, 1980'in avrupa şampiyonu batı almanya'ya karşı lefter'li metin oktay'lı jenerasyonu mumla arayan, 1980 darbesi ve öncesinde yaşanan sosyo-ekonomik buhranın futbolunu da vurduğu zayıf futbol ülkesi türkiye. 1983 nisan ayında izmir'de almanların 3-0 kazandığı ilk maçın ardından iki ülke milli takımı berlin olimpiyat stadın'da 26 ekim'de karşılaşır.
maç öncesi berliner morgenpost gazetesi "türkler kadın seyirciler ile stada silah sokacak" haberi ile yaklaşık 20 yıl öncesinden 11 eylül zihniyeti ile haberler yaparken yine hertha berlin taraftarlarının türk taraftarlara savurdukları ırkçı tehditler milliyet gazetesi arşivlerinde kendine yer bulmuş. maçtan bir gün önce ümit milli takım alman ümit milli takımına 7-0 yenilince ağabeyleri başta olmak üzere bizim medyamızı da bir korku sarsa da bir önceki berlin zaferine atıfta bulunan bir manşet ile maç gününe hazırlanmışız. erdal keser'in "forster'in yokluğu şeker gibi, schuster'in bulunmayışı da bal kaymak..." cümlesinin de bir züğürt tesellisi olduğu maçtan sonra acı bir şekilde anlaşılacaktı.
40.000 seyircinin izlediği karşılaşmada almanların görevi saldırmak türklerin görevi de gittiği yere kadar savunmak olur. fatih terim'in önderliğindeki savunma hattı rudi voller-karl heinz rummenigge-lothar matthaus 3'lüsünün geliştirdiği ataklara karşı ilk devre iyi dayanır ta ki maçın o ana kadar başarılı isimlerinden kaleci adem voller'in 45. dakikadaki şutunu önce tutup sonra elinden kaçırıp gole neden oluncaya kadar. 45 dakika oldukça iyi dayanan türkiye ikinci yarı ise disiplini iyiden iyiye kaybeder. 60. dakikadan sonra sahada almanya fırtınası eser. 61. dakikada kornerden gelen topa altı pas önünde rummenigge dokunur ve skoru 2-0 yapar. 64'te matthaus'un getirdiği topta voller ceza sahası sağ köşesinde iki rakibini geçer ve soluyla mükemmel vurarak farkı 3'e çıkarır. iki dakika sonra rummenigge sağ kanattan gelen derin pası topuğuyla stielike'nin koşu yoluna bırakır, stielike müthiş vurur, 4-0. 68'de bu sefer golü atan biz oluruz. kornerden gelen topta skorun rahatlığı üzerinde olan alman savunması önce erdal keser'i boş bırakır. onun kale önüne gönderdiği topu ise yine kafayla dobi hasan ağlara gönderir. skoru 4-1'e getiren gole dobi hasan'ın gösterdiği sevinç o yıllarda türk futbolu ile avrupa futbolu arasındaki farkı anlamamızı sağlayabilir. 75. dakikada almanların gol üstadı rummenigge'nin penaltı golüyle maçın da sonucu 5-1 olarak belirlenir.
ertesi gün "bozgun" manşetleri atılırken mağlubiyetin sorumlusu ve günah keçisi ilk goldeki hatası nedeniyle kaleci adem olarak seçilir. hem de sadece türk medyası değil almanlar da adem'i maçın kahramanı (!) olarak lanse edip "şayet iki takım kalecileri değişselerdi almanya kaybederdi", "almanya adem'e teşekkür etmeli" gibi başlıklar kullanmışlar. adem'in yediği ilk gole oldukça sinirlenen turgut özal'ın televizyon başından kalkıp maçı yarıda bıraktığını yazan gazeteler ayrıca maç sonunda sahaya türk bayrakları ile inen gurbetçi taraftarların rummenigge'yi omuzlarına alıp stad içinde dolaştırdıklarını da yazmış.