ligdeki son maçımızda karagümrük karşısına çıkarken artık şampiyonduk. çok zorlu bir maratonu yüzümüzün akıyla bitirmenin kıvancını yaşıyorduk, izmir'deki kupa finalinde de beşiktaş'ı 2-0 yenerek sezonu çifte kupayla kapadık. istanbul dukalığına karşı yine krallığımızı ilan etmiştik.
bugün, gerçekten çok zorlu bir sezonda o günkü koşullarda ulaştığımız başarıların sırrı nedir, diye düşündüğümde "dayanışma, mücadele gücü, sorumluluk, kendimize ve arkadaşlarımıza saygı, zorluklara göğüs germe direnci" geliyor aklıma.
necati cumalı'nın trabzon'u tanımlayan şu sözleri bir de:
"önü, huyunu suyunu hep bildiğimiz, günü gününe uymaz, sert karadeniz... trabzonlu, çatık kaşlı, şakasız ana ile babanın elinde büyüyor. ekmeğini kazanabilmek için, eline ayağına çabuk, çalışkan olmak, aklının bütün gücünü ayaklandırmak zorunda. trabzon oyun havalarının kıvraklığı, canlılığı bu yaşam serüveninin sonucu. o havaların sevinç taşıması bu yüzden. doğayı yenen insanın sevinci..."