mehmet yüce'nin türk futbol tarihi - birinci cilt: osmanlı melekleri adlı kitabından;
bu sezonun ve futbol tarihimizin en mühim olaylarından birine dönelim. bu mühim olay, bir kulübümüzün ilk defa olarak yurt dışına çıkması ve orada müsabakalar yapmasıdır:
galatasaray kulübü, nisan ayında memleketi ziyaret etmiş macarlara bir “iâde-i ziyaret” yapma fikrindedir. bu yolculuğun hazırlığına eylül ayında başlamıştır. galatasaray reisi ali sami bey macaristan seyahatini anlatıyor:
“...fakat macarların hüsn-ü kabul fevkalâdeleri bu müzahimi (sıkıntıyı) kamilen ödedi. gece olduğu halde kolojvar şehri ahalisinin bir kısm-ı mühimi türk misafirlerini karşılamaya çıkmış ve bir mü-samere de darülfünun muallimlerinden şâyân-ı hürmet bir zat türk gençlerine hitaben “siz buraya vaktiylen cenk sayesinde gâliban gelmiştiniz. emin olunuz ki; bugünki ge-lişiniz daha şanlı, memleketinizin anısı için daha mühim bir galibiyettir. unutmayınız oyunda yenilseniz bile meleketinize avdet ettiğiniz zaman galip geldik deyiniz. çünkü geçen sefer macarların topraklarını kazanmış idiniz bu sefer muhabbetlerini kazandınız” demiştir.
filvâki galatasaray macaristan’a idmansız ve natamam gittiğinden mağlup oldu. fakat bu mağlubiyet kendisine aczini gösterdi. lüzum-u terakkiyi anlattı ve bilhassa ecnebi seyahatinde bizde maatteessüf henüz layık olduğu ehemmiyetle tatbik edilmeyen terbiye-i bedeniyyenin ef-râd-ı millet arasında ne koyu bir irtibat, ne derin bir mesaiyat, ne büyük bir istîdâd tekâmül uyandırdığını his ettirdi. oyuncular anladılar ki; futbola idman ve çabukluk kadar ahlâk da, terbiye-i milliye de lâzımdır ve kulüplerin de; arzu ile beraber, memleketlerinde sporun hemen unutulmuş olmasından dolayı derin bir teessür uyandı...”
macaristan’da ilk üç maçında oldukça başarısız sonuçlar alan galatasaray, bir araba gol yemenin yanında fenni oyunu ve idman yapmanın mecburiyetini öğrenmişti. bükreş’te ise âdeta bu tecrübenin tatbikatı yapıldı. bükreş’te yapılan müsabakayı mehmet ali oral bey’in notlarından takip edelim:
"... galatasaray takımı bu turnede son maçını bükreş’te bükreş muhteliti ile yapmıştır. bu karşılaşma galatasaray için tam bir muvaffakiyetle sona ermiş ve macaristan’daki mağlubiyetlerini telâfi etmiştir. galatasaraylılar, bükreş muhteliti’ne tam on bir tane gol atmışlar ancak bir gol yemişlerdir. müsabakanın bu şekilde neticelenmesinde macaristan’da yapılan üç maçta edinilen tecrübelerin de tesiri olduğu muhakkaktır.
18eylül 1327 (1 teşrîn-i evvel 1911) pazar
romanya’nın hükümet merkezi bükreş şehrindeyiz. yeni yapılmış olan ‘krallık stadyumu’ o zamana göre geniş bir alâka ifade eden on bine yakın bir seyirci kalabalığıyla tıklım tıklım...
başta kral olmak üzere velîahd karol, kraliçe, prensesler, ecnebi sefirler, bizim maslahatgüzârımız ve kadınlı erkekli pek çok güzide zevat huzurunda bükreşli romen, macar, rus, leh, italyan elemanlardan kurulu bir muhtelit ile türkiye şampiyonu galatasaray takımı karşı karşıya dizildiler.
romenler, beyaz kırmızı yollu fanilaları, türkler sarı kırmızı parçalı gömlekleri ile... hakem, alman konsolosu vidman. türkiye’nin şampiyon kulübü şu kadro ile yer almış: hüsnü - neşet, aydınoğlu raşid - celâl ibrahim, haşan basri, bekir sıtkı - ahmet, idris, gâlib kulaksızzâde, dalaklı hüseyin, emin bülend...
takım kaptanımız emin bülend. kin şâiri...
mûtad merasimden sonra başlayan maçın hemen ilk dakikalarından itibaren türklerin ezici bir hâkimiyete geçtikleri görülüyor. zamanına göre orta haf meşhur hasan’ın emsalsiz tekniği, celâl’in bir kaya parçası hâlindeki mücadeleli oyunu, idris ve hüseyin’in dehşetli şutlan derhal kendini gösteriyor.
henüz bir çeyrek geçmiştir ki; hepsi de o günün bir ‘şükrü’sü olan emin bülend’in ortalarından yapılmış birbirinden güzel dört gol... hüseyin, gâlib, idris ve hasan’m eseri olan bu golleri yine haşan, emin bülend, hüseyin, idris tamamlayarak birinci devre sekiz sıfır galatasaray’ın lehine bitmiştir.
ikinci devrede akınların daima emin bülend tarafından tehlike yarattığını fark edip mütemadiyen romenlerin sağ hafı değiştirmeleri, kendi rolü olmadiği halde santraforların sadece sanrtahaf hasan’ı marke etmeye kalkması, başak renkli san kalecilerinin dalaklı hüseyin’e gidip artık gol atmaması için yalvarması bu tarihi maçın unutulmaz safhalarındandır. oyun artık galatasaray’ın temposu ve bilgili hareketleri ile âhenkdar bir manzara almıştı. başta kral olmak üzere herkes türkleri alkışlıyordu. hele on birinci golden sonra lehimize verilen penaltıyı celâl’in kaleciye bağışlaması üstün bir intiba uyandırmıştı.
haşan o gün belki hayatının en parlak maçını çıkarmıştı. halk kendisini sahadan çıkarken esrarengiz bir şey seyreder gibi seyrediyordu. kral yanındakilere teveccüh ederek haşan için; “bu bir şeytandır” deyip, bu müstesna türk futbolcusunun yüksek kabiliyeti ve randımanı karşısında hayret ve takdirini gizliyemiyordu.”
galatasaray’ın yurtdışında yaptığı müsabakaları buraya yazmak isterim. bu müsabakalar yurtdışmda bir kulübümüzün ilk müsabakaları olması bakımından ehemmiyet arz eder.
galatasaray’ın macaristan ve romanya seyahati müsabakaları:
24 eylül 1911 pazarkolojvar - kolojvar 5-1 galatasaray 26 eylül 1911 salıkolojvar - kolojvar 4-1 galatasaray 28 eylül 1911 perşpeşte - ferencvaros 7-1 galatasaray 01 ekim 1911 pazarbükreş - bükreş muh. 1-11 galatasaray