çok kalabalık ve çok güzel bir stad ortsaında, rüzgârlı fakat bunaltıcı olmayan bir hava içerisinde, evvelâ beşiktaş, sonra fener yer aldılar.
mütevazin bir oyunla geçen ilk dakikaların altıncısında; iyi oynamak kabiliyetinde olan enver, mutat favullanndan birini yaptı. fikretin çok güzel ve sıkı çektiği şüte, niyazi kendisine mahsus çıkışını her zamankinden daha sür’atli kullanarak, kafasını yerleştirdi. top ayaktan daha kuvvetli bir hızla beşiktaş ağlarına bir müddet takıldı, durdu. niyazinin bu golü pek «avrupakârî» idi.
beşiktaş gol yedim diye sinirlenmeğe başlamadığı için sıkıştırıyordu. son iki maçın idmanlı oynayan feyzinin tehlikeli bir firikiği direği yaladı. fener forveti - namık, şaban, naci kısmı bozuk kaldığı için - niyazinin güzel hareketleri ve orhanın fikret ağabeğisinden bulduğu fırsatlarla ancak müessir olabiliyordu.
fener müdafaasına kadar toplara hâkim olan beşiktaş kale önünde tehlikeli olamıyordu. halbuki fenerin münferit akınları her zaman için yürek çarpıntısı doğuruyordu. orhanın yerden verdiği müsait bir topun dışarı atılması ve hakkının soluna aldığı vole bir şüt fırsatları da netice çıkarmayınca hızın kaybolduğu bir sırada birinci devre bitti.
ikinci devrede hemen beşiktaş kalesine inen topu mehmet ali kurtardı. orhanın iyi ortaları şabanın ve namıkın ayaklarında hedef bulamıyor. hayati çok sıkı bir vuruş yaptı. hüsam fevkalâde kurtardı.
tekrar şerefin kale içerisinde yakaladığı topu hüsam tekrar kesti. sarı lâciverdin meşhur haf hattı geçen haftaki oyunu çıkaramamakla beraber başta reşat olmak üzere verdikleri pas orhandan ve niyaziden maadasında hiçbir işe yaramıyordu.
bilhassa on sakizin içinde iken şüt atamayışları doğrusu şayanı hayret idi. hakkı, rıdvan, topu beraber götürdüler, beraber tehlike yarattılar ve beraber kaçırdılar.
hüsamettinin bu mevsim en formda kaleci olduğunu isbat eden mühim bir kurtarışla yüzde yüz beraberlik fırsatı kaçmış oldu. ve maç ta fenerin yorulmağa başladığı sıralarda bitti.
hakem kemal halim çok iyi bildiği kaideleri nedense siyah beyaz avantajı varken ihmal ediyor gibi idi.