trabzonspor kulübü'nün 35. kuruluş yıldönümü için üyelerine gönderdiği davetiyede bordo harflerle çok dikkat çekici olarak yazılmış bir bölüm vardı: "36 a milli futbolcu, 466 milli maç, 18 kez avrupa kupaları, 13 tur, 61 müsabaka."
avrupa kariyerinin, trabzonspor'un elde ettiği diğer tüm basanlardan, lig ve kupa şampiyonluklarından daha çarpıcı şekilde yazılması, bilinçli bir seçimdi mutlaka. trabzonspor. "anadolu ihtilali" ile ülke insanının kalbinde taht kurmuş bir kulüp olmakla birlikte, önemli bir taraftar potansiyeline de avrupa başarılarıyla sahip olmuştu zira. istanbul hegemonyasına karşı mutlak bir üstünlük sağlaması, onu yüzyıllardır ihmal edildiğine inanan anadolu insanının gözünde ne denli saygıdeğer konuma getirdiyse, avrupa zaferleri de batıya oranla geri kalmış bir toplumun kalbinde ayrı bir yere oturtmuştu doğal olarak. dahası, avrupa'nın çeşitli ülkelerinde geçim ve yaşam mücadelesi veren vatandaşlarımız için de gururla taşınacak bir bayrak olmuştu.
* * *
trabzonspor'un avrupa macerası daha başından belli etmiştir nasıl bir seyir göstereceğini. 1976-77 avrupa şampiyon kulüpler kupasının ilk maçında, izlanda'da akranes'e üç gol atarak başlar bu yol öyküsü. ilk avrupa golünü atan oyuncu ünvanı necmi perekli'ye nasip olur. son bölümüne 1-1 girilen maça yapılan radyo bağlantısında, trabzonspor'un peş peşe attığı iki golü, "burada gol yağmuru var" diye nakleden spikerin sesi bugün hâlâ canlıdır kulaklarımda. türk takımlarının ve millîlerimizin artık hemen her ülkenin takımıyla boy ölçüşür hale gelmesine bakıp da izlanda çıkarmasını hafife almayın lütfen; milli takım düzeyinde uzun süre çile çektiğimiz bir deplasman olmuştur izlanda.
akranes-trabzonspor maçı, kişisel olarak da ayrı bir önem taşır benim için. ilk kramponum, ilk adidas eşofmanım oradan gelmiştir, kafilede yönetici olan ergin amcamın bavulunda. ilk avrupa kupası maçımı da yine akranes'e karşı seyretmişimdir haliyle, avni aker'de.