ilk basımı 2004 olan islam çupi'nin "olaylar, sağbekin lahana dolmasını yemesiyle başladı" kitabından;
faruk bolu panzeri
bir isimsiz kramponlu tabeladan bir isimli kulüp plakasının ışıltıları içine düşünce, reklam buluşçularının cilalı dili ile, fark edildi...
yalovaspor'un transferci geçmez milyarder uğramaz asude elma bahçeli diyanndan boluspor'un oksijeni bol albenisi fazla vitrinine düşünce faruk, birden büyük meraklarla büyük kasaları ağzını açmış şekilde kendi menzilinin içinde buldu.
bir de "milli takım futbolculuğu" denene türkiye'nin en pahalı kostümü çok kosa süre sonra üstüne giydirilince boluspıorlu faruk oyunculuğunu bisiklete bindirmiş şekilde, istanbul'un yedi tepesinden en dorukları olan fenerbahçe, beşiktaş ve galatasarya'ın görkemli sivriliklerinde dolaştırmaya başladı.
bir başka aşktır "arz-talep" türkiye'de "arz" burnu ile birlikte yaşam biçimi de çok topuklu kunduralara kaymış geniş keyifli bir gelinse, "talep" denen damat yandı.
koş yedi iklime anorakla, ayağındaki botlarla, ellerinde sedir ağacı gibi açılmış şemsiye ile...
* * *
bolusporlu faruk futbol düyamıza ilk defa vücudunun kalın kesilmiş kasları ve çiğerlerinin çok şişmiş gürlüğü, yani sakatatı görkemli ölçüleri ile girdi.
bir zamanlar tosladığı yerden insan cihanı patlatan galatasaraylı yusuf, bir zamanlar sahaya çıktığı zaman rakiplerin bir kaç tanesini hantal bu deniz mavnası gibi çeken trabzonsporlu ünal, sanki yeni bir kramponlu hayat olup faruk'un hücrelerine değişik bir çimen kuvvetini temsil eden gizli pazular olarak girmişti.
faruk çarptığı yeri çürüten, çiğerlerine depoladığı oksijen galonları ile sahanın hangi noktasına giderse gitsin fizik üstünlüğü bilmeyen, ölmeyen, "can" sistemi yediye çıkan, modern tıbbın dışına düşmüş doğumu değişik bir insan tipi idi.
bolusporlu faruk üstelik kendisini her futbol metresinde ağırlaştıracak, terletecek tüm bu hantallık hamulelerine rağmen tıpkı çöl pistlerinin 100 metrecisi impala gibi, hayret getirecek bir sürat ve çabukluğun gizli motorlarına sahip, profesyonel futbolculukla değişik bir teknoloji idi
* * *
bu tip oyuncular için, futbolun türkiye içinde kalmış ya da yedi tekerlekli olup dünya çevresinde yedi tur atmış tarih, çok uzun değil, yedi santimi bulmayan bir ömür mesnevisi yazar.
"vücudunu ayakta tuttukça, kendisini ayakta tutabilecek futbolcu tipi..."
bolusporlu faruk bir küçük lig takımından ligin görkemli üç büyük garından birisinde yaşanacak ray bulduğunda, acaba şimdilik benim "ter adam" olarak lup altına koyduğum çocuk, bu fanuslu dünyadan çıkıp, çarpıcı bir teknik ustalığa bürünüp ayağına zor paralanan bale pabuçlarını giyer mi?..
şimdilik fizik kurguları çok sıhhatli nefes alışları ile rakip üfüren, sahanın bastığı her noktasında mutlaka fizik ihtilalleri çıkaran faruk, küçük takım sorumluluğundan kurtulup, futbolumuzun en ağır üç zırhından birini giydiğinde çevireceği şövalye filmleri, nasıl bir hayranlığın nasıl bir heyecanın odak noktası olacak?
* * *
futbolcuyu başlangıçlarda yakalayıp onun hayatına dürüst ve sağlıklı teşhisler koymak, kutuplarda açık havada solaryum istasyonları kurmayı hayal edecek kadar tehlikeli bir turizmcilik yatırımı olur.
bolu dağlarından istanbul'un deniz seviyesine doğru inilecek yokuşta faruk panzerinin dukalığa getireceği ihracatın şekline şimdilik hiçbir futbol ekonomisti sağlıklı teşhis koyamıyor.