sovyet futbolunun 50 ve 60’lı yıllardaki lideri, efsane lev yashin’in de katkılarıyla dinamo moskova’ydı. 70’li ve 80’li yıllarda ise diğer bir efsane aldı sazı eline. lobanovsky ve takımı dinamo kiev, avrupa futboluna damga vurdu. bu iki devin arasında kalan fakat sovyet futboluna duyulan sempatide büyük katkısı olan bir takım daha vardı: dinamo tiflis.
iki takım, 13 mayıs 1981 günü rheinstadion çimlerine ayak bastığı andaki atmosfer en az karşılaşma kadar sürpriz olmuştu. sadece 4750 kişi kupa galipleri kupası şampiyonunu görmek için oradaydı. 1980-1981 avrupa kupa galipleri kupası henüz başlamadan yarı finalde yer alması beklenen valencia, roma, west ham united ya da benfica gibi takımlar rheinstadion çimlerine çıkma başarısını gösterememişti. kupa galipleri kupası finali’nin adı daha önce pek de duyulmayan cinstendi: dinamo tiflis – carl zeiss jena .
ilk turda roma’yı daha sonra da valencia ve benfica’yı kupanın dışına iten ve dinamo dresden’in taşıdığı bayrağı sezonluk devralan carl zeiss jena, bu üç devi kupa dışına iterek sürpriz seçeneklerini arttırmıştı. rakibi olan dinamo tiflis ise çeyrek finalde elediği west ham united dışında büyük bir takımı elememişti ya da bir başka deyişle kendinden güçsüz takımlarla eşleşmişti. aslında yazının ana fikri de burada ortaya çıkıyor. zaten o dönemde dinamo tiflis’den güçlü çok az takım vardı, bunun farkında olan insanlar ise o takımlardan da azdı…
ağabey dinamo moskova’dan iki yaş küçük, küçük kardeş kiev’den ise iki yaş büyük tiflis’in dinamosu 1925’te kurulur. 1950’lerde avtandil ghoghoberidze’nin golleriyle adını duyurmaya başlar mavi-beyazlılar. 1960’ların başında ise gavril kachalin liderliğinde adlarını tüm avrupa’ya duyururlar. 1964 sezonunun son 15 maçında yenilmeyen takım, tarihinin ilk sovyet ligi şampiyonluğunu kazanır. datunashvili ve metreveli gibi oyuncularıyla avrupa’nın da dikkatini çeken takım, sovyet takımlarının avrupa kupaları’na katılmaması nedeniyle avrupa sahnesine çıkmakta gecikir. sovyet takımları 70’li yıllarla beraber avrupa vitrinine çıksa da, dinamo tiflis küçük kardeş kiev ve deha lobanovsky’nin gölgesinde kalır. 1976 ise tiflis’in şansının döndüğü senedir.
takımın başına, saç stiliyle fikret kızılok’un tiflis şubesi olan nodar akhalkatsi geçer. yetenekli 10 numara david kipiani, sovyet milli takımının da liberosu olan aleksandır chivadze, pır pır forvet ramaz shangelia ve daha birçok üst seviye oyuncuyu kadrosunda tutan takım, güzel günler için umut verir. 1978 yılında sovyet ligi’ni ikinci kez kazanan dinamo tiflis, şampiyon kulüpler kupası ilk turunda karşılaştığı son avrupa şampiyonu liverpool’u 3-0’lık zaferle kupanın dışına iterek tüm avrupa’ya kendilerini nelerin beklediğini gösterir. ikinci turda final oynayacak olan hamburg’a elenseler de sene sonunda sovyet kupası’nı kazanarak kupa galipleri kupası’nda oynamaya hak kazanırlar. akhalkatsi ve takımının futbol tarihine adını yazdıracağı performans da katıldıkları bu kupada ortaya konulur.
otoriteler tarafından ‘muhteşem takım’ olarak anılan tiflis’in carl zeiss jena ile oynadığı final maçı, bu unvanı niçin kazandıklarının 90 dakikalık özetidir aslında. 1979 yılında sovyetlerde yılın kalecisi seçilen otari gabelia’nın kısa boyuna rağmen kalesini korumasındaki başarısı ya da çeyrek finalde oynanan west ham maçında defansından çıkarak şık bir gol atan kaptan chivadze’nin ne denli klas bir libero oluşu… shengelia ve gutsaev’in rakibi zorlayan driplingleri ya da bahtsız yıldız daraselia’nın mücadelesi ve kupayı getiren enfes golü… milimetrik pasları, şık top kontrolleri kadar oyunun içinde kaybolmasıyla da kusursuz bir 10 numara olan david kipiani’nin orkestra şefliği… işte bunların hepsinin sonucu olan 2-1’lik zafer ve kazanılan kupa galipleri kupası, avrupa’da kupa kazanan ikinci sovyet takımı yapar onları.
küçük kardeş kiev’den sonra bu kupayı kazanan tiflis, nodar akhalkatsi’nin 1983’te takımdan ayrılmasıyla formunu yıllar geçtikçe kaybetti. dağılan sovyetler birliği’nin ardından mücadelesini gürcistan ligi’nde sürdüren takım, 1990’lı yıllara damga vururken, yeni yapılanan gürcistan futbolunu yönetmek de nodar akhalkatsi‘ye düşmüştü. siyasal değişime ayak uydurma devresini henüz atlatamadan futbol dünyasının değişimiyle karşı karşıya kalan tiflis, avrupa arenasından yavaş yavaş çekilerek şota, kobiashivili, kaladze gibi oyuncuları yetiştiren bir kulüp olma yolunu seçti. özellikle türk futbolseverlerin doğu avrupa futboluna sempati duymasının sebeplerinden birisi olan dinamo tiflis ve altın çağının lideri nodar akhalkatsi’nin ruhunu farklı renklerle de olsa yeşil sahalarda görmek dileğiyle. ‘yaşasın düşük bütçeli takımların kardeşliği!’