1970 yılı şili için bir dönüm tarihidir. unitad popular cephesinin sosyalist lideri allende seçimleri kazanmış, emek ve ulusal bağımsızlıktan yana radikal bir programı uygulamaya koymuştur. şili’nin bakır ve kömür madenleri ile demir-çelik ve demiryolları gibi stratejik nitelikli sektörleri millileştirilir. ford ve itt’ye ait ulus ötesi tekellerin fabrikalarına el konulur. ücretler arttırılır, geniş kapsamlı bir sosyal yardım programı başlatılır ve geniş kapsamlı bir toprak reformuyla topraksız köylülere toprak dağıtılır.
ancak amerika’nın “arka bahçesinde” filizlenmekte olan bu sosyalist dönüşüme karşıdevrim gecikmez. amerikan istihbarat teşkilatı’nın (cia) doğrudan yönlendiriciliğinde bir dizi sabotaj ve toplumsal şiddet uygulamaya konulur. sanayiciler, bankacılar, muhafazakâr bürokratlar ve üst dereceli subaylardan oluşan bir koalisyon, allende hükümetinin kazanımlarına karşı şiddete başvurmaktan çekinmez. 11 eylül 1973 sabahı amerikan yönetiminin ve cia’nın da desteğini arkasına alan general augusto pinochet, kendisine bağlı birliklerle başkanlık sarayını kuşatır ve hava kuvvetleri parlamentoyu bombalamaya başlar. allende teslim olmayı reddeder ve yaşamına son verir.
11 eylül’ü izleyen günler şili’nin ilerici, yurtsever güçleri için baskı, tutuklanma ve işkence günleridir. binlerce sosyalist, sendika lideri ve emekçi estadio nacional’da (santiago stadyumu’nda) hapsedilir. stadyum kitlesel bir engizisyon mahkemesine dönüştürülmüştür. işkence, baskı ve her türlü insanlık dışı şiddet general pinochet’in askerleri tarafından planlı bir biçimde uygulamaya geçilir. şilili ozan victor jara’nın bilekleri kesilir ve gitar çalmaya devam etmesi emredilir. insanlık dışı işkenceler santiago stadyumu’nun duvarlarını aşar ve tüm dünyada yankı bulur.
***
darbeden yaklaşık iki buçuk ay sonra, 21 kasım 1973’te şili ulusal futbol takımı dünya kupası elemelerinde sovyetler birliği ile karşılaşacaktır. sovyetler, binlerce yurtseverin işkence gördüğü santiago stadyumu’nda herhangi bir spor karşılaşmasına katılmayacağını bildirir ve fifa’dan müsabakanın tarafsız bir sahaya alınmasını talep eder. 27 ekim tarihinde sovyet futbol federasyonu fifa’ya şu telgrafı çeker:
“şili’de faşist bir ayaklanma sonucunda yasal hükümetin devrilmiş olduğu ve ülkede kanlı bir terör ve baskı rejiminin hüküm sürdüğü herkesçe bilinmektedir. santiago stadyumu futbol müsabakası oynanabilecek bir mekân olmaktan çıkarılmış, şilili yurtseverlerin işkence gördüğü bir toplama kampına dönüştürülmüştür. sovyet sporcuları şilili yurtseverlerin kanıyla bezenen bir stadyumda spor karşılaşmasına çıkmayı reddeder.”
bu girişim üzerine fıfa estadio nacional’i incelemek üzere şili’ye bir heyet gönderir. fifa heyeti incelemeleri sonucunda “stadyumun çimlerinin futbol oynamaya elverişli; sahanın ölçülerinin teknik standartlara uygun ve seyircilerin tribünlerinin düzenli ve temiz” olduğuna dair bir rapor verir ve santiago stadyumu’nda “politik tutukluya rastlanmadığını, sadece hüviyetleri tespit edilememiş olan bazı şahısların alıkonulduğu”nu belirtir.
sovyet takımı bu şartlar altında şili’ye gitmez. maç, saatinde başlatılır. şilili forvet oyuncuları birkaç pasta sovyet ceza sahasına girerler ve boş kaleye gollerini atarlar. maç, santra yapılamadığı için bu tek golle sona erer: şili 1 - sovyetler 0.
şili böylece 1974 dünya kupası’na katılır. protestolar arasında oynanan grup maçlarında ev sahibi batı almanya’ya yenilir; doğu almanya ve avustralya’yla beraber kalarak kupadan elenir.
bu arada şili ekonomisinin ve toplumsal yaşamının “serbest” piyasaya terk edilmesini amaçlayan muhafazakâr bir yapılandırma programı şikago üniversitesi’nde eğitim görmüş bir dizi teknokrat tarafından başlatılmıştır. şili ekonomisi şikago çocuklarının emrinde tarihte görülmemiş bir soygun ve talan dönemine kucak açar. allende hükümetinin tüm reformları, sanayi ve tarım politikaları tersine çevrilir. sendikalar ve köylü birlikleri acımasızca ezilir; millileştirilmiş sanayi ve madenlerle köylülere dağıtılmış olan topraklar büyük toprak sahiplerine geri verilir. şili’de piyasa köktenciliği, politik terör ile birlikte kol kola girmiştir.
futbol, kuşkusuz, sadece yirmi iki oyuncunun oynadığı ve doksan dakikadan ibaret bir oyun değildir.