bordo-mavili kulübün en ilginç transferlerinden biri, lange'dir. norveçli golcüyü bizzat izleyen dönemin teknik direktörü giray bulak, bu futbolcunun mutlaka alınması gerektiğini bildirir. öyle bir hava estirilir ki, lange alınmazsa, arzulanan takım kurulamamış olacaktır. görüşmeler birkaç kez olumlu havaya girer, olumsuz sonuçlanır; heyetler gider gelir, parada anlaşıldı, anlaşılamadı derken, lange, trabzonspor'un krefeld'deki kampına katılır. maliyeti 16 milyon mark denir, 12 milyon mark denir, bir türlü gerçek rakam öğrenilemez. sonradan ortaya çıkar ki, alınması için yaklaşık 1 trilyon lira da komisyon ödenmiştir! (ilginçtir; trabzonspor, bir dönemde hem yerli futbolcular, hem de yabancı futbolcular için, alınırken de, gönderilirken de, dahası bonservisi bedava eline verilirken ve de bir başka kulübe hediye edilirken de ne hikmetse bolca komisyon ödemek zorunda kalmıştır.) almanya kampında lange'nin ilk sorunu ayakkabılarında çıkar. 47 numara ayakkabı giydiği için uçakla nürnberg'e gönderilir ve sorun burada çözülür. bir gün sonra geri döner. hazırlık maçlarında bir varlık gösteremez, "yorgun" olduğu ileri sürülür. türkiye'ye dönülür, ilk lig maçlarında tel tel dökülür, "sıcak havada oynayamıyor" denir. soğuk hava beklenir ve günlerden bir gün maç için gidilen yozgat'ta kar yağar. ama ilginçtir, kendisini türkiye'ye getiren, kefil olan teknik direktörü giray bulak, bu maçta ona şans vermez. ondan sonra bellidir ki giray bulak da ondan umudu keser. çünkü kar yağar, buz tutar, sıcaklık sıfırın altına düşer, nedense bazen "taktik santrfor" bazen de "libero santrfor" yakıştırması yapılan bu futbolcu beklenen patlamayı bir türlü yapamaz. bir gün gelir kaçar!
aynı dönemde bir komik transfer de erzurumspor'dan yapılır. mavi-beyazlı kulüpte sorun olan 4 çocuklu alman alexander löbe, tam 500 bin dolar karşılığında renklere katılır; ama o da bekleneni veremez. erzurumsporluların kıs kıs güldüğü bu transfer de sonunda trabzonspor'un başına bela olur. aynı dönemde gelen bulgar yanchev, en sorunsuz transferlerin başında yer alır. ama sol kanat oyuncusu olarak hollanda'dan alınan polonyalı ivan'ın kaderi, özkan sümer'in teknik direktörlüğü dönemindeki shaaka'ya benzer ve bir resmi maçta forma giyemeden geri döner, lvan da, daha sonra, hukuksal açıdan en sorunlu yabancıların başında yer alır.