençlerliler değil, çok sayıda futbolsever ekran başında deli oldu; gençlerbirliği taraftarlar derneği gayet kibar bir kınama mesajı yayımladı, medyada pul kadar bile yer bulmadı bu tepkiler.
parma-gençler maçının 'pullama' yapıldığı o sinir bozucu beş dakika, türkiye futbol ortamının utanç verici adaletsiz yapısının bir klibiydi âdeta. unutmayalım ve unutturmayalım.
* * *
televizyon ve futbol bahsinde, bir üzücü konumuz daha var: trt'de pazar geceleri yayımlanan spor stüdyosu'na kıyılması. gerçi 'spor stüdyosu' ismen ve idareten devam ediyor ama içi boşaltıldı. levent özçelik'in sunduğu, zeki çol ve ömer üründül'ün yorumcu olarak katıldığı, bildiğimiz 'öz' spor stüdyosu ise televizyonlardaki sayısız futbol programları içerisinde az sayıdaki doğru düzgününden birisiydi. üstelik, en kıdemlisi. 1974 yılından beri süren programı çok uzun süredir sunmakta olan levent özçelik'in, programın gelişmesinde çok katkısı vardı.
'trt ciddiyeti' denen şeyin umumiyetle sevimsiz, resmiyetten kasılmış bir yüzü vardır; bu programda bu ciddiyetin insana iyi gelen yüzünü görüyorduk. mesela maçların ilke olarak takımların puan cetvelindeki sırası izlenerek özetlenmesi gibi bir adaletli tutum, lig mefhumuna saygıyı ifade eden çok ama çok önemli bir ayrıntısıydı bu programın. bir başka önemli özelliği, futbol ortamını kirleten her olaya mutlaka tepki verilmesi, her 'düzgün' davranışın mutlaka altının çizilmesiydi. örneğin 2000 senesinde uefa kupası yarı finalinde galatasaray-leeds united maçı öncesinde taksim'de iki ingiliz taraftarın öldürülmesi olayına hiçbir kanal yeteri ciddiyetle eğilmezken, levent özçelik, olayın ağırlığıyla mütenasip bir dramatik dille buradaki vahamet üzerine uzun uzun konuşmuştu.
levent özçelik, dosyasına hakimdi. ayrıca yorumcularına bir rahatlık telkin ediyordu. böylece, zaten futbolu gerçekten analiz etme melekesine sahip yorumculardan olan zeki çol ve ömer üründül de, daha ferah bir üslûpla konuşur olmuşlardı zamanla. kışkırtıcı olmayan, racon kesilmeyen, seslerin yükseltilmediği, içi dolu bir futbol sohbeti izliyorduk.
bu program niye kaldırıldı? bunun, haluk ulusoy federasyonu'nun yaklaşan seçim işleriyle ilgili 'önlemleri' ile ilgili olduğuna ilişkin iddialar var. 18 şubat tarihli vatan'da zeki çol, federasyon ekibinin, metin tokat'ı türkiye futbol hakemleri ve gözlemcileri derneği'nin başkanlığından uzaklaştırmaya dönük bir çaba içinde olduğunu yazdı. o haftanın pazarında, 'spor stüdyosu' operasyonu gerçekleşti. belki de trt'nin spor stüdyosu'nun, bu programdaki eleştirilerden, yorumlardan 'kafası karışabilecek' delegeler üzerindeki etkisinden endişe edilmiştir. ahmet çakar'a yapılan saldırıyla bu programın kaldırılmasının ortak saiklere dayanıyor olabileceği sorusu takılıyor akla.
trt'nin levent özçelik'li spor stüdyosu'nu da unutmayalım ve unutturmayalım.